28 Şubat 2013 Perşembe

İmam Gazali Hz nin duası

Rabbim! En mükerrem ibâdın olan peygamberân-ı izâmın dualarıyla ellerimi(zi) açıyor, yüce arşını omuzlarına yüklediğin Hamele-i Arş'ın ve diğer melâike-i mukarrebînin lisanlarıyla münezzehiyetini ve ululuğunu ilan ederek Sana yalvarıyorum. Senden niyazım, benim gibi âciz ve savunmasız bir kulunu bildik-bilmedik insî, cinnî ya da daha başka düşmanların insafsızlıklarına terketmemendir.

Allahım! Rahmetine, fazlına, lütf u keremine, güç ve kuvvetine iltica ediyor ve bana dostluğunu lutfetmeni.. inayetinle beni desteklemeni.. koruyup kollamanı.. me'mur kıldığın vazifelerimi yerine getirmeye çalışırken yardımını esirgememeni.. başka kapılarda dolaşma ve elâleme el açma mecburiyetinde bırakmamanı ve her zaman sıyanetin ve hıfzın altında bulundurmanı diliyorum.

Kudreti nâmütenâhî ve merhameti sonsuz Yüce Allahım! Ne olur beni bana bırakma ve ucuptan, kibirden, riyadan, nifaktan ve bilmeyerek gizli şirklere düşmekten muhafaza buyur! İçimi, dışımı görünür görünmez kirlerden, paslardan, kusur ve ayıplardan arındır.. kabir azabından ve oradaki çetin imtihana maruz kalmaktan da emîn eyle.. ömrümü bir adanmışlık mülâhazası içinde Sana kullukla geçirebilmeye muvaffak kıl.. yüce nezdindeki ‘ilm-i ledün'den beni de hissedar eyle ve anlayış ufkumun önündeki perdeleri kaldır.. nâdanlarla oturup kalkmak gibi bir pespayeliğe düşürme; düşürme ve sâlih kullarınla yoldaşlık yapmaya muvaffak eyle; neticede beni de o güzel kullarından birisi haline getir!

Allahım! Beni her türlü bela, musibet ve helâkıma sebep olabilecek bütün tehlikelerden koru.. alt seviyedeki düşük insanlardan eyleme.. muhabbet ve sevgi şarabından doyasıya içir ve beni ümitsizlik gibi bütün hastalıkların illeti olabilecek bir ruh bozukluğuna müptela eyleme!

Bütün iyiliklerin mercii Hazreti Berr ü Rahîm'in salât ü selâmı, mahlûkatın nefesleri, yeryüzüne inen yağmur damlaları ve arzdaki nebâtatın sayısı adedince; zâkirler Hakk'ı zikrettiği, gafiller de O'ndan gafil bulunduğu sürece, Seyyid-i Kâinat, mükemmelliğin zirvesi, bütün hayr u hasenât yollarının fatihi ve peygamberlik silsilesinin mührü Hazreti Muhammed Mustafa'ya, âl ü ashâbına, tertemiz ve muhtereme zevcelerine ve zürriyyeti üzerine olsun! Amin!

27 Şubat 2013 Çarşamba

Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Rabbimiz!

Allahım! Sana, lâyık olduğun sûrette ibadet ü taatta bulunabilmemiz için bize yol göster.. masiyet mahallerine düşmemize de müsaade etme ve bizi öyle yerlerden fersah fersah uzak tut.. rızana, hoşnutluğuna ulaşmamıza engel olan şeyleri yolumuzdan kaldır.. işin nihayetinde de bizi Cennetlerinin en güzel köşeleriyle sevindir! Rabbimiz! Şek ve şüpheler durmadan fitneleri körüklüyor, Sen'in dupduru ve tertemiz lütuflarının saffetini bulandırmaya çalışıyorlar. Sen basiretlerimizin üzerindeki şek ve şüphe bulutlarını kaldır.. kalblerimizi kaplayan perdeleri aç.. vicdanlarımızdaki bâtıl izlerini bile sök at ve içimize bütünüyle hak ve hakikat duygusunu perçinle!.

Yüce Allahımız! Bizleri, necat ve felah limanına yanaşan geminin yolcularından eyle.. gönüllerimize, Sana dua dua yalvarmanın lezzetini duyur.. muhabbet havuzlarından da doyasıya içmeyi lutfet.. Sen'i sevmenin ve Sana kurbiyetin halâvetiyle sinelerimizi doldur.. üzerimizden inayetini esirgeme; esirgeme ki, gayretlerimiz sırf rızan için, himmetimiz de yalnız Sana hizmet yolunda olsun. Niyetlerimizde ihlaslı ve samimi olmayı müyesser eyle! Ya Rab! Biz Sen'inle varız ve Sen'in için varız. Sana ulaşabilmek için de yine Sen'den başka bir vesilemiz yoktur.

Ya Rabbenâ ve ya İlahenâ! Bizleri de, Yüce Kitab'ında zikrettiğin ‘mustafeyne'l-ahyâr'/seçkin ve hayırlı kullarından eyle.. bizi destekle ki, yolumuz hep salâha, sâlihâta, iyiliğe kilitlenmiş kullarının yolu olsun.. hep asil davranışların peşinde koşalım.. her zaman hayır istikametinde yarışalım.. ömrümüz fanîyât ü zâilât peşinde değil derecelerimizin yükselmesine vesile olacak bâkiyât ü sâlihât arkasında geçsin.

Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Rabbimiz! Sen her şeye kâdirsin; bizim dualarımıza icabette bulunmak da Sana asla zor gelmez. Ne olur ya Rab, niyazımızı kabul buyur ve bizi haybet, hüsran ve inkisâr-ı hayâle uğratma!.

Alî ibn-i Şihâb el-Hemedânî Hazretlerinin duası

Allahım! Senden bizim, inanan kardeşlerimizin ve topyekün insanların kalblerini, imana, İslam'a, Kur'an'a, ihsan duygusuna ve Peygamberimiz vasıtasıyla bize gönderdiğin bütün hakîkatlere tastamam açmanı diliyoruz.

Rabbimiz! Nezd-i ulûhiyetinden göndereceğin nurlarla gönüllerimizi aydınlat.. sadırlarımıza, sînelerimize inşirah sal.. Sen Settâru'l-uyûbsun; hata, kusur, günah ve isyan olarak bizden ne sâdır olmuşsa Sen onları da setreyle.. aczimizi, fakrımızı şefâatçi yapıp yüce dergâhına iltica ediyoruz; ne olur, merhamet et ve işlerimizi kolay hale getir.. dostlarına karşı olan muameleni bizden de esirgeme ve bizim sîmalarımızı da ağart.. kalblerimizi topyekün islerden, paslardan, küçük-büyük bütün virüs ve mikroplardan arındır.. kabirlerimizi Cennet bahçeleri gibi pür-nur eyle.. bilerek ya da bilmeyerek içine düştüğümüz hatalarımızı, günahlarımızı mağfiret buyur ve tekrar onlara bulaşmak sûretiyle içimizin kirlenmesine müsaade etme!.

Senden hayr u hasenât istikametindeki bütün dilek ve maksatlarımızı gerçekleştirmeni niyaz ediyoruz. Ey sürpriz lütufların sahibi, Ulu Sultanımız! Bizi endişe edip korktuğumuz hususlardan da emîn eyle!

Yâ Erhamerrâhimîn ve Yâ Ekremelekremîn! Bizim, anne-babalarımızın, onların anne-babalarının, bize önderlik ve kılavuzluk yapan büyüklerimizin, bir harf bile olsa kendilerinden istifade ettiğimiz muallimlerimizin, hocalarımızın, onların hocalarının, sevdiklerimizin, sevenlerimizin, içinde neş'et ettiğimiz beldedeki insanların, milletimiz fertlerinin, kadın-erkek arkadaşlarımızın, dostlarımızın, kardeşlerimizin.. bize karşı hep civanmertçe davrananların.. inanan kardeşlerimizin.. hayır dualarında unutmayıp her zaman bizi de yâd edenlerin.. üzerimizde hakkı bulunan kimselerin.. kıymetli nasihatleriyle bize bekâ desenli sâlihatın yollarını gösterenlerin... ve bütün ümmet-i Muhammed'in günahlarını bağışla!

Ey ihsanları bitmek tükenmek bilmeyen ve kullarını lütuf sağanaklarıyla sırılsıklam hale getiren Yüceler Yücesi Rabbimiz! Ne kadar belâ, musîbet ve hastalık varsa, Sen bizi, onların tamamından muhafaza buyur!

Rabbimiz! Duamızın sonunda Sana olan minnet ve şükran hislerimizi bir kere daha tekrarlıyor, Rasûl-ü zîşânı, âlini, ashabını bir kez daha salavâtlarla anıyor ve dualarımızı kabul buyurmanı istirham ediyoruz. Ne olur, bizleri dualarına icabet edilmeyen mahrumlardan eyleme! Amin!.

26 Şubat 2013 Salı

Hazreti Ali (radıyallahü anh)'ın Hizbü's-Seyf İsimli Duasından Bir Bölüm

Allahım! Sen'den, ömrümün geçen kısmında beni değişik ihsanlarınla sevindirdiğin gibi, kalan kısmında da o ihsanlarını tamamlamak sûretiyle daha da sevindirmeni diliyorum. Allahım! Tekliğin, yüceliğin, büyüklüğün, kemâlin, azametin, nurun, re'fet ve rahmetin, ululuğun, eşsiz güzelliğin, cemâlin, celâlin, saltanatın, kudretin, ihsanların, lütufların, nebîn ve habîbin Hazreti Muhammed ve tertemiz yakınları yüzü suyu hürmetine beni nimetlerinden, fazlından, cemâl ve kerem tecellîlerinden mahrum bırakma! Sen kullarına hep cömertçe muamele eder ve hep engin lütuflarda bulunursun. Onun için de Sen'in şanına başka değil sadece cömertlik yaraşır. Bahşettiğin nimetlere karşı yapılan şükür tembelliğinden, noksanlığından dolayı da ihsan musluklarını asla kısmazsın. Haddizatında ne kadar çok lütufta bulunursan bulun, Sen'in hazinelerinden hiçbir şey eksilecek değildir. Sen Mâlikü'l-Mülk'sün. Mülkün için hiçbir sûrette herhangi bir azalma ya da bitip tükenme sözkonusu olamaz ki, Sen de kullarına verdiğin nimetleri azaltasın.

Allahım! Sen'den mehâbet ve mehâfetin karşısında her zaman huşû ve hudû ile çarpan, hep tazarru ve yakarış halinde olan bir kalb, her uzvuyla sabrı yaşayan bir beden, yakîn-i tamm, zikir ve hamd mütemadî hali olan bir lisan, güzel, helal ve bol rızık, faydalı ilim, amel-i sâlihle dolu, hayırlı, uzun bir ömür diliyorum.

Ya Rab! Hiçbir zaman berat fermanını almış biri gibi kendimi bütün bütün emniyet duygusuna salmama müsaade etme! Gönlüme ve dilime zikrini unutturma.. sıyanet örtünü üzerimden kaldırma.. rahmetinin gelip beni de sarıp sarmalayacağı hususunda ümitsizliğe düşürme.. görüp gözetmenden ve yakınlığından mahrum etme.. ansızın bastıran azabından, gelip çatan gazabından Sana sığınıyorum; beni onlara maruz bırakma.. hayatımın hiçbir zaman diliminde, rahmetin ve şefkatin hususunda ye's gibi bir çıkmaza düşmemem için de hep elimden tut!

Yüce Allahım! Enîsim Sen ol ve beni, yalnızlık hissi de dahil olmak üzere her türlü korkudan emin kıl! Belalardan, afetlerden, helak olmaya itebilecek yollardan, dünyada ve ukbada gam, keder, hüzün ve tasa sebebi olabilecek hususlardan muhafaza buyur! Rabbim, Sen asla sözünden dönmez, vaadettiklerine muhalif bir iş işlemezsin; ne olur, bize olan vaadlerini de gerçekleştir!

Rahmeti, merhameti, re'feti ve şefkati sonsuz Allah'ım! Nezdindeki yerimi yücelt, derecelerimi artır ve beni alt seviyenin insanları gibi olmaktan koru! Mahrum bırakmayıp lütufta bulunduğun; alçalmasına izin vermeyip yüksek mertebelere ulaştırdığın; güzelliklerini artırdığın; azabınla değil de merhametinle muamele ettiğin; hep nusretinle te'yîd buyurduğun; işlerinde fiyaskoya uğratmadığın; koruyup kolladığın ve yalnızlığa terketmediğin; hata, kusur ve günahlarını örttüğün; utanç sebebi olabilecek hallere düşürmediğin; hıfz u inayetinle desteklediğin ve kayıplar yaşamasına müsaade etmediğin bahtiyar ve tali'li kullarından eyle! Yüce Mevlam! Bütün bunları Sen'den ve sadece Sen'den diliyor ve dileniyorum; zira Sen gücü her şeye yeten Kâdir-i Mutlaksın!

Ey gökleri ve arzı kabza-ı tasarrufunda bulunduran, yerin üstüne düşmesin diye göğü tutan, “Ol!” demekle dilediği her şey oluveren, her şeye sadece Kendisi hükmeden, Sübhan ve münezzeh Allah'ım! Hakkımda takdir buyurduğun ve inayetinle başlama imkanı bulduğum hayırlı işleri en güzel, en uygun ve en doğru şekilde tamamla! Sen buna kâdirsin ve recam odur ki, dualarıma icabet edersin.. Âmin.

25 Şubat 2013 Pazartesi

İmam şazeli Hz nin bazı duaları

Ey gökleri ve yeri yaratan, hem şehadet hem de gayb âlemini bilen Ulu Allah’ım! Kullarının arasında olup biten meselelerde hükmü sadece Sen verirsin. Müjdeler olsun o kimseye ki, Sen’i bilip tanır ve hükmüne rızadîde olur. Yazıklar olsun o kimseye ki, Sen’in marifetinden mahrumdur. Hayır hayır, yazıklar olsun asıl o kimseye ki, Sen’i tanıyıp bildiği halde verdiğin hükümlere razı olmayıp isyan deryasına yelken açar.

* * *
Allah’ım! Sen’den, Sen’in lütf u kereminden hayatımızın bütününü yönlendirecek güçte bir iman.. hep saygı ve haşyetle çarpan bir kalb.. kendisiyle amel edip faydalanabileceğimiz bir ilim.. istikametten kıl kadar dahî ayrılmamıza müsaade etmeyecek doğrulukta bir yakîn.. Din’in vaz’ettiği prensipleri en ince detaylarına kadar tatbik edeceğimiz bir ömür.. her zaman her türlü beladan emin olabileceğimiz tastamam bir afiyet; ikram ve ihsanından gelecek bu afv ü afiyete mukabelede bulunabileceğimiz enginlikte şükür hisleri ve nihayet insanlar karşısında serfürû etmeme ve onlara asla el açmama duygusu istiyoruz.


* * *

Yüce Allah’ım! Biz kapıkullarını Sen’in kaza ve kaderine karşı her hâl ü kârda rıza gösterme ufkuna eriştir ve kulluğun zorluklarına katlanıp ibadet ü taatten ayrılmama, günah yolunun nefse hoş gelmesine mukabil masiyetlere düşmeme, bizim için ar ve kusur sayılabilecek ve bizi Sen’den uzaklaştıracak beşerî bir kısım arzulara kapılmama istikametinde sabrımızı enginleştir. Allah’ım, bizi imanın hakîkatine ulaştır, ulaştır ki Sen’den başkasından korkmayalım, maddî-manevî bir şey beklemeyelim, Sen’den gayrı hiçbir şeyi zatından dolayı sevmeyelim ve yine Sen’den başka hiç kimsenin önünde eğilmeyelim.

Rabbimiz! İçimizde nimetlerine karşı şükran hislerini artırdıkça artır.. bizi afv ü afiyet ridasıyla sarıp sarmala.. yakîn ufkumuzu genişletmek ve tevekkül hissimizi artırmak suretiyle bize yardım et.. simalarımızı sıfât-ı sübhaniyenin nurlarıyla aydınlat.. bizi de kıyamet gününde dostlarının arasında haşr ü neşreyle ve yüzümüzü güldür.. ailemizi, evlâd ü iyâlimizi ve gönlü bizimle olan bütün dostlarımızı rahmetinle kuşat ve ey dualara icabet eden Sultanlar Sultanı Rabbimiz, ne bir lahza ne de daha kısa bir süre bizi nefsimizle başbaşa bırakma!.

Ey ululuğuyla beraber bize bizden daha yakın olan, celâl ve ikram sahibi, geceyi ve gündüzü kuşatan Rabbim! Her biri Sen’inle aramda kalın birer perde olan günahların sinemde meydana getirdiği gam ve tasayı Sana şikayet ediyor, şayet Sen merhametinle muamele etmezsen gelip beni bulacak hesabın zorluğundan ve azabın şiddetinden de yine Sen’in rahmet ve şefkatine iltica ediyorum.

Allah’ım! Ben de Sen’in Yunus peygamberin gibi, “Ya Rabbî! Senden başka yoktur ilah. Sübhansın, bütün noksanlardan münezzehsin, yücesin. Doğrusu kendime zulmettim, yazık ettim. Affını bekliyorum Rabbim!” derim. Kulun Yakub peygamber derdini Sana şerhettiğinde Sen onun hüznünü gidermiş, görme hislerini yitiren gözlerine şifa ihsan etmiş ve o hüzünlü nebîyi bir kere daha evlatlarıyla buluşturmuştun. Nuh nebî kapının tokmağına dokunup nida ettiğinde Sen onun tasalarını da izale etmiştin. Yine Hazreti Eyyub’un çağrısına cevap vermiş, üzerinde dönüp dolaşan belaları def ü ref’ edivermiştin. Yunus aleyhisselam’a da aynı re’fetle muamelede bulunmuş, onun gam ve tasasını da sinesinden söküp alıvermiştin.

Ya Rab! Hakkında sebeplerin bütünüyle sukût ettiği bir zamanda Zekeriya Peygamberi kendi sulbünden bir evlatla sevindiren Sen; Rasûlün İbrahim aleyhisselam’ın halini görüp onu nemrutların tutuşturduğu ateşlerden koruyan Sen; kavmini darmadağın eden azaptan Hazreti Lut aleyhisselamı ve ehlini kurtaran da yine Sendin!

Allah’ım! İşte ben, Sen’in âciz benden yüce dergahına iltica ediyorum. Ne kadar azaba maruz bıraksan beni hepsi istihkakımdır. Fakat sayılamayacak kadar çok ve dağlar kadar devâsâ cürümlerime rağmen, o enbiya kullarına merhamet ettiğin gibi bana da merhamet edersen, o da doğrusu Sen’in şanına pek yaraşır.

Yüce Allah’ım! Sen’in keremin ve affediciliğin sadece Sana ibadet ü taatta bulunan ve Sana yönelen kullarına mahsus değildir. Bilakis, Sen gazabının önüne geçmiş merhametinle ve ezelî takdirinle Sana isyan eden ve dergahından yüz çeviren kullarını bile dilersen bağışlarsın. Evet, ya Rab, Sen fazlına hudud olmayan yegane kerem Sahibisin ve Sen’in keremin geldiğinde sadece ihsankârları değil isyankârları da içine alır, alır çünkü Sen Yüceler Yücesi ve Merhametliler Merhametlisisin; bize, bize kötülük yapanlara ihsanla mukabelede bulunmamızı emrettiğin gibi, Sana karşı kusur üstüne kusurlara bulaşan bu âsî ve mücrim kullarına ihsan ve lütufta bulunacak da yine Sensin!

“Ey bizim Rabbimiz, biz kendimize çok yazık ettik. Şayet Sen günahlarımızı örtüp, bize merhamet buyurmazsan hüsrana uğrayanlardan oluruz.” Ne olur günahlarımızı mağfiret et ve dualarımızı kabul buyur Allahım! Âmin

Bütün Allah Dostlarının Virdi ve Sığınağı

Bismillahirrahmanirrahim

Gücü her şeye yeten ulu Allah’ım! Sana, Sen’in yüce dinine, Kitabına, Peygamberine, Sana inananlara ve Senin hoşnutluğunu, hiçbir beklentiye girmeden hak-hakikat yolunda hizmet etmek suretiyle kazanmaya çalışan masum insanlara düşmanlık besleyen art niyetli, hep kötülük planlayıp kötülük peşinde koşan kendini bilmez nâdanlara fırsat verme. Şayet hidayete istihkakları yok ve haince düşüncelerini gerçekleştirme istikametinde inat ve ısrar içinde olmaya devam ederlerse, Sen onların birliklerini dağıt.. cemiyetlerini darmadağın et.. menfi emellerini uygulamak için kullanacakları her türlü malzemeyi asla kullanamayacakları bir hale getir.. plan ve projelerini boz.. binalarını başlarına yık.. hallerini değiştir.. ecellerini yakınlaştır.. hiç kimse hakkında hiçbir kötülük düşünmeye fırsat bulamamaları için onları kendi dertleriyle uğraştır ve nihayet onları, “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Rasûlüllah” ve “Bismillahirrahmanirrahîm” hakkı için güç ve kudretinin şanına yaraşır şekilde cezalandır!.
Ya Rab! Şanının ululuğuna ve saltanatının azametine yaraşır şekilde hamd bütünüyle sadece Sana’dır. Biz de sadece Sana hamdediyoruz. Rasûlün ve habîbin Hazreti Muhammed Mustafa’ya, âline ve ashabına salât ü selam eyle ve o Nebîler Serveri’nin yüzü suyu hürmetine bizim dualarımızı da kabul buyur. Amin!.

24 Şubat 2013 Pazar

Hazreti Ali (radıyallahü anh)'ın Kaside-i Mecdiyyesi


Allahım! Hamd Sanadır, ululuk tahtının Sultanı Sen’sin
Bereketi dilediğine verir, dilediğine de vermezsin.

Allahım! Beni Sen yarattın; sığınağımdır rahmetin
Bollukta da, darlıkta da en büyük ümidimdir şefkatin.

Allahım! Hatalarım pek büyük ve çok olsalar da
Hiç şüphesiz Sen’in affın onlardan daha büyüktür.

Allahım! Dileğimi yerine getireceğin ümidindeyim
Şu perişan halime bak; yaptıklarımdan bin pişmanım.

Allahım! Hâl-i pürmelâlimi, aczimi görür ve bilirsin
Gizli gizli yakarışlarımı da sadece Sen işitirsin.

Allahım! Ümitsizlik vadilerine düşmeme izin verme
Lütfuna ihtiyacım sonsuzdur, kalbimi de kaydırma!

Allahım! Şayet kovarsan beni ya da haybete uğrarsam
O zaman ne yaparım, hangi kapıya gidebilirim!?

Allahım! Azabından, gazabından, ikabından, Sen koru!
Huzurunda kulluk tasmasıyla duran bu boynu bükük kulu!

Allahım! Orada ne diyeceğimi lisanıma Sen yerleştir
Acı mıdır kabirdeki halim, bilemem nedir?

Allahım! Azabınla cezalandırsan da beni bin sene
Rahmetinden ümidim kesilmeyecek bir an bile.

Allahım! Bağışlayıcılığının lezzetini duyur gönlüme
Evlâd ü iyalin, malın-mülkün fayda vermediği günde.

Allahım! Tutmazsan elimden, zayi olur giderim ben
Fakat koruyup kollarsan, kaymaz ayaklarım yerinden.

Allahım! Sadece muhsinleri affedersen eğer Sen
Hevasına yenik düşmüş mücrimleri bulunur mu affeden!?

Allahım! Takva talebinde ifrata girmişsem şayet
İşte huzurundayım, tevbe ediyorum, günahımı affet!

Allahım! Dağlar cesametinde olsa da günahlarım
Affın ondan da büyüktür, bağışlanma umarım.

Allahım! Cahillik edip günahlara dalmış olsam da
“Kulumun korkmasına gerek yok”, nidası kulağımda.

Allahım! Lütfunu hatırlayınca bütün korkularım diniyor
Günahlarım zihnime hücum edince, gözlerim yaş akıtıyor.

Allahım! Sürçmelerimi görmezden gel, günahlarımı sil
Bin pişmanım yaptıklarımdan, kalbimdeki yangındır delil.

Allahım! Bir bîçareyim, rahmetini ve fazlını gözlüyorum
Sen’in ihsan kapından başka bir kapıyı çalacak da değilim.

Allahım! Dergahından uzaklaştırılır ya da iltifat görmezsem
Kimin affını umabilir ve kimden şefaat bekleyebilirim!?

Allahım! Seven gönül gecelerde uyumaz, dua eder, yalvarır
Gafillerin yaptığı tek şeyse, kulağı üzerine yatıp uyumaktır.

Allahım! Kulların hep Sen’in bol rahmetini ümid ederler
Ve Cennet bahçelerinde ebediyyen kalmayı dilerler.

Allahım! Reca hislerim coşunca kurtulacağım zannediyorum
Günahlarımı düşündüğümde de kendimi çok levmediyorum.

Allahım! Kulunu affedersen eğer, affınla kurtuluşu bulur
Yok eğer affetmezsen, sayısız günahlarıyla helak olur.

Allahım! Habibin Hazreti Muhammed Mustafa hürmetine
Ve O Nebiler Serveri’ne ittiba eden salih kulların hürmetine.

Allahım! Hazreti Ahmed ü Mahmud’un dini üzere sabit kıl,
Gönlüme de, inabe, takva, taat ve hudû hisleri sal.

Allahım! Rahmeti Sonsuz Allahım! Kulunu mahrum etme
Etme de, O mahlukatın en hayırlısının şefaatine nail eyle.

Allahım! Kulların ellerini açıp Sana dua ettiği müddetçe
Sen de Kainatın İftihar Tablosu Efendimiz’e salât eyle!.

* Bu dua el-Kulûbü'd-Dâria'nın 19-22. sayfasında geçmektedir.

23 Şubat 2013 Cumartesi

İmam Şâzilî Hazretleri’nin Hizbü’l-Hamdinden Bir Bölüm

Geleceğinde kat’iyen şüphe edilemeyecek bir günde bütün insanları cem’edip bir araya getirecek olan Yüce Allah’ım! Ne olur; sadakat, hâlis niyet, ihlas, güçlü irade, huşû, heybet, haya, murâkabe, nur, yakîn, faydalı ilim, marifet, güçlü hafıza, bizi her türlü masiyetten uzak tutacak ölçüde ismet, İslam’ı yaşamada aşk u şevk ve güç, neş’e, huzur, yüce nezdinde affa mazhar olma, hak ve hakîkati olduğu gibi dile getirip açıklayabilme istidadı ve Kur’an’ı gerektiği şekilde anlayabilme gibi güzel haslet ve lütuflarla da bizim aramızı cem’ eyle!.

Sevdiği kullarına bol bol husûsî iltifatları olan Rabbimiz! Bizleri de, gönüllerini dupduru kıldığın kulların gibi özel muhabbet ve dostluğunla serfiraz eyle.. işiten kulağımız, gören gözümüz, konuşan lisanımız, idrak eden kalbimiz, güzeli çirkinden, iyiyi kötüden ayıran aklımız, tutan elimiz ve kol-kanat geren destekleyenimiz ol! Nezdindeki ledünnî ilimle bizim sinelerimizi de doldur.. bizi de arızasız, kusursuz ameller işlemeye, dünyanın kirine pasına bulaşmadan elde edebileceğimiz ve ahirette bizim için sorgu ve ceza sebebi olmayacak helal rızıklar temin etmeye muvaffak eyle!

Ya Rab! Tevhid yolunun ve şer’-i şerifinin enginliğinde yürürken tabiatımızdaki bir kısım boşluklara, heva ve hevesimize takılıp düşmekten bizi koru ve gireceğimiz yere doğrulukla girmeye, çıkacağımız yerden de yine doğrulukla çıkmaya muvaffak kıl ve Kendi katından, bizi destekleyecek kuvvetli bir delil lutfeyle!

Ey Halîm, Alîm, Semî’, Basîr, Mürîd, Kadîr, Hayy, Kayyûm, Rahman, Rahîm olan ve biz âciz kulların azametini bihakkın idrak etmeye asla güç yetiremeyeceğimiz yüce Mevlâmız! Bütün arşı kaplayan azametin, topyekün yaratıklara hükmettiğin kudretin, umum mevcûdâtı kuşattığın rahmetin, her şeyi bildiğin ilmin, hiçbir şeyin karşı koyamayacağı irade ve meşîetin ve her şeye kendisinden daha yakın olan sem’in ve basarın hürmetine kapında el açıp, boyun büküp tazarru, niyaz ve münacaatta bulunuyoruz.

Ey bana benden daha yakın bulunan Rabbim! Artık hiç bir şey diyecek yüzüm kalmadı; cürümlerim büyüdükçe büyüdü; emellerimin gerçekleşmesi iyice imkansız bir hâl aldı ve şekâvet vadilerinin kenarlarında dolaşıyor gibi bir halim var. Ey Rabbim, Sen, başımda dönüp duran musibetleri, içinde bocalayıp durduğum zavallılığı, şaşkınlığı, basiretsizliği, düşmüşlüğü ve ne kadar tuhaf hallere dûçar kaldığımı görüyor ve biliyorsun. Allah’ım, bütün bunlara rağmen, ben Sana, Sen’in esmâ-i hüsnâna, sıfât-ı ulyâna ve Rasûlün Hazreti Muhammed Mustafa’ya iman ettim ve bu imanımı en büyük sermaye olarak bildim/biliyorum. Hal böyle olunca Sen’den gayrı kim bana merhamet edebilir ve kim bana saadet bahşedebilir!? N’olur Rabbim, merhamet buyur, buyur da bana dosdoğru yolu buldur ve hep o yolda yürümeyi müyesser kıl; günahlara ve dalalete sürükleyen yolları bildir ve onlara düşmekten de beni fersah fersah uzak tut.. hep hak yollara sevket.. nurunla yolumu aydınlat.. aklımı her zaman yerinde kullanıp dosdoğru hükümler vermeme yardımcı ol ve hakîkati aslına uygun şekilde beyan etmeye muvaffak eyle!

Her şeyin biricik ışık kaynağı, hayır kapılarını açan ve gâileleri savan, her şeye gücü yeten Yüce Allahım! Nurunla kalbimi fetheyle ve güzelliklere aç.. nezdindeki ilimden bana da ihsanda bulun.. özel lütuflarınla idrak ufkumu genişlet.. Seninle duyup Seninle görmek bahtiyarlığına eriştir.. kudret tecellilerinle tâkatimi artır.. hayatından hayat üfle ve bütün arzularımı Sen’in meşiet ve dilemene tâbî kıl!. Amin!

Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allah'ım!

Allahım! Yol azığım az fakat Sana olan tevekkülüm çoktur. Cürmümün büyüklüğünü düşününce azabının korkusundan tir tir titriyorum ama reca duygusu ufkumu sarınca içime emn ü eman doluyor. Günah(lar)ım beni cezaya müstehak hale getirse de, affına olan itimadım kulağıma hep mükafaatının büyüklüğünü fısıldıyor. Gaflet, huzuruna varacağım gün için kayda değer bir hazırlık yapmama müsaade etmemiş olsa da, kereminin genişliğini ve sürpriz lütuflarını düşününce gözlerim ümitle parlıyor. Bin bir isyana, tuğyana dalmış olmam içime vahşet salsa da, gufranını ve rızanı bir armağan paketi halinde önüme koyuvereceğini düşünüyorum ve işte o zaman gönlüm üns esintileriyle coşuyor.

Rabbim! Zat'ından gelecek ziya tufanlarına, nur hüzmelerine, rahmet ve re'fet esintilerine itimad ediyor; bol ikramlarından, birbirinden güzel nimetlerinden istifade edebileceğim istikametindeki beklentilerimi gerçekleştirmeni ve beni de bir kurb/yakınlık eri olma pâyesiyle şereflendirmeni diliyorum.

Ya Rab! İşte huzurundayım ve kendimi Sen'in rahmet ve şefkat esintilerine salıyorum.. cömertliğinin ve lütuflarının enginliğine iltica ediyorum.. gazabından kaçıyor, hoşnutluğuna sığınıyorum; Sen'den yine Sana iltica ediyorum. Beni en güzel şekilde ödüllendireceğin hususundaki ümidim de tam, mevhîbelerine olan itimadım da tamdır. Görüp gözetmene ne kadar muhtaç olduğumu Sen daha iyi bilirsin, Rabbim!

Ey fazlı, keremi, hilmi ve affı bizim hayallerimize bile sığmayacak kadar engin olan Yüce Sultanım! Ne olur, tattırmakla yüzümüzü güldürdüğün nimetlerinin tamamına erdir.. gedâna bir kere keremkâne davrandıktan sonra artık keremini kesme.. hilminle muamele edip örttüğün günahlarımın üzerindeki örtüyü de bir daha kaldırma!

İlâhî! Dileklerimin yüce dergahında kabulü için yine Sen'in şefaatine dehâlet ediyor, azabından korunmak için Sen'in merhametine sığınıyorum. İhsanlarına karşı çok arzuluyum; nimetlerine nihayetsiz rağbetim var; lütuf sağanaklarınla sırılsıklam hâle geleceğim, inayet bulutlarınla gölgeleneceğim ânı gözlüyorum; kapını çalarak, dergahına teveccüh ederek, lütf u inayetine sığınarak, yüce katından bahşedeceğin en câzip lütufları avlamaya çalışarak, cemâline koşarak, azametin ve celâlin karşısında el-pençe divan durarak Sen'i, Sen'in rızanı talep ediyorum.

Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allah'ım! Bahtına düştüm, ne olur, bana istihkakım olan azap edilmek ve mahrumiyete maruz bırakılmakla değil, Sen'in şânın olan mağfiret ve rahmetle muâmelede bulun! Amin!

22 Şubat 2013 Cuma

Ey Rahmet Sultanı! İşte kapındayız,tut elimizden...

Bütün noksan sıfatlardan münezzeh ve topyekün kemâl vasıflarıyla mevsuf yüce Rabbimiz! Senin yol göstericiliğine sığınmayan gafil kimselerin düşe kalka yürüdükleri yollar ne kadar dar, dosdoğru yola hidayet buyurduğun bahtiyar insanların salına salına yürüdükleri yollar ise ne kadar açık ve ne kadar geniştir. Ya Rab! Sen'den bizi Sana ulaştıracak yollara, o yollar içinde de en kestirme olanına hidayet etmeni, uzakları yakın hale getirmeni, zorları da kolaylaştırmanı diliyoruz. Bizi de hep hoşnutluğun istikametinde koşturup duran.. ülfet ve ünsiyete mağlup olmayıp daima Senin kapının tokmağına dokunan.. gecelerin karanlığını ibadet ü tâatla aydınlığa çeviren.. Sen'in mehabetin karşısında yüreği her zaman kıpır kıpır olan.. beslenme kaynaklarını dupduru kıldığın, arzu ettikleri şeyleri is'af buyurduğun.. talep ettikleri payelere ulaştırdığın.. fazlınla ihtiyaçlarını giderdiğin.. sevginle gönüllerini doldurduğun ve yüce katından mâ-i zülâllerle doyurduğun kullarından eyle! O kullar ki, Sen'in inayetinle münâcatın lezzetine ermiş ve gözlerini diktikleri zirvelere doğru yürümeye muvaffak olmuşlardır.

Ey Kendisine teveccüh edenleri yalnız bırakmayıp fazlıyla sevindiren; zikrinden gafil bulunanlara rahmet ve re'fetle muamelede bulunan, Vedûd ve Atûf isimleriyle da kullarını cezbeden Allah'ım! Beni de nezdindeki lütuflardan en çok hissesi olan, yüce katında yüksek payelere ulaşmış, sadrı sinesi Sen'in muhabbet ve marifetinle meşbû bahtiyar kullardan eylemeni diliyorum! Rabbim! Himmetimi hizmetine, rağbetimi de Sana hasrettim. Yegane muradım Sen'sin; başkası değil. Gözlerim sadece Sana mülâkî olduğum gün aydın olacaktır. Aşkım da şevkim de, içimdeki hararet de sadece Sanadır ve yalnız Sen'in içindir. İhtiyacım da, muradım da Sen'in rıza ve rıdvanındır. Talebim komşuluğuna ermektir. Gayem yakınlığına mazhar olmaktır. Kalbim sadece Senin kapında gedâlık yapmak ve yalvarıp yakarmakla ünse erer ve rahat eder. Dertlerimin dermanı da, yanan sineme serinlik verecek ilaç da yine Sen'dedir. Tasalarımı giderip, sıkıntılarımı izale edecek biri varsa, o da yine Sen'sin!

Rabbim! Enîsim ol.. vahşetimi gider.. sürçmelerimi, tökezlemelerimi görmezden gel.. hatalarımı setret.. tevbemi kabul buyur.. dualarımı geri çevirme.. hiçbir elin ulaşamayacağı sıyanet fanusun içine al ve fakr u zarûretimi, havl ve kuvvetinle zenginleştir.. ümidimin sönüp gitmesine müsaade etme.. uzaklığın yakıp kavuran rüzgarlarına da terketme; ey Cennetlerin Sahibi, dünya ve ahiret her şeyim olan Rabbim!.

Ey bizim Mevlâmız...!

Allahım! Peşi peşine gelen lütuflarına nasıl şükredebileceğim hususunda bütün bütün şaşkına döndüm. (Sana sonsuz defa hamd ü senâlar olsun!) Fazlın coşup coşup gelince Seni senâ etmekte bütün bütün âciz düştüm. Haddimin fevkınde o kadar çok nimetle serfiraz kıldın ki, nasıl hamdedeceğimi bilemez oldum. İnayetinle art arda öyle tecellîlerde bulundun ki, onlara şükürle mukâbele hususunda da hepten tâkatsiz kaldım.

Rabbim! İşte bunlar, Senin bir çağlayan gibi akıp akıp gelen nimetlerine karşı taksîratını, ihmalini, kadr ü kıymet bilmeyişini itiraf eden çaresiz bir mücrimin itiraflarıdır. Sana gelince Rabbim, Sen Raûf ü Rahîm, Berr ü Kerîm'sin. Kendine yönelenleri haybete uğratmaz, avluna sığınanları da kovup uzaklaştırmazsın. Bir dileği olanların kervanları hep Senin kapında dururlar.. yardıma ihtiyacı bulunanlar Sen'in dergahında konaklarlar. Ne olur Allah'ım, bizi arzu ettiğimiz hususlarda haybet ve inkisara uğratma; ümitsizliğe düşürme!

Ey bütün mevcûdâtın yaratanı ve yaşatanı olan Ulu Sultanım! Sen'in nimetlerinin büyüklüğü yanında benim şükrüm pek küçük; ikramlarına karşı ettiğim senâ da çok cılız kaldı. Üzerimdeki iman urbası da, başımdaki izzet tâcı da, boynumda hep kalacak Sana ait gerdanlık da, kolye de hep Sen'in ihsan ve lütuflarının eseridir. Evet ya Rabbi! İhsanların o kadar hadsiz ki, onları saymaktan âcizim; değil tek tek saymak hepsini birden idrake bile güç yetiremiyorum. Senin şükrüne nasıl tâkat getirebilirim ki ben; Sana şükretmenin bile bir şükür borcu oluyor: Ne zaman ‘leke'l-hamd/hamd Sana' desem, onun için de ayrıca bir ‘hamdolsun' demem vacip oluyor.

Allah'ım! Biz yoktuk, kerem kılıp bizi Sen var ettin ve bugüne getirdin. Sen'den üzerimizdeki nimetlerini tamama erdirmeni, nikmetinden, azabından, gazabından da emin kılmanı diliyoruz. Bu muhtaç kapıkullarını iki cihan saadetinin en en âlâsı ve en güzeli ile sevindir. Altından kalkamayacağımız ağır imtihanlara tâbî tutmadığın için ve üzerimizden sağanak sağanak yağdırdığın nimetlerin için Sana sonsuz hamd ediyor ve hamdimizin rızana muvâfık, lütuflarının azametine de lâyık olacağını ümid ediyoruz, ey merhametine hudut olmayan, yüce ve kerîm Rabbimiz!.

21 Şubat 2013 Perşembe

İmam Şâzilî Hazretlerinin Hizbü'l-Lutf Duası


[Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla. Bütün hamdler, övgüler âlemlerin Rabbi Allah'adır. Rahman ve Rahîm O'dur. Din gününün, hesap gününün tek hâkimidir. (Haydi, öyleyse deyiniz): "Yalnız Sana ibadet eder, yalnız Senden medet umarız." Bizi doğru yola, nimet ve lütfuna mazhar ettiklerinin yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve sapkınlarınkine değil.] Âmin!

Allahım! Yerlerin ve göklerin en mükemmeli, Efendimiz Hazreti Muhammed'e en faziletli salevât, en bol berekât, en temiz ve en feyizli tahiyyât ile, her an, her lahza salât ve selam eyle! Ey lütufları bütün kullarını kuşatan, iyilikleri mahlûkâtının hepsine ulaşan Rabb-i Rahîm! Bizi o lütuflar dâiresinden hâriç tutma. Bizi korktuklarımızdan da emin eyle. Ey âyât ve âsârıyla apaçık Zâhir, Zât'ı, hakikatiyle ihata edilmeyen Bâtın ve en ince noktalara kadar ihtiyaçları gören, gözeten Latîf! Açık-gizli lütuflarınla bizim de hep yanımızda ol. Senden lütuflarınla, bizleri bela ve musibetlerden korumanı, gönlümüzü de icrâât-ı sübhaniyene karşı teslimiyet ve rıza hisleri ile doldurmanı diliyoruz. Allahım! Hakkımızdaki ezelî hükmü bilen ve veren Sensin. Bizi olacakların zararlarından lütfunla muhafaza buyur. Ey her zaman lütuflarıyla muamele eden Yüceler Yücesi, ey Evvel, ey sığınılacak yegâne kapının Sahibi ve ey dönüşün sadece Kendisine olduğu Latîf! Ne olur, bu kullarını da hususi sıyanet seralarına al! Ey yarattıklarını kaza deryalarının kahr u iptila dalgaları arasında imtihanlara tâbi tutan Hakîm-i Mutlak! Bizleri necât gemisinde bulunan ve bütün âfetlerden sıyanet edilen kullarından eyle. Riayeti altına aldıkları kullarını lütuflarıyla sevindiren, onları muhafaza buyurup şanına yaraşır şekilde her zaman anan Rabbimiz! Her şeye gücü yeten Kadîr, her şeyi duyan Semî', her şeye mahiyetinden daha yakın Karîb ve bütün varlığın dualarına icabette bulunan Mücîb yalnız Sensin. Koruyup gözetmesi en güzel ve en hayırlı olan da sadece Sensin. Lütfen ve keremen, ne olur, bizleri de koruyup kolla.

Ya İlahenâ! Senin bütün âlemleri kuşatan gizli lütufların, açık olanlarından çok daha fazladır. Lâkin o gizli lütufları ancak ârif-i billah olan kalb gözleri açık kulların sezebilir ve görebilirler. Gördüklerinde de o lütuflara gözlerini diker ve onlarla her türlü kötülükten emin olurlar. İnce perdeler arkasında sürekli akıp duran o gizli lütuflarını bizim vicdanlarımıza da duyur Allahım, duyur ve bizleri de o lütuflarınla her türlü kötülükten muhafaza buyur. Ya İlahenâ! Sen bir şey hakkında hüküm verdiğin zaman, "ol" dersin, o da hemen oluverir. Senin, kulların hakkındaki ahkâm-ı sübhaniyeni ne bir ârif ne de bir başka Hak yolcusunun himmeti geri çeviremez. Her türlü belalardan koruyan gizli eltâf-ı sübhaniyenin kapılarını bizler için de açtın. Sana hamd olsun. Belalardan koruyan o sağlam kalelerin içine kapının bu sadık bendelerini de al Allahım!

Ya İlahenâ! Kullarının, özellikle de muhabbet ve sevgine mazhar kıldığın kullarının ihtiyaçlarını en ince noktalarına kadar gören, gözeten Latîf Sensin. Cömertliğinin tecellîlerini göster ve bizi de özel lütuflarınla sevgine mazhar kıldığın kulların dairesine al. Ya İlahenâ! Lütuf Senin vasfın, iç içe değişik lütuflar ahlâkın, ahkâmını kulların üzerinde icra buyurman da şanındır. Lâkin Sen öyle re'fetli, öyle lütufkâr bir Rabb-i Rahîmsin ki, hükümlerinde daha çok adaletinle değil lütuflarınla davranırsın. Ya İlahenâ! Biz var değilken ve varlığın ne demek olduğunu bilmiyorken, ihtiyacımız da yokken lütuf ve âtıfet buyurup Sen bizi varettin. Şimdi lütuf ve ihsana ihtiyacımız olduğu bir zamanda bizleri lütfundan mahrum mu edeceksin? Hâşâ ya Rabbî! Sen Merhametliler Merhametlisisin; kâfî ve vâfî lütuf ve cömertliğin sahibi yalnız Sensin.

Ya İlahenâ! Görüp gözettiğin zaman lütfun hıfzın, koruyup kolladığın zamanda hıfzın lütfun olur. Bu kullarını da lütfunla sarıp sarmala. Muhafaza surlarının içine bizleri de al. Ya Latîf, Senden ebedlere kadar sürecek lütuflar dileniyoruz. Ya Hafîz, kötülüklerden, düşmanlık besleyenlerin şerlerinden bizleri koru. Ya Latîf, ömrü korkular içinde geçen bu âciz ve zayıf kuluna Senden başka kim medet edebilir ki! Biz var değilken, varlığın ve istemenin ne demek olduğunu bilmiyorken, lütuf buyurup bizi var ettin. İhtiyaç halinde olduğumuz şu halimizde de dilediğimiz ve dilendiğimiz şeyleri bizlere lütfeyle ya Rabbi!

[Allah kullarına büyük lütuf sahibidir. Dilediği her kulunu, bir türlü rızıklandırır. O, pek kuvvetlidir, üstün kudret sahibidir. (3 defa)]

Ya Latîf! Korku verici bir hal ile karşı karşıya kalanlara nasıl bir üns ve esenlik lütfediyorsan bu nâçar kuluna da öyle bir üns ve esenlik bahşet. Ben ancak Senin lütfunla ünsiyete erebilirdim ve erdim; sadece Senin lütfunla selamet bulabilirdim ve buldum; yalnız Senin lütfunla emniyette olabilirdim ve oldum; bir tek Senin lütfunla korunabilirdim ve korundum ve yine sadece Senin lütfunla düşmanların düşmanlıklarından kurtulabilirdim ve kurtuldum. Evet, yalnızca Senin lütfunla ey Lâtîf ve Hafîz isimlerinin biricik sahibi Rabbim!

[Allah, ilmi ve kudretiyle onları arkalarından kuşatır. Hayır, hayır! Kur'an onların iddia ettikleri beşer sözü değildir. O, Levh-i Mahfuz'da olan pek şerefli bir kitaptır.]

En tehlikeli problemlerden bile, [gökleri ve yeri koruyup gözetmek O'na ağır gelmez; O öyle ulu, öyle büyüktür] ferman-ı İlâhîsini okuyarak kurtuldum ben. [Ve orayı her türlü şeytandan koruduk] ayet-i celîlesini söyleyerek bütün şeytanlardan ve hasetçilerden selamet buldum. [Allah bana yeter, O ne güzel vekildir] demek bana yetti ve ben nereden gelirse gelsin, bütün sıkıntılardan o güzel cümleyi vird-i zeban ederek sıyrıldım. [Allah o ilahtır ki, Kendisinden başka ilah yoktur. Hayy'dır, Kayyûm'dur. Kendisini ne bir uyuklama, ne de uyku tutar. Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. İzni olmadan huzurunda şefaat etmek kimin haddine? Yarattığı mahlûkların önünde, ardında ne var, hepsini bilir. Mahlûklar ise O'nun dilediğinden başka, ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır. Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O'na ağır gelmez; O öyle ulu, öyle büyüktür. Dinde zorlama yoktur. Doğru yol, sapıklıktan; hak, bâtıldan ayrılıp belli olmuştur. Artık kim tağutu reddedip Allah'a iman ederse, işte o, kopması mümkün olmayan en sağlam tutamağa yapışmıştır. Allah her şeyi işitir, bilir. Allah iman edenlerin yardımcısıdır, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin dostları ise tâğutlar olup onları aydınlıktan karanlıklara götürürler. İşte onlar Cehennemlik kimselerdir ve orada ebedî kalacaklardır.] [Size kendi aranızdan öyle bir Peygamber geldi ki zahmete uğramanız ona ağır gelir. Kalbi üstünüze titrer, müminlere karşı pek şefkatli ve merhametlidir. Buna rağmen aldırmaz, yüz çevirirlerse, ey Rasûlüm de ki: "Allah bana yeter. O'ndan başka ilah yoktur. Ben yalnız O'na dayanırım. Çünkü O, büyük Arş'ın, muazzam hükümranlığın sahibidir."] Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla. [Kureyş'in güven ve barış anlaşmalarından faydalanmalarını sağlamak için, kış ve yaz seferlerinde faydalandıkları anlaşmaların kadrini bilmiş olmak için, yalnız bu Ev'in (Kabe'nin) Rabbine ibadet etsinler! Kendilerini açlıktan kurtarıp doyuran, korkudan emin kılan Rabbilerine kulluk etsinler!] [Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd] hürmetine Hakk'ın kifayetiyle serfiraz oldum. [Hâ Mîm. Ayn Sîn Kâf] hürmetine mazhar-ı himaye kılındım. [O'nun sözü haktır. Hâkimiyet O'nundur.] [Rabb-i Rahim'den sözle olan bir selâm yine onlara... (19 defa)]

Ey her duada bulunana icabet eden ululuk tahtının sultanı! Bu yüce hakikatler ve sırlar hakkı için bizleri şerlerden ve şerîrlerden ve her türlü kederlerden muhafaza buyur. [De ki: "Geceleyin veya gündüzün gelecek tehlikelere karşı o Rahman'dan başka sizi kim koruyabilir?"] Rahmaniyetin kilâeti hürmetine bizleri de koru ve bizi Senden başkasına terk etme. Rabbim, bu yakarışlar kapının önünde duran perişan bir dilencinin istekleridir. Onları da, bütün dilekleri de gerçekleştirecek havl ve kuvvet ise sadece Sana aittir.

Ey Rahmet Sultanı! Âlemlere rahmet olarak irsal buyurduğun, Hâtemü'l-Enbiya, Efendimiz Hazreti Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'e salât ü selam eyle ve O Zat-ı Akdes-i Risalet Penahî'yi temcîd, teşrif, tekrim, tebcîl ve ta'zîm buyur. Ey Hannân ü Mennân! Bizi rahmetinden uzak tutma ve bize her zaman emn ü eman ver. [Selam bütün peygamberlere. Bütün hamdler âlemlerin Rabbi Allah'a.]

El-Kulûbü'd-Dâriadan bir damla..

Allah'ım! Seni yüce şânına lâyık olarak bilebilmem için yine Sen'in re'fet, rahmet ve ümmetini azaba terketmeyecek olan rahmet nebîsi Habîbin'in şefaatine muhtacım; başka hiçbir vesilem ve tutunacak hiçbir dalım yoktur. Sen'den bu vesileleri, bağışlanmam ve rızana ermem için bir yol yapmanı dileniyorum. Ümitlerim Sen'in keremine tutundu; arzularım da yine Sen'in cömertliğine sığındılar. Rabbim! Bu arzularımı gerçekleştireceğini ümid ediyorum. Beni hep salih amellerde istihdam eyle ve işlerimin sonunu daima hayırlı kıl.. beni Cennetinin en güzel yerlerine yerleştireceğin, orada da sürpriz lütuflarınla sevindirip dostluğunla şereflendireceğin seçkin insanlardan eyle! Ey kereminden öte kerem, merhametinden öte merhamet olmayan.. ey yalnız kalmışların en güzel enîsi.. ey kovulmuşların en lütufkâr sığınağı! Ellerimi affın için kaldırıyor, avucumu da keremine açıyorum. Ne olur, ey dualarımı işiten Rabbim, beni mahrumiyetle geri çevirme ve haybet ve hüsrana maruz kalmakla imtihan etme! Âmin

20 Şubat 2013 Çarşamba

Ey Salih kulların dostu Allahım..!

Allah'ım! Kırıklarımı sadece Sen'in lütfun ve rahmetin sarıp sarmalayabilir. Beni fakirlikten kurtaracak bir şey varsa o da Sen'in keremin ve ihsanındır. Korkularım ancak Sen'den gelecek emn ü emanla kaybolup giderler. Beni zilletten kurtarıp azîz kılacak yegane güç de Sen'in saltanatındır. Umduklarıma bir tek Sen'in fazlınla nâil olabilir, taleplerimi de yalnızca Sen'in ucu bucağı olmayan hazinelerinden karşılayabilirim. Allah'ım! İhtiyaçlarımı giderebilecek Sen'den başka bir güç ve kuvvet sahibi yoktur. Sıkıntılarımı yalnız Sen'in rahmetin, zaruretlerimi de bir tek Sen'in re'fetin izale edebilir. Susuzluğumu ve içimdeki yangını ancak Sana mülâkî olmakla söndürebilir, aşk u şevkime teselliyi de yalnızca Sana münacaatta bulabilirim. Sen'in maiyyetine ermeden karardâde olabilmem mümkün değildir. Tasalarımı ve içimdeki harareti Sen'in rahmet ve şefkatinden başka izale edebilecek bir ilaç da bilmiyorum. Hastalıklarıma yalnız Sen'in rahmet tecellilerinde şifa bulabilir, gamımı, kederimi bir tek Sen'in kurbiyetinle giderebilirim. Yaralarımı da sadece Sen'in afv u safhın tedavi edebilir. Kalbimin üzerine bir tortu gibi çöken kesîf örtüleri Sen'in bağışlamanla kaldırabilir, sadrıma çöreklenen vesveseleri de yine Sen'in inayetinle defedebilirim.

Ey rahmetine ve merhametine nâil olup rıza ve rıdvanına ehil hale gelmek, kullarının en nihaî emeli, isteği, talebi, arzusu olan Sultanlar Sultanı Allah'ım! Ey salih kulların dostu.. korkuya kapılanların emn ü emânı.. zaruret içinde kıvranan gönüllerin ızdırarına icabette bulunan.. fakirliğe müptela olmuşları görüp gözeten.. dertlilerin dertlerine nezdinden dermanlar gönderen.. inayetiyle, yardım talebinde bulunanların imdadına koşan.. fakirlerin ve düşkünlerin ihtiyaçlarını gideren.. keremi bütün keremleri aşkın, merhameti de bütün merhamet hislerinin ötesinde ve hepsinin kaynağı olan Yüce Rabbim! Huzurunda boyun büküyor ve hâcâtımı Sana arz ediyorum. Tazarrum da, niyazım da başkasına/başkalarına değil yalnız ve yalnız Sanadır. Gönlümü rıdvanının serinliğiyle ferahlatmanı ve nimetlerini kesintisiz olarak devam ettirmeni istirham ediyorum. İşte huzurundayım.. kerem kapının önünde durdum.. nezd-i ulûhiyetinden geleceğini ümid ettiğim iyilik ve cömertlik esintilerine kendimi saldım.. Kitabın gibi sapasağlam bir ipe tutundum.. Dinin gibi asla zarar verilemeyecek bir kulpa sımsıkı sarıldım.

Ameli yok denecek kadar az, iki kelimeyi bir araya getirmeye bile tâkat getiremeyecek kadar da âciz bu abd-i zelîle, bu zavallı kuluna merhamet et! Bol nimetlerinden onu da nasiplendir.. –hiçbir gölgenin kalmadığı o günde- onu da Kendi gölgene al, ey Kerîm, Cemîl, ve Erhamürrâhimîn olan Allah'ım!

Ulu Allahımız.....

Ulu Allahımız! Lisanlar, celâline yaraşır şekilde Sen'i senâ etme hususunda tâkatsiz kaldılar. Akıllar, cemâlinin künhünü idrake kalkıştı fakat aciz düştüler. Gözler de aynı âkıbetle karşı karşıya kaldı ve Sen'in sübuhât-ı vechini müşahedeye güç yetiremediler. Hiç kimse Sen'i bilmeye, marifetine ermeye tam muktedir olamadı ve bilme peşinde olanlar bu husustaki acziyetlerini en büyük idrak bildiler.

Yücelerden Yüce Rabbimiz! Bizleri sadr u sinelerinde şevk ü heyecanın kök saldığı.. muhabbet hislerinin bir karasevda halinde kalblerinin bütününü sardığı.. tefekkürün kollarında derinleştikçe derinleşmiş.. kurbiyet payesiyle şereflendirilmiş.. mükâşefenin omuzlarında ilahî sırlara uyanmış.. muhabbet havuzundan kana kana içmiş.. öz'lerinde, saflığa, duruluğa ermiş.. gözlerindeki perde kalkmış.. imanın hazzını vicdanlarında tam hissetmiş.. bütün şek ve şüphelerden kurtulmuş.. gönülleri, Sen'i bilip bulmanın inşirahıyla dolup taşmış.. himmetlerini coşturmuş.. eksiksiz huzuru ve tastamam saadeti elde etmiş.. Hakk'ın muâmelesi gibi bir âb-ı hayat kaynağından kevserler içmiş.. iç'leri üns esintileriyle ayrı bir güzelliğe ulaşmış.. her türlü korkudan, endişeden emin kılınmış.. Rabb'e rücû ve teveccühle gönülleri itmi'nana ermiş.. ruhları yakîn zirvelerinde felâhı bulmuş ve dünya-âhiret pazarında, dünyayı verip âhireti almak sûretiyle pek kârlı bir ticarete muvaffak olmuş bahtiyar kullarından eyle!.

Rahmet ve Şefkat Sultanı Mevlâmız! Sen'in, zikrinle meşbû gönüllere saldığın ilhamlar ne kadar lezzetli, Gaybu'l-Guyûb olan Zât'ın istikametindeki nâmütenâhî seyr u sülûk (yolculuk) ne kadar tatlı, muhabbetinin tadı ne kadar hoş, kurbiyetinin gönüllere akıttığı esintiler de ne kadar zevklidir! Ne olur, bize, huzurdan kovulup uzaklaştırılmanın azabını tattırma ve bizi marifet erbabı has kullarının zümresine ilhak eyle!

İhsanına, rahmet ve merhametine sığınarak bunları Sen'den dileniyoruz, dualarımızı kabul buyur, ey azamet ve ululuk tahtının Sultanı ve ey lütf u keremiyle sevdiklerini umduklarına nâil eyleyen Merhametliler Merhametlisi Rabbimiz!.

19 Şubat 2013 Salı

El-Kulùbü'd-Dâriadan....

Allah'ım! Bir vecîbe olarak omuzlarıma yüklemeseydin, ben katiyen Sen'in zikrine teşebbüs edemezdim. Sen'i şânına layık şekilde zikretmeye güç yetiremeyeceğime göre nasıl teşebbüs edebilirdim ki! Ben nerede, Sen'i takdîs edecek biri olmak nerede!? Sen'in üzerimizdeki en büyük nimetlerinden biri hiç şüphesiz Yüce Zât'ını zikrini lisanlarımıza akıtman ve Sen'i tenzîh ü tesbîh edip, huzurunda dua dua yalvarmamıza müsaade etmiş olmandır. –Sana bin kere, yüzbin kere, milyonlar kere şükürler olsun!- Rabbimiz, üzerimizdeki nimetini tamamla ve bize tenhada veya bir toplulukta, gece-gündüz, açık ve gizli, rahatlıkta-zorlukta hep Sen'in yâdınla oturup kalkmayı nasip et.. bizi hep dupduru, katışıksız amellerde kullan.. hata, kusur ve günahlarımızı da ince hesaba tabî tutma ve ne kadar varsa hepsini mağfiret buyur!

Allah'ım! Selim kalbler hep Sen'in sevdana tutulmuşlar, farklı farklı gönüller sadece Sen'in marifetin etrafında biraraya gelmişlerdir. Kalbler sadece Sen'i anmakla itmi'nan bulur, his ve heyecanlar da yalnızca Sana vâsıl olunca sükuna ererler. Her yerde sayısız lisanlarla tesbîh edilen Sen; bütün zamanlarda kendisine yönelinip ibadet ü tâatta bulunulan Sen; varlığına bir başlangıç ve son olmayıp her zaman varolan Mevcûd-u Ezelî Sen; çeşit çeşit dillerle kendisine dua dua yalvarılan Sen; bütün kalblerin tâzimle yâd ettiği de yine Sen'sin. Rabbim! Bu zamana gelene kadar zikrinden başka neyi lezzet zannetmişsem; ünsünden hariç hangi şeyde rahat bulduğumu düşünmüşsem, yakınlığının dışında neleri sürûr vesilesi addetmişsem ve Sana tâattan başka ne tür şeylerle meşgul olmuşsam, onların hepsinden dolayı tevbe ediyor, bağışlanma diliyorum.

Ya Rabbelâlemîn! Sen, Kur'an-ı Mübînin'de, “Ey iman edenler! Rabbinizi çok çok zikredin!”, “O'nu sabah-akşam hep tesbîhlerle anın!”, “Siz kendi idrak ve gücünüz ölçüsünde Beni anın ki, daralıp sıkıştığınızda Ben de sizi anayım!” buyuruyorsun. Sen'in bütün beyanların haktır ve biz hepsine “Âmennâ ve saddeknâ!” diyoruz. Bize zikrinden uzak kalmamamızı emrediyor ve ona karşılık şânına yaraşır bir şekilde bizi anmakla şereflendireceğini vaadediyorsun. Ey Zikredenlerin en Güzeli ve Merhametlilerin en Merhametlisi Rabbimiz! Biz Sen'i emrine muvafık bir tarzda zikretmeye gayret ettik ve etmeye de devam edeceğiz. Sen de, ne olur, va'd-i sübhânîni yerine getir ve sürûra susamış bu kapıkullarının gönüllerine bir nebze olsun ferahlık sal!

18 Şubat 2013 Pazartesi

El-Kulûbü'd-Dâriadan bir yakarış...

Ey Kendisine iltica talebinde bulunanların koruyucusu ve himaye isteyenlerin hâmîsi! Ey helâke sürüklenenleri helâk olmaktan kurtaran.. muhtaç ve acınacak durumlara maruz kalanları koruyup kollayan.. düşkünlere her zaman merhamet nazarıyla bakan.. ızdırar içinde iki büklüm olanların gönüllerinden kopup gelen münacaatlarına cevap veren.. fakirleri iğnâ eden.. kırık kalbleri tamir eden, sarıp sarmalayan.. ümitsizliğe dûçar olanlara ümit kaynağı olan.. nusretiyle, gadr ve zulme uğramış mazlumların imdadına koşan.. korkuyla yaşayanların endişelerini izale buyuran.. tasası olanların kederlerini berteraf eden ve rahmet, re'fet ve şefkatine dehâlet edenleri görüp gözeten, muhafazası altına alan Yüce Rabbim!

Benim gibi bir çaresiz için Sen'in güç, kuvvet ve kereminden başka hangi şey bir sığınak olabilir!? Sen'in kudretinin himayesine girmezsem, beni başka kim koruyabilir!? Sen'in affın olmazsa, işlediğim onca günahın vebâlinden nasıl sıyrılabilir, Sen nazar-ı müsamaha ile bakmazsan, hatalarımın boynuma taktığı kementlerden nasıl kurtulabilirim!? Sen inayetinle imdadıma yetişmeden işlediğim kötülüklerin elemli akıbetinden kurtulmam mümkün olamaz. Yüce Mevlâm! Azabından şefkatine sığınıyorum; Sen, rahmet kapına dokunanlara kayıp yaşatmaz, onları hizlâna uğratmazsın. Yüce dergahına sığınanlara azap etmez, onları terkedilmişlik ızdırabıyla da karşı karşıya bırakmazsın.

Ey Rab! Rahmetinin vesâyetine sığınıyor, lûtfundan sürpriz ihsanlar bekliyoruz. Hem fakir, hem muhtaç, hem gidecek başka kapıları olmayan, “ hem âsî, hem âciz, hem gafil, hem cahil, hem alîl, hem zelîl, hem müsî', hem müsinn, hem şakî” olan, fakat gelip dergahına sığınan bu kaçkınları himayenden ve riayetinden mahrum bırakma! Sen'in sıyanetine dehalet ediyoruz; helâkimize sebebiyet verebilecek tehlikeli zeminlerden, kalb ve ruh hayatımız adına âfet sayılabilecek tavır ve davranışlardan bizi uzak tut.. dehrin musîbetlerine karşı muînimiz ol.. onlarla olan çetin imtihanlarda kaybetmemize müsaade etme.. üzerimize sağanak sağanak sekîne indir.. düşüp kaymadan, yalpa yapmadan, yan çizmeden, dünya ve ukba hayatımız adına aldanma sebebi olabilecek her türlü yanlışlıklardan bizleri koru, ey rahmet, re'fet ve merhamet sultanı olan Rabbimiz!.

17 Şubat 2013 Pazar

Hazreti Ali (radıyallahü anh)'a Ait Başka Bir Dua


Ey Rab! Sen'in icabet etmediğin bütün arzu ve hayaller boştur; Sen'in neticeye ulaştırmadığın gayretler de hep boşa çıkar. Yolcusunu Sana ulaştırmayan yollar dalâletten başka bir şey değildir ve onlara bir kere düşen –şayet Sen'in inayetin olmazsa- bir çıkmaza düşmüş olur. Melce-i Hakiki Sen'sin ve iltica da yalnız Sana'dır.

Ey maksut ittihaz edilenlerin en kerîmi ve kapısında el açılanların en cömerdi olan Allahım! Yüce dergahına iltica ediyorum; omuzlarımı çökertecek, sırtımı bükecek kadar günah yüküyle huzuruna geldim. “El-eman, el-eman” diyor, o yığın yığın günahların hacâletinden beni kurtarmanı diliyorum.

Rahmet ve şefkati doğru yolda yürüyenlerin sığınağı olan Yüce Rabbim! Sen, çaresizlik ve ızdırar içerisinde kapısına varılanların en kerîmisin; kereminden öte kerem yoktur. Doğru yolu bulmuş kullar da başkalarının kapılarını aşındırmaz, sadece Sen'in yüce nezdindeki kıymetler üstü armağanları arzularlar. İşte bu mülahazaları şefaatçi yaparak ben de huzuruna geldim ve huzurunda dileniyorum.

Ey kullarının gözlerini marifete açan.. lisanlarını hamd ile coşturan merhametliler merhametlisi Allahım! Keder ve tasaların gelip kalbimi yıpratmasına müsaade etme.. arzularımın gerçekleşmesi için gayret gösterirken batıl yollara düşmekten beni koru ve işlerimi de, ömrümü de hayırla neticelendir! Amin!.

el-Kulûbü'd-Dâria dan bir dua...

Bizi yoktan varedip varlığından haberdâr kılan Yüce Allahımız! Ahirete uzanan yolda nasibimize şu dağdağalı dünya hayatı düştü; bizi sayılamayacak kadar tuzaklarla çepeçevre kuşatan aldatıcı bir dünya. Öyle gaddar, mekkâr bir dünya ki, bitip tükenme bilmeyecek heva ve heveslerle elimizi kolumuzu bağladı. Rabbimiz! Dünyanın hile ve hud'alarından Sana iltica ediyor, câzibedar güzelliklerine gönül kaptırıp aldananlardan olmaktan da yine Sana sığınıyoruz. Rabbim, Sen daha iyi bilirsin ki, o zâlim dünya, tâliplerini helâke sürükler; sevdalılarını telef eder; binbir afet ve felaketle yüzyüze getirir. O halde tevfîkini bize yâr et, sıyanetini esirgeme; esirgeme de, içimizi dünyanın mülevves yüzüne karşı istiğna hisleriyle doldur.. muvakkat dünya hayatının ruhu ve kalbi öldüren tuzaklarına düşmekten koru.. dünyaya dalıp da Senin emirlerine muhalefet etmekten muhafaza buyur.. işlerimizi de Sana havale ediyoruz, ne olur, onları en hayırlı şekilde tamamla.. rahmetinden hissemizi artırdıkça artır.. coşup coşup taşan mevhibe sağanaklarını –her ne kadar layık olmasak da– bizim gönüllerimize de akıt.. sevgini sinelerimize tastamam yerleştir.. marifetinin nurlarıyla kalbimizi ihya buyur.. affının halâvetini, marifetinin de lezzetini vicdanlarımıza duyur.. Sana mülâki olacağımız günün ışığıyla gözlerimizi aydınlat ve saf, duru ve has kulların olan ebrar ve salihlerin kalblerinden dünya sevgisini çıkardığın gibi bizim kalblerimizden de çıkar, ey rahmetine ve keremine nihayet olmayan Rahman ü Rahîm!

Ey hususi donanımlarla yarattığı bir kısım müstesna insanlarla beşeriyeti karanlıklardan aydınlığa çıkaran rahmeti sonsuz Rabbimiz! Niyazımızın nihayetinde sevgili habibin Hazreti Muhammed Mustafa'ya, tertemiz, pırıl pırıl, masum aile efradına, her biri bir hidayet rehberi olan yol arkadaşlarına, zerrât-ı kâinat adedince salât ve selam ediyor; başta Efendiler Efendisi olmak üzere, onların yüzü suyu hürmetine dileklerimizi kabul buyurmanı diliyor ve dileniyoruz. Bahtına düştük, lütfen ve keremen, bizi ümit beslediğimiz hususlarda haybet ve hüsrana uğratma! Amin!.

16 Şubat 2013 Cumartesi

Hazreti Ali (Radiyallahü Anh)'a Ait, Tasa ve Kederden Emîn Olmak İçin Okunabilecek Bir Dua

Rabbim! Açık-gizli bütün işleri gören ve bilen yalnız ve yalnız Sen'sin! Yerküre Sen'in izzetinden yayılıp dürülmüştür; Güneş ve Kamer de, arzı ve gökleri aydınlattıkları ışıklarını Sen'in nurundan almışlardır.

Ey temiz gönülleri her zaman lütuflarıyla sevindiren, hayatını takva yörüngeli sürdüren gönül erlerinin korkularını izale eden ve kullarının ihtiyaçlarını gönderen Sultanlar Sultanı Allahım! Sen öyle yüce bir sultansın ki, dergahında kapıcı bulunmaz; zaten Sen'in de öyle bir kapıcıya ihtiyacın yoktur. Sen bir vezîre, bir yardımcıya da asla muhtaç değilsin. Sen'den başka bir rabb olmadığını ve Sen'in el açıp yalvarılacak yegane ma'bûd olduğunu bütün kâinat değişik lisanlarla haykırıp durmaktadır.

Ya Rab! Hiç ayrılmadan Sen'in dergahının önünde bekleyenler ve ısrarla el açıp yalvaranlar, başka değil Sen'den sadece lütuf ve ihsan görürler. Allahım! Sen ‘Lâ havle velâ kuvvete illâ billah” kenzinin tek sahibisin; Sen'in her şeye gücün yeter. Habîbin Hazreti Muhammed hürmetine, ehl-i beyti hürmetine bizi de umduklarımıza nâil eyle!.

* Bu dua el-Kulûbü'd-Dâria'nın 19. sayfasında geçmektedir.

Hazreti Ali (radıyallahü anh)'ın Hizbü's-Seyf İsimli Duasından Bir Bölüm

Allahım! Sen'den, ömrümün geçen kısmında beni değişik ihsanlarınla sevindirdiğin gibi, kalan kısmında da o ihsanlarını tamamlamak sûretiyle daha da sevindirmeni diliyorum. Allahım! Tekliğin, yüceliğin, büyüklüğün, kemâlin, azametin, nurun, re'fet ve rahmetin, ululuğun, eşsiz güzelliğin, cemâlin, celâlin, saltanatın, kudretin, ihsanların, lütufların, nebîn ve habîbin Hazreti Muhammed ve tertemiz yakınları yüzü suyu hürmetine beni nimetlerinden, fazlından, cemâl ve kerem tecellîlerinden mahrum bırakma! Sen kullarına hep cömertçe muamele eder ve hep engin lütuflarda bulunursun. Onun için de Sen'in şanına başka değil sadece cömertlik yaraşır. Bahşettiğin nimetlere karşı yapılan şükür tembelliğinden, noksanlığından dolayı da ihsan musluklarını asla kısmazsın. Haddizatında ne kadar çok lütufta bulunursan bulun, Sen'in hazinelerinden hiçbir şey eksilecek değildir. Sen Mâlikü'l-Mülk'sün. Mülkün için hiçbir sûrette herhangi bir azalma ya da bitip tükenme sözkonusu olamaz ki, Sen de kullarına verdiğin nimetleri azaltasın.

Allahım! Sen'den mehâbet ve mehâfetin karşısında her zaman huşû ve hudû ile çarpan, hep tazarru ve yakarış halinde olan bir kalb, her uzvuyla sabrı yaşayan bir beden, yakîn-i tamm, zikir ve hamd mütemadî hali olan bir lisan, güzel, helal ve bol rızık, faydalı ilim, amel-i sâlihle dolu, hayırlı, uzun bir ömür diliyorum.

Ya Rab! Hiçbir zaman berat fermanını almış biri gibi kendimi bütün bütün emniyet duygusuna salmama müsaade etme! Gönlüme ve dilime zikrini unutturma.. sıyanet örtünü üzerimden kaldırma.. rahmetinin gelip beni de sarıp sarmalayacağı hususunda ümitsizliğe düşürme.. görüp gözetmenden ve yakınlığından mahrum etme.. ansızın bastıran azabından, gelip çatan gazabından Sana sığınıyorum; beni onlara maruz bırakma.. hayatımın hiçbir zaman diliminde, rahmetin ve şefkatin hususunda ye's gibi bir çıkmaza düşmemem için de hep elimden tut!

Yüce Allahım! Enîsim Sen ol ve beni, yalnızlık hissi de dahil olmak üzere her türlü korkudan emin kıl! Belalardan, afetlerden, helak olmaya itebilecek yollardan, dünyada ve ukbada gam, keder, hüzün ve tasa sebebi olabilecek hususlardan muhafaza buyur! Rabbim, Sen asla sözünden dönmez, vaadettiklerine muhalif bir iş işlemezsin; ne olur, bize olan vaadlerini de gerçekleştir!

Rahmeti, merhameti, re'feti ve şefkati sonsuz Allah'ım! Nezdindeki yerimi yücelt, derecelerimi artır ve beni alt seviyenin insanları gibi olmaktan koru! Mahrum bırakmayıp lütufta bulunduğun; alçalmasına izin vermeyip yüksek mertebelere ulaştırdığın; güzelliklerini artırdığın; azabınla değil de merhametinle muamele ettiğin; hep nusretinle te'yîd buyurduğun; işlerinde fiyaskoya uğratmadığın; koruyup kolladığın ve yalnızlığa terketmediğin; hata, kusur ve günahlarını örttüğün; utanç sebebi olabilecek hallere düşürmediğin; hıfz u inayetinle desteklediğin ve kayıplar yaşamasına müsaade etmediğin bahtiyar ve tali'li kullarından eyle! Yüce Mevlam! Bütün bunları Sen'den ve sadece Sen'den diliyor ve dileniyorum; zira Sen gücü her şeye yeten Kâdir-i Mutlaksın!

Ey gökleri ve arzı kabza-ı tasarrufunda bulunduran, yerin üstüne düşmesin diye göğü tutan, “Ol!” demekle dilediği her şey oluveren, her şeye sadece Kendisi hükmeden, Sübhan ve münezzeh Allah'ım! Hakkımda takdir buyurduğun ve inayetinle başlama imkanı bulduğum hayırlı işleri en güzel, en uygun ve en doğru şekilde tamamla! Sen buna kâdirsin ve recam odur ki, dualarıma icabet edersin.. Âmin!

15 Şubat 2013 Cuma

Gavs-ı Azam Abdülkâdir-i Geylânî Hazretlerinin Füyuzât-ı Rabbâniye fî Evrâd-ı Kâdiriyye İsimli Duasından Bir Bölüm،

Allahım! Nurunla bizi dosdoğru yola hidayet eyle ve yüce huzurunda hep sadâkatle kullukta bulunma payesini bize de lutfet!; lutfet ki Allahım, dillerimiz sürekli Sen'in zikrinle meşgul, bedenimiz bütün uzuvlarıyla Sen'in emrine mutî', kalblerimiz de yalnız Sen'in marifetinle dolu olsun. Ruhlarımızı müşâhedenle kanatlandır; kalb, sır gibi latîfelerimizi de yakınlığınla taçlandır. Sen her şeye kâdirsin. Sen'den dünya hayatında zühdümüzü ve nezdindeki derecelerimizi artırmanı diliyoruz.

Ey kalblerin ancak yakınlığıyla sükûna erdiği.. hayatın sadece lütf u ihsanıyla başladığı ve devam ettiği.. ünsüyle ve dergahının kapısını hep açık tutmakla, salih ve mukarreb kimselerin gönüllerine ferahlık salan.. ölümü ve hayatı yaratan.. uzaklaştıran ve yakınlaştıran.. saîd ve şakî kılan.. kalbî istidadını kaybetmişleri dalâlet çukurlarına atan ve temiz gönülleri sırat-ı müstakîme ulaştıran.. fakirliğe maruz bırakan ve zenginlikle serfiraz kılan.. kullarını imtihan eden.. dilerse affeden.. her şeyi takdir buyuran ve irade ettiklerini kazasıyla varlık sahasına çıkaran Yüceler Yücesi Allahımız! Biz katiyen inanıyoruz ki, olup biten her şey Sen'in ezelde takdir buyurduğun büyük planın birer parçası olarak meydana gelmektedir.

Rabbim! Sen'in kapından başka hangi kapıya yönelebilir, Sen'den başka kime teveccüh edebilirim!? Ululuk ve azamet tahtının yegane sultanı Sen'sin; güç ve kuvvet de yalnız Sana aittir. Yüce Rabbim! Sen Maksûd-u Hakikî iken, ben başka kimi maksat ittihaz edebilirim!? Sen yegane ma'bûd iken, ben başka kime ubûdiyette bulunabilirim!? Bütün hazineler Sen'in tasarrufun altındayken benim ihtiyaçlarımı başka kim karşılayabilir!?

Ey kullarının Kendisine tevekkül ettiği.. korkanların dergahına sığındığı.. darda kalmışların ümitlerini ihsanlarına bağladığı.. ızdırar içerisinde kıvranan bîçarelerin güç ve kuvvetine, rahmetinin enginliğine sığındığı.. fazl u keremine ellerin açıldığı ve dileyenlerin kapısına yöneldiği Ulu Mevlâm! Hiçbir surette ve hiçbir sebeple Sana karşı şekvada bulunma hakkım yoktur; ben de salih kulların gibi rahmetini ümid ediyor ve inayetini diliyorum; beni tevekkül gibi yüce bir hasletin özüne varmış bahtiyarlardan eyle! Ey kullarına en yakın olan, onları işiten ve isteklerine icabet eden Rab! Bu nâçar kulunun dileklerine de cevap ver; onun endişe ve korkularını da gider ve umduklarında haybet ve hüsrana uğratma!..

Yüce Allah'ım! Bizler yürüyeceğimiz yolu tam olarak bulamamış bir kısım şaşkınlarız; yolların en müstakîmine Sen bizi hidayet et! Fakirliğimize, zayıflığımıza ve aczimize derman ol; günahlarımızı yarlığa, ey Nur, ey Hâdî, ey Ganiyy, ey Kaviyy, ey Gafûr u Rahîm! Allahım, nezdinden göndereceğin bir ruhla bizi te'yîd ve takviye ve ilm-i ledünden bize de ta'lim buyur.. razı ve hoşnut olduğun yüce dinimiz üzerine ayaklarımızı sabitle ve bizi, haklarında ebedî saadet takdir buyurduğun, hoşnutluğunla sevindireceğin, cemâlinle gözlerini aydınlığa kavuşturacağın bahtiyar kullarından eyle!

Allahım! Şu muvakkat dünya hayatında sadece Sana kullukta bulunmak ve masiyetlerden kaçmak istiyorum. Bu dileklerimi gerçekleştirmeyi benim için kolay kıl; neticede de beni Cennetine al, cemâlini müşahede ile mesrûr et ve ikaba uğramaktan sıyanet buyur! Allahım! Ömrümüzü hep tâat eksenli sürdürme, ölmeden evvel de tevbe kurnalarında küçük-büyük bütün günahlarımızdan arınıp öylece huzuruna gelme hususunda bizden yardımını esirgeme! Sorgu esnasında yalpalamaktan ve kaybetmekten koru ve bizi kitabını sağından alanlardan eyle.. mahşer gününün korku ve endişelerinden emin kıl.. sırat-ı müstakîminden ayırma.. rahmetinle, kereminle bizi naîm cennetlerine al.. affınla, hilminle muamelede bulun; bulun ki dokunamasın bize o azab-ı elîm, ey Berr u Rahîm ve ey Halîm ü Kerîm!

Ya Ekreme'l-ekremîn! Bizim bir faydayı celbedecek ya da bir zararı def'edecek güç ve kuvvetimiz yoktur. Hiçbir şeye sahip olmayan bir kısım fakirler, hiçbir şeye güç yetiremeyen bir kısım zayıflarız. Hayır bütünüyle Sen'in elindedir ve her iş encamı itibarıyla Sana rücû edecektir. Allahım! Bizi emir buyurduğun hususları gerçekleştirmeye muvaffak kıl.. mükellef tuttuğun vazifelerimizi yerine getirebilmemiz için yardımcı ol.. fazl u rahmetinle bizi başka her şeyden müstağnî tut.. inâyât ü kereminle kırık döküklerimizi onar ve mâ fâtımızı (fevtettiğimiz şeyleri) telâfi imkanları sun!

Allahım, merhameti sonsuz Allahım! Bizim idrak ufkumuzun kuşatamadığı ya da istemeyi bile bilemediğimiz, hayır olarak kullarından herhangi birisine vaad ya da ihsan ettiğin ne kadar güzellik varsa onların hepsini rahmetinden biz de diliyoruz. Allahım! Zayıflığımı, çaresizliğimi, insanlar arasındaki önemsizliğimi, değersizliğimi Sana şikayet ediyorum. Sen Erhamürrâhimînsin; bütün çaresizlerin Rabbi de, bu çaresiz kulunun Rabbi de Sen'sin; beni, kötülük yapacak, düşmanlıkta bulunacak kimselerin insafsızlığına terketmezsin. Ah, keşke bu mücrim kuluna karşı gazabın olmadığını bir bilebilseydim; o zaman başka hiçbir şeyi önemsemezdim. Affına layık değilim ama onu da dört gözle beklerim. Gazabının gelip beni bulmasından, hiddetine maruz kalmaktan, bütün karanlıkları ışığa kavuşturan ve dünya ve ahiret umûrunun salâhına vesile olan nuruna sığınıyorum. Benim halimi ıslah edecek güç ve kuvvet de yalnız Sen'dedir; Sana sonsuz hamdediyor ve hoşnutluğunu diliyorum.

Ey emellerimi lütf u keremine ve ihsanlarının güzelliğine bağladığım.. gizli-açık her hâlimi gören ve âkıbetimin nasıl olacağını bilen Yüce Rabbim! İnişli-çıkışlı hallerimi ve dilimin hâcâtıma tercüman olamayışını da yine Sana şikayet ediyorum. Yegane mâlikim Sen, yaptığım her işi neticeye erdirecek olan Rabbim de Sen'sin. Hiçbir halim Sana gizli kalmaz. Gamlarımı, kederlerimi görür, işitir ve bilirsin.

Rabbim! Dûçar kaldığım musibetler büyüdü de büyüdü.. tasalarımın hadd ü hesabı yok.. gençliğim çoktan elden gitti.. duygu ve düşüncelerim duruluğunu kaybetti.. topyekün kederler üzerime çullandı. Bir mükafaata mı mazhar olacağım yoksa bir mücazaata mı maruz kalacağım, onu da kestiremiyorum, ey dönüşümün Kendisine olacağı, içimden geçenleri de, dışıma aksedenleri de, arzularımı da, sonumun nasıl olacağını da bilen Rabbim!

Allahım! Aciz ve zayıf düştüm.. çaresiz kaldım.. fikrim herc ü merce uğradı.. durumum iyice zora girdi.. halim kötüleştikçe kötüleşti.. hayallerimin gerçekleşme ihtimali iyice düştü.. hasretim büyüdükçe büyüdü.. âh u enînlerim semalara ulaştı.. sırlarım âşikâr oldu.. gözyaşlarım sel olup aktı...

Allah'ım, Sen benim yegane melceimsin. Huzuruna gelebilmek için en büyük vesilem de yine Sen'sin, Sen'in rahmetindir; açığımı ve gizlimi bilen sadece Sen olduğun için acılarımı, ızdıraplarımı Sana arzediyor, başımda dönüp duran felaketleri def'etmeni diliyorum. Ulu Allahım, Sen'in kapın talebi olanlara her zaman açıktır ve Sen'in fazlın muhtaç olanlara mutlaka ulaşır. Arz-ı hal edilebilecek ve bir talepte bulunulabilecek en son merci yalnız Sen'sin. Ey duyan, gören, olup biten her şeyi manzar-ı âlâdan temâşâ eden; arzın ve semanın, esmâ-i hüsnanın sahibi; isimleri kainatın devam ve bekasının vesilesi Yüce Rabbim! Sen'den, akan gözyaşıma, bitkin ve bîtap düşen bedenime, dermansız halime, sönüp gitmeye yüz tutmuş gençliğime merhamet etmeni diliyorum.

Ya Rab! Bu nâçar kulunun önündeki yollar daraldıkça daraldı.. bütün kapılar yüzüne kapandı.. neticeye götüren yola girmesi de iyice zorlaştı.. üzüntüsü, tasası arttıkça arttı.. ömrü tükenmeye yüz tuttu da, hâlâ huzura, rahata ve gönül duruluğuna giden kapılardan hiçbiri açılmadı.. günler geldi geçti de nefis gafletten ve aşağılık işlerden bir türlü elini eteğini çekmedi. Ey Kendisine el açıldığında cevap veren, dilediği hususu süratle gerçekleştirmeye muktedir olan, azametli, kerîm ve lütufkâr Rabbim! Benim içine düştüğüm musîbetleri de ancak Sen berteraf edebilirsin. Recâ hislerimi tamamıyla Sen'in inayetine, rahmetine, şefkatine bağladım; ne olur, bu bendeni haybet ve inkisara uğratma!

Ey benim Yüce Rabbim! Dualarıma perde koyma, dileklerimi geri çevirme ve beni hicranımla, bir hiç hükmünde olan havl ve kuvvetimle başbaşa bırakma! Acziyetime, ihtiyacıma merhamet et! Sadrım daraldı, fikrim teşvişe uğradı; ne yapacağımı, nasıl davranacağımı şaşırmış bir halim var. Gizlimi de açığımı da bilen Sen, fayda temin edecek, zararı def'edecek Sen, yüce nezdinden sürpriz bir fereç ve mahreç gönderecek Sen, bütün zorlukları kolay hale getirecek de yine Sen'sin! Rabbim! Rahatsızlığı arttıkça artan, şifa bulması zorlaştıkça zorlaşan, dertleri çoğaldıkça çoğalan, devaları iyice azalan, başındaki musibetler bütün bütün kabaran, onlardan kurtuluş çareleri hiç denilecek kadar zayıflayan bu bîçareye merhamet et, inayet elini uzat! Ey teveccühleriyle mahzun kullarının kalblerini imar buyuran, cömertliği ve nimetleriyle bütün mevcûdatı kuşatan Merhametliler Merhametlisi! Çaresiz kalanların melcei, ümidi, yardım edeni ve şifa vereni yalnız Sen'sin. Ben de Sen'in kulunum.. ben de Sen'in nezdindekilere muhtacım. Fakirim; sehavetinden fışkıran lütuflarını gözlüyorum. Günahkârım; günahlarımı silip süpürdüğün, beni de affınla sarıp sarmaladığın müjdesini bekliyorum. Çok korkuyorum; müsamaha ve emn ü eman diliyorum. İsyankârım; ettiğim tevbelerin, kötülük ve isyan kokan hatalarımı toz-duman edeceği ümidini taşıyorum. Kapında fakir ve aciz bir dilenciyim; ihsanlarının gelip beni de sürûra garkedeceği recasıyla yaşıyorum. Sayısız kayıtların mahpusu oldum; kulluğuma mani olan o bağların süratle çözüleceği ve müşahede ufkuyla sevindirileceğim ümidini besliyorum. Aç ve üryan bir vaziyette, dergahının önünde, kurb kevserlerine kanacağım, iman libasıyla donatılacağım intizarı içindeyim. Susuzluktan dilim damağım kurudu, ciğerlerim kavruldu; elemli ateşlerimin ferahlatan bir serinliğe inkılâb edeceği, muhabbet oluklarından kana kana içeceğim, kurb kâselerinden yudumlar alacağım, sıkıntılarımın, elemlerimin, rahatsızlıklarımın ve hüzünlerimin bir bir dağılıp gideceği ve sürpriz sevinçlere dönüşeceği, bütün hastalıklarımdan şifa bulacağım anları gözlüyorum. İniltiler içinde huzuruna gelmiş garip bir yolcuyum. Vatanından, tanıdıklarından cüdâ düşmüş bir zavallıyım; dilerim ki bu gurbet, bu şekâvet ve bu talî'sizlik daha fazla sürüp gitmesin, gitmesin de bir an evvel gurbetim sıla olsun.. ruhum ve bedenim, ağaçların altında ılgıt ılgıt esen meltem rüzgarlarının serinliğiyle huzura doysun.. gönlüm lütf u ihsanla dolsun.. kalbim rahmet ve rıdvan esintileriyle ferahlık bulsun, ya Azîm ü ya Mennân, ya Kerîm ü ya Rahman, ya Sâhibe'l-cûdi ve'l-ihsan ve'rrahmeti ve'l-gufran, ya Allah, ya Rab, ya Allah, ya Rab, ya Allah, ya Rab! Kevn ü mekanın artık dar geldiği, varlığın bütünüyle kendisinden uzak durduğu, ünsiyete yanaşmadığı, gece-gündüz şaşkın şaşkın, hafakanlar içinde dolaşan, sılada bile gurbet yaşayan, hiçbir yere sığmayan, zaman geçse de dertleri, tasaları azalmayan, vahşîler gibi mahlukatla bir türlü ünsiyet edemeyen bu kuluna merhamet et!

Rabbim, Yüce Rabbim! Sen'den başka bir rab var mı ki, ona yalvarayım.. başka bir ilah mı var ki, ümitlerimi onun vereceklerine bağlayayım.. Sen'den gayrı bir kerem sahibi mi var ki, ondan atâ ve ihsan talebinde bulunayım.. cömertliğiyle maruf başka birisi mi var ki, onun fazlına bel bağlayayım.. Sen'den gayrı bir hâkim-i mutlak, el açılan, ihtiyaç arzedilen bir başkası mı var ki, şikayetlerimi ona ileteyim ya da işlerimi ona havale edeyim!? Hayır ya Rabbi, hayır, Sen'den öte kerem ve cömertlik sahibi yoktur. Ey gazabından rahmetine sığındığımız, kullarını koruyup kollayan fakat Kendisi asla bir himayeye ihtiyaç duymayan Rabbim! Sen'den başka keremi ve ihsanı bol kerîm bir rab var mı ki, gidip ona el açayım!? Allahım! Dost bildiklerim bana hep cefa ettiler.. tabîp zannettiklerim canımdan usandırdılar.. yakın-uzak herkes hep şamataya aldılar; dertlerim de büyüdükçe büyüdü. Vedûd ü Karîb, Raûf u Mücîb bir tek Sen'sin; ne olur, merhametini esirgeme ve gidecek başka kapısı olmayan bu kulunun yalvarışlarına da icabet buyur!

Rahmeti, şefkati, re'feti ve merhameti, zayıfların ve güçsüzlerin sığınağı olan Yüceler Yücesi Rab! Her şeyi bilen ve dilediği her şeyi gerçekleştirmeye muktedir olan yalnız Sen iken, kime gidip halimi arz edebilirim ben!? Her halimi görüp bilen, dost ve yardımcı Sen olduğun halde, başka kimden yardım dilenebilirim!? Kerem Sen'in şanın iken başka hangi kapıya iltica edebilirim!? Hem, Sen'den başka benim yaralarımı kim tedavi edebilir, kırıklarımı kim sarabilir; dağlar cesametindeki günahlarımı kim affedebilir!?

Ey bütün sırlara nigehbân, sadırlarda saklanan her şeye muttali olan.. gücü, kuvveti elinde bulunduran ve varlığa hükmeden.. her şeyin evveli ve her şeyin âhiri olan Rabbim! Sen'den, beni sorgusuz, sualsiz, meccanen affetmeni diliyorum.

Ey herşeyin dizginlerini elinde tutan.. hiçbir şeyin Kendisine zarar ve fayda veremediği, galebe edemediği.. hiçbir şeyin ilminden ve nazarından kaçamadığı, Kendisine ağır gelmediği.. hiçbir yardıma ihtiyacı olmayan.. hiçbir şeyin meşgul edemediği.. aciz bırakamadığı.. Kendisine benzemediği.. her şeyin yegane mâliki olan ve anahtarlarını elinde bulunduran Yüce Rabbim! Üzerimde dönüp dolaşan bütün zararları uzaklaştır.. işlerimi kolaylaştır ve bereketlendir.. beni altından kalkamayacağım şekilde muhasebe ve muahazeye tâbî tutma.. mevhibelerini sağanak sağanak başımdan aşağıya yağdır.. her şeyin hayırlısını nasip et ve bütün muzır ve şerîr şeylerden sıyanet buyur!

Ey her şeyin evveli, âhiri, zâhiri, bâtını olan.. her şeye hükmeden.. her şeyi sayıp ortaya döken.. başta yaratan, ölümden sonra tekrar hayat veren.. bilen.. kuşatan.. gören.. müşahede eden.. kim ne işlerse hepsini kaydeden.. küçük-büyük yapılan her şeyi gören, haberdar olan.. Kayyûm ismiyle varlığı ayakta tutan.. görünür âlemin verasında, verâların da verasında tasarruf sahibi bir zat olan Yüce Rabbim! Sen her şeye kâdirsin, ne olur, benden bilerek ya da bilmeyerek sâdır olmuş ne kadar hata, günah ve isyan varsa onları da mağfiret buyur!.

Allahım, Ulu Allahım! Zerrelerden seyyarelere kadar bütün varlık, Sen'in mehâbet ve mehâfetin karşısında hep iki büklümdür. Sen ise bütün korkulardan münezzeh ve müberrâsın. Sen'den bir daha sorgu-suale maruz kalmayacağım şekilde beni affetmeni istirham ediyorum, ey kat kat perdeler ötesinden, verâların verâsından bütün varlığı evirip çeviren Allah'ım! Ey inanan kulların reca kaynağı, ümit ettiğim hususlarda beni hayal kırıklığına uğratma! Ey rahmet dileyenlere merhamet tecellîlerinde bulunan, bana da rahmetinle muamele eyle! Ey inanmış gönülleri inayetiyle koruyup kollayan, yardımınla beni de te'yîd buyur! Ey tevbe edip yeni bir teveccühle dergahına dönenleri muhabbet tecellileriyle karşılayan Rab, Kainatın Medar-ı İftiharı, Sen'in habîbin Muhammedü'l-Emîn hürmetine, benim ve topyekün müslümanların tevbelerimizi kabul et! Amin, Amin ya Rabbe'l-âlemîn!

Sen'in Kitab-ı Mübîn'indeki, “Ey müminler! Nebîler Serveri Hazreti Ahmed ü Mahmûd u Muhammed Mustafa'ya çok salât ve selam edin!” emrine ittibâen, o İnsanlığın Efendisi'ni, âlini ve bütün ashabını salât ü selamlarla anıyor, el açışlarımızın, yakarışlarımızın en güzel ve en hayırlı şekilde cevaplanacağını ümit ediyoruz! Bir kısım densizlerin yakıştırmalarından doğu ve batı arasındaki mesafeden kat kat daha uzak, insanlığı aydınlatmak için her zaman değişik elçiler gönderen, âlemlerin Rabbi Allahımız! Beklediğimiz hususlarda bizi inkisara uğratma, ne olur!