Her şeyden evvel âlemlerin Rabbi Allah'a, ilmi adedince hamd ü senâlar, âlemşümul din ve davanın şerefli mübelliği Efendimiz'e kâinatın zerreleri sayısınca salât ve selâm ediyor, sonra da bir kez daha Rabbimiz'e el açarak yalvarıyoruz:
Ey kendisine gönülden inanan kullarını her zaman koruyup gözeten Allahım! Ben nâçar kulunu, kadın-erkek bütün kardeşlerimizi, arkadaşlarımızı, dostlarımızı ve sevdiklerimizi önümüzden, arkamızdan, sağımızdan, solumuzdan (gelecek tehlike ve musibetlerden) muhafaza buyur.
Ey Rabbimiz! Hakkımızda kötülük düşünenlere fırsat verme.. Sana iman etmiş masum kullarının aleyhinde entrika çevirenlerin komplolarını başlarına yık.. inananlara oyun oynamak isteyenlerin oyunlarını boz ve bize haksızlık yapıp zulmedenlere hadlerini bildir!
Ey Allahımız! Bize düşmanlık yapanlara karşı Sen bizim muînimiz ol.. haddini aşıp hukukumuza saldıran mütecavizlerin şerlerini üzerimizden defet.. Aleyhimizde fitne ateşini körükleyenlerin ocaklarını söndür.. ehl-i iman hakkında kötülük düşünen ne kadar şerîr insan varsa Sen bizi onların şerlerinden ve tuzaklarından koru.. Senin o zarar verilemeyen ve ulaşılamayan himayene bizleri de dâhil eyle.. kafirlerin azgınlıklarını, facirlerin entrikalarını başımızdan defet.. bizleri ebedlere kadar devam edecek olan himayen altına al.. dünya ve ahiret ihtiyaçlarımızı karşıla!
Ey şefkati ve merhameti varlığı bütünüyle kucaklamış Rabbimiz! Hakkında beslediğimiz hüsn ü zanda bizi tasdik et.. et de, biz çaresiz kullarını her türlü endişe, gam, üzüntü, keder ve sıkıntıdan halâs eyle!
Efendimiz Hazreti Muhammed’e, aile fertlerine ve bütün ashabına salât u selam ederek bunları Senden dileniyoruz, Rabbimiz...
(Herkül.org)
6 Mart 2013 Çarşamba
5 Mart 2013 Salı
Abdülkadir Geylani Hz nin bir başka duası...
Ey Yücelerden Yüce Rabbim! Bütün mal ve mansıp sahipleri kapılarını sürmelediler. Sen'in yüce dergahının kapısı ise asla kapanmaz ve dilekte bulunanlara her zaman açıktır.
Ya Rabbî, Ya İlahî! Yıldızlar gaybûbet âlemine, gözler de uykuya daldılar. Sen ise, ey Rabbim, Hayy'sın, Kayyûm'sun; uykudan, uyuklamadan sonsuz defa münezzeh ve müberrâsın.
Ya Rab! Gece, karanlığıyla mevcûdâtın üzerini örtünce döşekler de seriliverdi ve sevenler sevdikleriyle başbaşa kaldılar. Sen, Sen'in yolunda, Sana ulaşma istikametinde cehd ü gayret içinde bulunanların biricik sevgilisi, (benim gibi) yalnızlık gurbetine maruz kalanların da yegane enîsisin!
Ya İlâhî! Ulu dergâhına sığınan bu kimsesiz kulunu kapından kovacak olursan ben gidip hangi kapıya iltica edebilirim ki! İlâhî! Yakınlığından mahrum edersen beni, o zaman ben kimin yakınlığını umabilirim ki! İlâhî! Şayet Sen bana azap etmeyi murad buyurursan, ben biliyorum ki, cezalandırılmaya fazlasıyla müstehakım! Fakat affınla sarıp sarmalarsan, o da Sen'in lütfun ve keremindir.
Ya Seyyidî, ya İlâhî! Marifet erbabı kulların Sen'i bulduklarında Sen'den başka ne varsa hepsinden yüz çevirmişlerdir. Salih kulların Sen'in fazlınla necâta ermişlerdir. Taksîratı pek çok günahkarlar da “Tevbe, ya Rabbi!” deyip yine Senin kapına yönelmişlerdir.
Ey affı güzel Rabbim! Ne olur, affının serinliğini ve marifetinin halâvetini benim ruhuma da duyur ve beni onlarla doyur! Her ne kadar ben bunlara lâyık olmasam bile, haşyetle önünde iki büklüm olup ikâbından sakınılmaya lâyık olan da, mücrimlerin günahlarını bağışlama şanına yaraşan da yalnız Sen'sin!
Ya Rabbî, Ya İlahî! Yıldızlar gaybûbet âlemine, gözler de uykuya daldılar. Sen ise, ey Rabbim, Hayy'sın, Kayyûm'sun; uykudan, uyuklamadan sonsuz defa münezzeh ve müberrâsın.
Ya Rab! Gece, karanlığıyla mevcûdâtın üzerini örtünce döşekler de seriliverdi ve sevenler sevdikleriyle başbaşa kaldılar. Sen, Sen'in yolunda, Sana ulaşma istikametinde cehd ü gayret içinde bulunanların biricik sevgilisi, (benim gibi) yalnızlık gurbetine maruz kalanların da yegane enîsisin!
Ya İlâhî! Ulu dergâhına sığınan bu kimsesiz kulunu kapından kovacak olursan ben gidip hangi kapıya iltica edebilirim ki! İlâhî! Yakınlığından mahrum edersen beni, o zaman ben kimin yakınlığını umabilirim ki! İlâhî! Şayet Sen bana azap etmeyi murad buyurursan, ben biliyorum ki, cezalandırılmaya fazlasıyla müstehakım! Fakat affınla sarıp sarmalarsan, o da Sen'in lütfun ve keremindir.
Ya Seyyidî, ya İlâhî! Marifet erbabı kulların Sen'i bulduklarında Sen'den başka ne varsa hepsinden yüz çevirmişlerdir. Salih kulların Sen'in fazlınla necâta ermişlerdir. Taksîratı pek çok günahkarlar da “Tevbe, ya Rabbi!” deyip yine Senin kapına yönelmişlerdir.
Ey affı güzel Rabbim! Ne olur, affının serinliğini ve marifetinin halâvetini benim ruhuma da duyur ve beni onlarla doyur! Her ne kadar ben bunlara lâyık olmasam bile, haşyetle önünde iki büklüm olup ikâbından sakınılmaya lâyık olan da, mücrimlerin günahlarını bağışlama şanına yaraşan da yalnız Sen'sin!
3 Mart 2013 Pazar
İbnul Arabi Hz nin duası
Ey zerrelerden seyyarelere kadar canlı cansız bütün mevcûdâtı kabza-ı tasarrufunda bulunduran Yüceler Yücesi Rab! Ey hiç açılmaz gibi görünen kapıları sevdiği kulları için peşi peşine ardına kadar açan Müfettihu'l-Ebvâb! Ey varlığına bir başlangıç ve bir nihayet asla sözkonusu olmayıp eşya ve hâdiselere sürekli hükmeden Müsebbibü'l-Esbâb!
Talebinden bile âciz olduğumuz lütuf kapılarını biz nâçâr kulların için de aralamanı; dünya ve ukba saadetine vesile olabilecek şekilde sebepleri bizim için de musahhar kılmanı diliyoruz. Bizi sadece Senin hoşnutluğuna götürebilecek işlerle meşgul.. adaletine nihayetsiz güven ve itimat içinde olan.. Senin kapından başka yerlerde dilencilikte bulunmayan.. sadece Senin rahmetine itimat edip insanların ellerindeki şeylere karşı her zaman müstağnî davranan.. Sana inanan, Sana güvenen, Sana dayanan.. Senin için olmayan her şeyden ve herkesten uzak duran.. hükmüne gönülden boyun eğip yürekten râm olan.. birer imtihan vasıtası olan musibetlere karşı sabır kalesine sığınan.. dilinde sürekli Senin nâm-ı celîlin, gece-gündüz ulu dergahına el açıp yana yakıla yalvaran.. dünyanın dünyaya bakan bütün yönlerinden uzaklaşıp âhiret iştiyakıyla yanıp tutuşan.. hüşyar bir kalble sürekli Sana teveccühte bulunan.. ‘lezzetleri acılaştıran mevt'i her zaman hatırlayıp davranışlarını hep ölüm ötesi hayata göre tanzim eden... bahtiyar kullarından eyle!. “Ya Rabbena! Rasûllerin vasıtasıyla bize va'd ettiğin mükâfâtları lutfet; bizi kıyamet günü rüsvay ve perişan eyleme! Va'dinden dönmek kendisi için muhal olan yegâne zât Sensin!”
Dua edenlere cevap veren, ızdırapları dindirip ihtiyaçları gideren Yüce Allahımız! Bizi salih ameller işleme hususunda muvaffak kılmanı niyaz ediyoruz. Ne olur, tevfîkini refîkimiz, sırat-ı müstakîmini de tarîkimiz yap.. bizi neticesi itibariyle hayır olan maksatlarımıza ulaştır.. “Sen nâdim olup gözyaşı döken kullara, kapısı her zaman açık olan Tevvâb ü Rahîmsin; bizim tevbelerimizi de kabul buyur!”
Allahım! Senin inayetinle sabahladık, Senin inayetinle akşamladık. Yaşarsak Senin inayetinle yaşar ve Senin izninle ölürüz. Dönüşümüz de Sanadır. Allahım! Bize doğruları mahiyet-ü nefsi'l-emriye dediğimiz gerçek yüzleriyle göster ve onları harfiyyen yerine getirmeye muvaffak eyle.. yanlış ve çirkin şeyleri de yine gerçek yüzleriyle bildir ve o çirkin şeylerin avucuna düşmekten bizleri muhafaza buyur.. bize müslümanca bir hayat ve Senin yüce huzuruna gelmeye yakışır bir ölüm nasip et.. olmasına hükmettiğin şeylerin şerrinden bizi koru.. zâlimlerin şerlerini, komplolarını, tuzaklarını üzerimizden def ü ref' eyle ve bizi inananların dualarına ortak kıl.. Allahım! Ümmet-i Muhammed'in hata ve kusurlarını yarlığa.. ümmet-i Muhammed'e merhamet buyur.. ümmet-i Muhammed'in önündeki engelleri kaldır, muzafferiyet ve muvaffakiyet yolları aç.. ümmet-i Muhammed'i şerîrlerin şerlerinden, zâlimlerin zulmünden, fâsıkların fıskından, münafıkların entrikalarından sıyanet buyur!..
Ey mücrimlerin kusurlarından dolayı nedamet duyup ulu dergahına koşuştukları Sevgili Rabbimiz! Biz de hata, kusur, günah ve isyanlarımızdan dolayı pişmanız. Mukarreb ibâdının yüzüne baktığın gibi bize de rahmet ve merhametinle teveccüh buyur!
Ey değişik sebeplerle korku ve endişe içerisine düşen kullarının korkularını izale eden Kudreti Sonsuz Rab! ‘Mümin' isminin tecellîleriyle lütuf buyur ve bizim endişelerimizi de berteraf eyle!
Ey yolunu kaybetmiş şaşkınlara değişik ‘ferec ve mahreç'ler gönderen Mevlâmız! Sonu Cennet'e ve Cemâlullah'a çıkan yolları bizlere de göster!
Ey türlü türlü dalâletlere saplananları düştükleri bataklıklardan çıkarıp çemenzârlarda dolaştıran yegâne Hâdî! Bizi de sırat-ı müstakîme hidayet buyur!
Ey yardım çağrısında bulunanların imdadına koşan Merhametliler Merhametlisi Rabbimiz! Bize de imdat eyle!
Ey ümitsizlik vâdilerinde çaresizlik içinde bir o yana bir bu yana gayesiz dolaşıp duranlara ümit ve reca kapıları aralayan Rahmet Sultanı! Ümitlerimize fer ver!
Ey isyankâr kullarına her zaman rahmetiyle muamelede bulunup onlara dönüş yolları hazırlayan Ulu Yaratıcı! Biz de isyan üstüne isyan işledik. İşlediğimiz cürümlerin hadd ü hesabı yok. Sen rahmetini bizden de esirgeme!
Ey günahkarların günahlarını yarlığayan Rabb-i Rahîmimiz! Bizim günahlarımızı da mağfiret buyur!
Yüce Allahımız! “Bizi affet, kusurlarımızı bağışla ve bizim hayatımızı da iyilerle beraber nihayetlendir.. günahlarımızı mağfûr, kusurlarımızı mestûr, kalblerimizi de mahfûz eyle.. sadırlarımıza inşirah ver.. Ey gizli ve sürpriz lütufların sahibi Rabbimiz, endişe edip korktuğumuz hususların gelip başımıza üşüşmesinden bizleri muhafaza et!
Ya Rabbenâ, Ya İlâhenâ ve ya Mevlânâ! İşlerimizi kolaylaştır.. bizi, anne-babalarımızı, büyüklerimizi, hocalarımızı, arkadaşlarımızı, dostlarımızı, üzerimizde hakkı bulunan kimseleri ve cümle ümmet-i Muhammed'i mağfiret buyur!
Ey feyiz sağanaklarıyla sürekli tecellî üstüne tecellîde bulunan Rahmeti Sonsuz! Bilumum belalardan ve hastalıklardan Sen bizi koru!
Senin, rahmetine, inayetine, hıfz u riayetine itimad ederek bütün bunları Senden dileniyoruz, ey Merhametliler Merhametlisi Rabbimiz! N'olur, bizleri, ettiği dualar geri çevrilen mahrum ve talihsiz kullardan eyleme! Amin!.
Talebinden bile âciz olduğumuz lütuf kapılarını biz nâçâr kulların için de aralamanı; dünya ve ukba saadetine vesile olabilecek şekilde sebepleri bizim için de musahhar kılmanı diliyoruz. Bizi sadece Senin hoşnutluğuna götürebilecek işlerle meşgul.. adaletine nihayetsiz güven ve itimat içinde olan.. Senin kapından başka yerlerde dilencilikte bulunmayan.. sadece Senin rahmetine itimat edip insanların ellerindeki şeylere karşı her zaman müstağnî davranan.. Sana inanan, Sana güvenen, Sana dayanan.. Senin için olmayan her şeyden ve herkesten uzak duran.. hükmüne gönülden boyun eğip yürekten râm olan.. birer imtihan vasıtası olan musibetlere karşı sabır kalesine sığınan.. dilinde sürekli Senin nâm-ı celîlin, gece-gündüz ulu dergahına el açıp yana yakıla yalvaran.. dünyanın dünyaya bakan bütün yönlerinden uzaklaşıp âhiret iştiyakıyla yanıp tutuşan.. hüşyar bir kalble sürekli Sana teveccühte bulunan.. ‘lezzetleri acılaştıran mevt'i her zaman hatırlayıp davranışlarını hep ölüm ötesi hayata göre tanzim eden... bahtiyar kullarından eyle!. “Ya Rabbena! Rasûllerin vasıtasıyla bize va'd ettiğin mükâfâtları lutfet; bizi kıyamet günü rüsvay ve perişan eyleme! Va'dinden dönmek kendisi için muhal olan yegâne zât Sensin!”
Dua edenlere cevap veren, ızdırapları dindirip ihtiyaçları gideren Yüce Allahımız! Bizi salih ameller işleme hususunda muvaffak kılmanı niyaz ediyoruz. Ne olur, tevfîkini refîkimiz, sırat-ı müstakîmini de tarîkimiz yap.. bizi neticesi itibariyle hayır olan maksatlarımıza ulaştır.. “Sen nâdim olup gözyaşı döken kullara, kapısı her zaman açık olan Tevvâb ü Rahîmsin; bizim tevbelerimizi de kabul buyur!”
Allahım! Senin inayetinle sabahladık, Senin inayetinle akşamladık. Yaşarsak Senin inayetinle yaşar ve Senin izninle ölürüz. Dönüşümüz de Sanadır. Allahım! Bize doğruları mahiyet-ü nefsi'l-emriye dediğimiz gerçek yüzleriyle göster ve onları harfiyyen yerine getirmeye muvaffak eyle.. yanlış ve çirkin şeyleri de yine gerçek yüzleriyle bildir ve o çirkin şeylerin avucuna düşmekten bizleri muhafaza buyur.. bize müslümanca bir hayat ve Senin yüce huzuruna gelmeye yakışır bir ölüm nasip et.. olmasına hükmettiğin şeylerin şerrinden bizi koru.. zâlimlerin şerlerini, komplolarını, tuzaklarını üzerimizden def ü ref' eyle ve bizi inananların dualarına ortak kıl.. Allahım! Ümmet-i Muhammed'in hata ve kusurlarını yarlığa.. ümmet-i Muhammed'e merhamet buyur.. ümmet-i Muhammed'in önündeki engelleri kaldır, muzafferiyet ve muvaffakiyet yolları aç.. ümmet-i Muhammed'i şerîrlerin şerlerinden, zâlimlerin zulmünden, fâsıkların fıskından, münafıkların entrikalarından sıyanet buyur!..
Ey mücrimlerin kusurlarından dolayı nedamet duyup ulu dergahına koşuştukları Sevgili Rabbimiz! Biz de hata, kusur, günah ve isyanlarımızdan dolayı pişmanız. Mukarreb ibâdının yüzüne baktığın gibi bize de rahmet ve merhametinle teveccüh buyur!
Ey değişik sebeplerle korku ve endişe içerisine düşen kullarının korkularını izale eden Kudreti Sonsuz Rab! ‘Mümin' isminin tecellîleriyle lütuf buyur ve bizim endişelerimizi de berteraf eyle!
Ey yolunu kaybetmiş şaşkınlara değişik ‘ferec ve mahreç'ler gönderen Mevlâmız! Sonu Cennet'e ve Cemâlullah'a çıkan yolları bizlere de göster!
Ey türlü türlü dalâletlere saplananları düştükleri bataklıklardan çıkarıp çemenzârlarda dolaştıran yegâne Hâdî! Bizi de sırat-ı müstakîme hidayet buyur!
Ey yardım çağrısında bulunanların imdadına koşan Merhametliler Merhametlisi Rabbimiz! Bize de imdat eyle!
Ey ümitsizlik vâdilerinde çaresizlik içinde bir o yana bir bu yana gayesiz dolaşıp duranlara ümit ve reca kapıları aralayan Rahmet Sultanı! Ümitlerimize fer ver!
Ey isyankâr kullarına her zaman rahmetiyle muamelede bulunup onlara dönüş yolları hazırlayan Ulu Yaratıcı! Biz de isyan üstüne isyan işledik. İşlediğimiz cürümlerin hadd ü hesabı yok. Sen rahmetini bizden de esirgeme!
Ey günahkarların günahlarını yarlığayan Rabb-i Rahîmimiz! Bizim günahlarımızı da mağfiret buyur!
Yüce Allahımız! “Bizi affet, kusurlarımızı bağışla ve bizim hayatımızı da iyilerle beraber nihayetlendir.. günahlarımızı mağfûr, kusurlarımızı mestûr, kalblerimizi de mahfûz eyle.. sadırlarımıza inşirah ver.. Ey gizli ve sürpriz lütufların sahibi Rabbimiz, endişe edip korktuğumuz hususların gelip başımıza üşüşmesinden bizleri muhafaza et!
Ya Rabbenâ, Ya İlâhenâ ve ya Mevlânâ! İşlerimizi kolaylaştır.. bizi, anne-babalarımızı, büyüklerimizi, hocalarımızı, arkadaşlarımızı, dostlarımızı, üzerimizde hakkı bulunan kimseleri ve cümle ümmet-i Muhammed'i mağfiret buyur!
Ey feyiz sağanaklarıyla sürekli tecellî üstüne tecellîde bulunan Rahmeti Sonsuz! Bilumum belalardan ve hastalıklardan Sen bizi koru!
Senin, rahmetine, inayetine, hıfz u riayetine itimad ederek bütün bunları Senden dileniyoruz, ey Merhametliler Merhametlisi Rabbimiz! N'olur, bizleri, ettiği dualar geri çevrilen mahrum ve talihsiz kullardan eyleme! Amin!.
Ey merhameti sonsuz Rabb'imiz!
Allah'ım! Kötülüğe sevketmekten, hatalara koş(tur)maktan, isyanlara dal(dır)maktan, helâke götüren yollara sap(tır)maktan ve beni Sen'in nezdinde mahlûkatın en seviyesizi durumuna sokmak için çabalayıp durmaktan bıkıp usanmayan.. sayısız kusurlara bulaşmış.. bitip tükenmek bilmeyen emellerin peşinde durmadan koşan.. başı derde düştü mü sızlanıp duran.. hayırlı bir işe muvaffak olduğunda onu kendinden bilen ve paylaşmaya hiç yanaşmayan.. bütün mâlâyâniyata meyyâl.. gaflet ve nisyanla âlûde.. fırsat buldu mu günaha girmekte saniye fevtetmeyen.. tevbeye gelince erteledikçe erteleyen... şu nefs-i emmâremi Sana şikayet ediyorum.
İlahî! Beni dalâlet vadilerine sürüklemek isteyen insî ve cinnî düşmanlarımı; sürekli aklımı çelmek.. zihnimi vesveselere boğmak.. kalbimi şüphelerle çepeçevre kuşatmak.. hevâ ve heveslerinin peşinde koşturmak.. geçici dünya hayatını süslü gösterip ibadet ü taatıma ve Sana yakınlaşmama manî olmak için didinip duran şeytan(lar)ı da yine Sana şikayet ediyorum.
Rabbim! Türlü türlü vesveselere esir olmuş, kaskatı kesilmiş, paslanmış ve bütün bütün kararmaya yüz tutmuş kalbimi; haşyet nedir, gözyaşı nedir unutmuş ve bütün bütün kurumaya yüz tutmuş; kendine dünyalık eğlence arayıp duran gözlerimi de yine Sana şikayet ediyorum. Sen yegane güç ve kuvvet Sahibisin ve benim gibi bir âciz için Sen'in havl ve kuvvetinden başka hiçbir dayanak yoktur. Dünyanın câzibedâr güzelliklerinin ağına düşmekten de beni sadece Sen sıyanet edebilirsin.
Ya Rab! Sen'in hikmetine ve meşîetine dehâlet ediyor ve bana sadece lütfunla muamelede bulunmanı istirham ediyorum. Ne olur, beni fitnelere hedef olmaktan koru.. düşmanlık besleyenlere karşı yardımcım ol.. utanç sebebi ayıplarımı setret.. belalardan muhafaza buyur.. masiyetlere düşmeme de fırsat verme!.
Rahmetine sığınıyorum ey Merhametlilerin en Merhametlisi Rabbim! Ne olur, dualarımı kabul buyur!
İlahî! Beni dalâlet vadilerine sürüklemek isteyen insî ve cinnî düşmanlarımı; sürekli aklımı çelmek.. zihnimi vesveselere boğmak.. kalbimi şüphelerle çepeçevre kuşatmak.. hevâ ve heveslerinin peşinde koşturmak.. geçici dünya hayatını süslü gösterip ibadet ü taatıma ve Sana yakınlaşmama manî olmak için didinip duran şeytan(lar)ı da yine Sana şikayet ediyorum.
Rabbim! Türlü türlü vesveselere esir olmuş, kaskatı kesilmiş, paslanmış ve bütün bütün kararmaya yüz tutmuş kalbimi; haşyet nedir, gözyaşı nedir unutmuş ve bütün bütün kurumaya yüz tutmuş; kendine dünyalık eğlence arayıp duran gözlerimi de yine Sana şikayet ediyorum. Sen yegane güç ve kuvvet Sahibisin ve benim gibi bir âciz için Sen'in havl ve kuvvetinden başka hiçbir dayanak yoktur. Dünyanın câzibedâr güzelliklerinin ağına düşmekten de beni sadece Sen sıyanet edebilirsin.
Ya Rab! Sen'in hikmetine ve meşîetine dehâlet ediyor ve bana sadece lütfunla muamelede bulunmanı istirham ediyorum. Ne olur, beni fitnelere hedef olmaktan koru.. düşmanlık besleyenlere karşı yardımcım ol.. utanç sebebi ayıplarımı setret.. belalardan muhafaza buyur.. masiyetlere düşmeme de fırsat verme!.
Rahmetine sığınıyorum ey Merhametlilerin en Merhametlisi Rabbim! Ne olur, dualarımı kabul buyur!
2 Mart 2013 Cumartesi
Ya İlâhî!
Ya İlâhî ve ya Rabbî! Sana iman etmiş bu kuluna azap mı edeceksin!? Sana gönlünü veren bu muhtaç gedâyı uzaklığın yakıcı ateşine mi maruz bırakacaksın!? Düşmüş kalkmış ama gelip af talebinde bulunmuş bu zavallıyı hizlâna mı uğratacaksın!? Günahlarını ancak Sen'in rahmet ve merhamet deryalarının eritebileceği bu âcizi aff u safhından mahrum mu bırakacaksın!? Hâşâ ya Rabbi hâşâ, kapına dayanmış, ihtiyacını, ızdırarını arzetmiş bir muhtacı eli avucu boş geri çevirmek Sen'in keremine yakışmaz. Olamaz, annem şakî olayım diye beni dünyaya getirmiş olamaz; hayatımı günahların ve isyanların elemleri perişan etsin diye beni yetiştirmiş de olamaz! Ah keşke bir bilebilseydim ismimi saîdler defterine kaydettiğini; kurbuna ve civarına mazhar kıldığını! Keşke bilebilseydim de gözlerim sürurla, gönlüm de itmi'nanla dolaydı!
Allah'ım! Azametine karşı secde etmiş yüzleri karartır mısın Sen hiç!? Medh ü senâlarla hep yüce zâtının ululuğunu dillendirip durmuş dilleri ebkem bırakır mısın!? Sen'in sevginin boyasıyla boyanmış kalbleri mühürler misin!? Sen'in zikrinin lezzetiyle dolup dolup taşmış kulakları sağır hale getirir misin!? Rahmet ve şefkatine nâil olabilme recasıyla hep semaya kalkmış ellere kelepçe vurur musun? İbâdet ü tâata râm olmuş bedenleri cezalandırır mısın ya da Sen'in Dinine, Kitabına, Rasûlüne hizmet için koşturup durmuş ayakları incitir misin Sen hiç!?
Allah'ım! Rab olarak sadece Sen'i bilip Sen'i tanıyan kullarının yüzüne, ne olur, rahmet kapılarını kapama! Hayır ya Rabbi hayır, Sen tevhid inancıyla azîz eylediğin yürekleri Sen'den uzak kalmanın zilletine dûçar kılmaz ve Sen'in muhabbetinle meşbû gönülleri Cehennem ateşine maruz bırakmazsın. Allah'ım! Azabının ve gazabının eleminden beni koru! Ya Hannan, ya Mennan, ya Rahîm, ya Rahman, ya Cebbar, ya Kahhar, ya Settar, ya Gaffar, eşrârın (kötü kimseler) kim, ahyârın (iyi kimseler) kim olduğunun gün gibi açığa çıkacağı.. hesap endişesinden ellerin ayakların titreyeceği.. ömrünü ihsanla değerlendirmiş yiğitlerin kurbiyete mazhar kılınacağı.. hayatını isâet (kötülük)le heder etmiş kem talihlerin de uzaklığa maruz bırakılacağı.. herkes dünya hayatındayken her ne işlemişse karşısına tastamam çıkarılacağı ve “hiçbir kimsenin zerre ağırlığınca haksızlığa uğratılmayacağı”, o şedîd günde beni Cehennem azabından ve rezil rüsvay olmaktan muhafaza buyur!.
Allah'ım! Azametine karşı secde etmiş yüzleri karartır mısın Sen hiç!? Medh ü senâlarla hep yüce zâtının ululuğunu dillendirip durmuş dilleri ebkem bırakır mısın!? Sen'in sevginin boyasıyla boyanmış kalbleri mühürler misin!? Sen'in zikrinin lezzetiyle dolup dolup taşmış kulakları sağır hale getirir misin!? Rahmet ve şefkatine nâil olabilme recasıyla hep semaya kalkmış ellere kelepçe vurur musun? İbâdet ü tâata râm olmuş bedenleri cezalandırır mısın ya da Sen'in Dinine, Kitabına, Rasûlüne hizmet için koşturup durmuş ayakları incitir misin Sen hiç!?
Allah'ım! Rab olarak sadece Sen'i bilip Sen'i tanıyan kullarının yüzüne, ne olur, rahmet kapılarını kapama! Hayır ya Rabbi hayır, Sen tevhid inancıyla azîz eylediğin yürekleri Sen'den uzak kalmanın zilletine dûçar kılmaz ve Sen'in muhabbetinle meşbû gönülleri Cehennem ateşine maruz bırakmazsın. Allah'ım! Azabının ve gazabının eleminden beni koru! Ya Hannan, ya Mennan, ya Rahîm, ya Rahman, ya Cebbar, ya Kahhar, ya Settar, ya Gaffar, eşrârın (kötü kimseler) kim, ahyârın (iyi kimseler) kim olduğunun gün gibi açığa çıkacağı.. hesap endişesinden ellerin ayakların titreyeceği.. ömrünü ihsanla değerlendirmiş yiğitlerin kurbiyete mazhar kılınacağı.. hayatını isâet (kötülük)le heder etmiş kem talihlerin de uzaklığa maruz bırakılacağı.. herkes dünya hayatındayken her ne işlemişse karşısına tastamam çıkarılacağı ve “hiçbir kimsenin zerre ağırlığınca haksızlığa uğratılmayacağı”, o şedîd günde beni Cehennem azabından ve rezil rüsvay olmaktan muhafaza buyur!.
Yine El-Kulûbü'd-Dâria
Niyazıma da Rahman ve Rahîm Rabbim'in ism-i celîliyle başlıyor ve O'nun inayetine sığınıyorum.
İlâhî, işlediğim hatalar ve günahlar ruhuma zillet urbası giydirdiler. Bir de Sen'den cüdâ düşünce kendimi bütün bütün meskenet libasının içinde buldum ve hadd ü hesaba gelmez, kocaman kocaman kabahatlerim hep kalbimi kararttılar.
Bahtına düştüm, ey biricik Matlûb'um, Maksûd'um, Mahbûb'um; ne olur, tevbemi kabul, kalbimi de ihya buyur! Andolsun ki, günahlarımı affedebilecek, yaralarımı sarıp tedavi edebilecek Sen'den başka hiçbir kimse bilmiyorum.
İşte yüce dergahına geldim; boyun büküyor, huzurunda kemerbeste-i ubûdiyet içinde elpençe divan duruyor, affına iltica ediyorum. Eğer beni kapından uzaklaştırırsan, ben gidip hangi kapıya sığınabilirim?! Şayet huzurundan kovacak olursan ben kimden sığınma talep edebilirim?!
Vah bana vah! Ne kadar utanılacak bir durumdayım. Yazıklar olsun bana, günahlara ne kadar dalmış, Rabbimin istemediği yerlerde ne kadar da çok dolaşmışım!
Ey en büyük günahları bile bağışlayan ve en büyük kusurları, eksikleri bile sarıp sarmalayan Rab! Sen'den, en kahredici günahlarımı bile bağışlayıp yok saymanı, yüzümün karası suçlarımı örtmeni, kıyamet gününde affının ve gufranının serinliğinden ve bağışlayıcılığının güzelliğinden mahrum etmemeni diliyorum.
Ya Rabbî ve ya İlâhî! Günahlarımı rahmet bulutlarınla ört; ayıplarımın üzerine de merhamet ve şefkat bulutlarını gönder!
İlâhî! Sahibinden kaçan bir köle döndüğü zaman sahibinden başka kime iltica edebilir ve yine sahibinin gazabından onu başka kim koruyabilir?!
Rabbim! Günahlara tevbe etmenin karşılığı gönülde(n) duyulan nedametse şayet, Sana yemin ederim, yapıp ettiklerimden bin kere, yüz bin kere pişmanım. İstiğfarda bulunup Sen'den bağışlanma dile(n)mek hataların defterden silinmesine bir yolsa şayet, ben yürekten istiğfarda bulunuyor, bu nâçar kulunu da yarlığayacağını ümid ediyorum. Evet, ümidim budur ve hoşnutluğunla gönlüme sürûr salacağın âna kadar da bu kapıyı asla terketmeyeceğim.
Allah'ım! Kudretin hakkı için tevbemi kabul buyur.. Sen Hâlîm'sin, affetmeyi seversin; beni de affet.. aczıma, zaafıma, çaresizliğime nigehbânsın; halime merhamet et!
Allah'ım! Kullarına afv u mağfiret kapılarını açan Sen'sin. Onu tevbe diye isimlendiren ve “Ey mü'min kullarım! Samimi bir tevbe ile Rabbiniz'e teveccüh edin!” diye emir veren ve davette bulunan da yine Sen'sin. Sen kapıları bu kadar açtıktan sonra, o kapıyı kullanıp dergahına iltica etmeyen gafillerin daha hiçbir mazereti olamaz.
Rabbim! Günahın çok çirkin olduğu ve Senin lûtuflarını idrak etmiş kapı kullarına, yaraşıp yakışmadığı muhakkak; fakat, affın, Sana çok yakıştığı da apaçık bir hakikat.
Rabbim! İsyan vadilerine yuvarlanıp sonra da yaptığı âsîliklerden dolayı tevbe kapısının tokmağına dokunan, sayılamayacak kadar hatasına, kusuruna ve günahlarına rağmen Sen'in rahmet, şefkat ve merhamet esintilerini hırz-ı cân ile bekleyen ve Sen'in, bütün bu recâ ve beklentilere lütf u keremle mukabelede bulunduğun ilk kişi ben değilim.
Ey ızdırar içerisinde hafakanlar yaşayan muzdarr kullarının niyazlarına icabet buyuran.. ey zararları kaldırıp telâfi eden.. ey iyilikleri karşılıksız ve en büyük olan.. ey gizli gizli cereyan eden işlere de nigehbân olan Yüceler Yücesi Allah'ım! Huzuruna sermayesiz geldim; nâçâr, Senin cömertliğine ve keremine sığınıyor, rahmet denizlerinden ben de hissedar olmak istiyorum. Dualarıma icabet buyur ve beni ümitlerimde, dileklerimde haybet ve hüsrana uğratma.. tevbe ile teveccühümü karşılıksız bırakma!
Ey merhametlilerin en merhametlisi Mevlâm! Bu bendene de lütf u ihsanla muamelede bulunup hata ve günahlarını affet, ne olur!
*Bu dua el-Kulûbü'd-Dâria'nın 627-628. sayfalarında yer almaktadır.
İlâhî, işlediğim hatalar ve günahlar ruhuma zillet urbası giydirdiler. Bir de Sen'den cüdâ düşünce kendimi bütün bütün meskenet libasının içinde buldum ve hadd ü hesaba gelmez, kocaman kocaman kabahatlerim hep kalbimi kararttılar.
Bahtına düştüm, ey biricik Matlûb'um, Maksûd'um, Mahbûb'um; ne olur, tevbemi kabul, kalbimi de ihya buyur! Andolsun ki, günahlarımı affedebilecek, yaralarımı sarıp tedavi edebilecek Sen'den başka hiçbir kimse bilmiyorum.
İşte yüce dergahına geldim; boyun büküyor, huzurunda kemerbeste-i ubûdiyet içinde elpençe divan duruyor, affına iltica ediyorum. Eğer beni kapından uzaklaştırırsan, ben gidip hangi kapıya sığınabilirim?! Şayet huzurundan kovacak olursan ben kimden sığınma talep edebilirim?!
Vah bana vah! Ne kadar utanılacak bir durumdayım. Yazıklar olsun bana, günahlara ne kadar dalmış, Rabbimin istemediği yerlerde ne kadar da çok dolaşmışım!
Ey en büyük günahları bile bağışlayan ve en büyük kusurları, eksikleri bile sarıp sarmalayan Rab! Sen'den, en kahredici günahlarımı bile bağışlayıp yok saymanı, yüzümün karası suçlarımı örtmeni, kıyamet gününde affının ve gufranının serinliğinden ve bağışlayıcılığının güzelliğinden mahrum etmemeni diliyorum.
Ya Rabbî ve ya İlâhî! Günahlarımı rahmet bulutlarınla ört; ayıplarımın üzerine de merhamet ve şefkat bulutlarını gönder!
İlâhî! Sahibinden kaçan bir köle döndüğü zaman sahibinden başka kime iltica edebilir ve yine sahibinin gazabından onu başka kim koruyabilir?!
Rabbim! Günahlara tevbe etmenin karşılığı gönülde(n) duyulan nedametse şayet, Sana yemin ederim, yapıp ettiklerimden bin kere, yüz bin kere pişmanım. İstiğfarda bulunup Sen'den bağışlanma dile(n)mek hataların defterden silinmesine bir yolsa şayet, ben yürekten istiğfarda bulunuyor, bu nâçar kulunu da yarlığayacağını ümid ediyorum. Evet, ümidim budur ve hoşnutluğunla gönlüme sürûr salacağın âna kadar da bu kapıyı asla terketmeyeceğim.
Allah'ım! Kudretin hakkı için tevbemi kabul buyur.. Sen Hâlîm'sin, affetmeyi seversin; beni de affet.. aczıma, zaafıma, çaresizliğime nigehbânsın; halime merhamet et!
Allah'ım! Kullarına afv u mağfiret kapılarını açan Sen'sin. Onu tevbe diye isimlendiren ve “Ey mü'min kullarım! Samimi bir tevbe ile Rabbiniz'e teveccüh edin!” diye emir veren ve davette bulunan da yine Sen'sin. Sen kapıları bu kadar açtıktan sonra, o kapıyı kullanıp dergahına iltica etmeyen gafillerin daha hiçbir mazereti olamaz.
Rabbim! Günahın çok çirkin olduğu ve Senin lûtuflarını idrak etmiş kapı kullarına, yaraşıp yakışmadığı muhakkak; fakat, affın, Sana çok yakıştığı da apaçık bir hakikat.
Rabbim! İsyan vadilerine yuvarlanıp sonra da yaptığı âsîliklerden dolayı tevbe kapısının tokmağına dokunan, sayılamayacak kadar hatasına, kusuruna ve günahlarına rağmen Sen'in rahmet, şefkat ve merhamet esintilerini hırz-ı cân ile bekleyen ve Sen'in, bütün bu recâ ve beklentilere lütf u keremle mukabelede bulunduğun ilk kişi ben değilim.
Ey ızdırar içerisinde hafakanlar yaşayan muzdarr kullarının niyazlarına icabet buyuran.. ey zararları kaldırıp telâfi eden.. ey iyilikleri karşılıksız ve en büyük olan.. ey gizli gizli cereyan eden işlere de nigehbân olan Yüceler Yücesi Allah'ım! Huzuruna sermayesiz geldim; nâçâr, Senin cömertliğine ve keremine sığınıyor, rahmet denizlerinden ben de hissedar olmak istiyorum. Dualarıma icabet buyur ve beni ümitlerimde, dileklerimde haybet ve hüsrana uğratma.. tevbe ile teveccühümü karşılıksız bırakma!
Ey merhametlilerin en merhametlisi Mevlâm! Bu bendene de lütf u ihsanla muamelede bulunup hata ve günahlarını affet, ne olur!
*Bu dua el-Kulûbü'd-Dâria'nın 627-628. sayfalarında yer almaktadır.
1 Mart 2013 Cuma
Uveys el karani Hz nin duası
Allahım! Yüce huzurunda içimi dökmeyi diliyorum; müsadeni istirham ediyor, Senin en son ve en büyük elçin Hazreti Muhammed'e ve aile efradına salât ü selam ederek başlıyorum.
Rabbim, Senin yardımına müracaatta bulunuyor ve Sana tevekkül ediyorum. Ne olur, ne dünya ne de âhiret meselelerinde beni aczım, fakrım ve çaresizliğimle başbaşa bırakma!
Ey buraların ve ötelerin Rahman ve Rahîm Rabbi! İşte kulluğumla kapına geldim ve huzurunda dileniyorum.. zelîlim.. esirinim.. zayıfım.. muhtacım.. iflas etmiş bir çaresizim, ey bütün kâinatı yaratıp arızasız devam ettiren Rabbim!
Bahtsızım ama kapındayım ey yardım talebinde bulunanların taleplerini karşılayan Sultanlar Sultanı!
Gamlıyım, kederliyim fakat kapındayım, ey tasalı gönüllerin hüznünü gideren Hilm Sahibi!
İsyankarım lâkin Senin istediğin iyi ve sadık kimselerden olabilmeyi umarak kapına geldim. Geldim ve günahlarımı huzurunda ikrar ediyorum ey Erhamürrâhimîn!
Hatalarımın farkında olarak kapına dayandım ey günahları mahvedip günahkar kullarını affeden Rabbim!
Kusurlarımı ve affına olan ihtiyacımı huzurunda bir kez daha itiraf ediyorum ey Rabbülâlemîn!
Nefsine zulmetmiş bir zavallı olarak kapının tokmağına dokunuyorum ey zulmedenlerin bile rahmetini umduğu Rabbim!
Çok cürümler işledim; acınacak bir halim var. Ben de yüce divanında yere kapaklanıyor, boynumu büküyorum.
Yüce Mevlâm! Merhametini esirgeme n'olur! Ben günahkarım, Sense bağışlayansın! Günahkar kulları Senden başka kim bağışlayabilir?!
Mevlâm, Mevlâm! Sen yüceler yücesi yegane Rabbsın, bense zavallı bir abdim! Abdine Rabbinden başka kim merhamet edebilir?!
Mevlâm, Mevlâm! Sen her şeyin sahibi olan Mâlik-i Hakîkîsin; bense Senin nihayetsiz mülkünde zavallı bir köleyim! Bir köleye onun Sahibinden başka kim şefkat gösterebilir?!
Mevlâm, Yüce Mevlâm! Azîz olan Sensin, bense zelîlim. Zelîlleri düştükleri zilletten Azîz olandan başka kim çıkarabilir?!
Mevlâm, Mevlâm! Gerçek güç ve kuvvetin hakikî sahibi Sensin. Bense pek zayıf ve güçsüzüm. Zayıf ve güçsüzlere, Güç ve Kuvvet Sahibinden başka kim inayet edebilir?!
Mevlâm, Mevlâm! Kerem Senin şanındır; Kerîm de yalnız Sensin. Bense serseri bir zavallıyım. Düşmüşlere Kerem Sahibinden başka kim lütufta bulunabilir?!
Mevlâm, Ulu Mevlâm! Rızık hazinelerinin sahibi, Rezzâk-ı Hakîkî Sensin. Bense Senin rızkına her zaman muhtacım! Beni Senden başka kim doyurabilir ve kim rızıklandırabilir?!
Mevlâm, Yüce Mevlâm! Sen büyük günah irtikap edenleri bile bağışlayan affı pek bol Gaffâr u Rahîmsin. Benim gibi ömrünü isyan vadilerinde tüketmiş bir günahkarı affına hudut olmayan Senden başka kim affedebilir ki?!
Ya Rabbî ve Yâ İlâhî! Nihayetsiz şefkat ve merhametin sahibi Hannân, sonsuz nimetleriyle topyekün varlığa ihsan üstüne ihsanda bulunan Mennân Sensin. Ben de aczimi, fakrımı şefaatçi kılıp kabrin zulmetinden ve darlığından rahmetinin enginliğine sığınarak el-emân, el-emân diyor, Senden eman dileniyorum.
Münker ve Nekîr'in cevabı çok zor sorularına ve yürekleri hoplatan mehabetlerine karşı el-emân, el-emân!
Kabrin vahşetine, presleyiciliğine ve bütün zorluklarına karşı el-emân, el-emân!
Uzunluğu elli bin sene olan bir günün azabından el-emân, el-emân!
Senin sıyanet buyurdukların dışında yerde ve göklerdeki herkesin korkudan yüreklerinin ağzına geleceği, Sur'un üflendiği o günün dehşetinden el-emân, el-emân!
Arzın müthiş bir zelzeleyle sarsıldığı.. göklerin yazı kağıtlarının dürüldüğü gibi dürüldüğü.. yeryüzünün ve semaların alt-üst edilip başka bir âleme tebdîl edildiği.. bütün insanların kabirlerinden kalkıp Sen'in huzuruna çıkarıldıkları.. herkesin dünya hayatındayken yapıp ettiği şeylerin önüne serileceği ve kafirlerin, ‘Ah, keşke toprak olsaydım!' diyecekleri günün ürperticiliğinden el-emân, el-emân!
Malın-mülkün, evlâd ü iyâlin hiçbir fayda vermeyeceği, sadece selîm bir kalble yüce huzura gelenlerin kurtulabileceği.. arşın derinliklerinden, ‘nerede dünya hayatını isyan derelerinde, cürüm vadilerinde geçirenler? Nerede Allah'a verdikleri söze ihanet edenler ve ömrü bir kayıptan ibaret olanlar?' diye nida edildiği günün eleminden ve ızdırabından el-emân, el-emân!
Rabbim! Yüceler Yücesi Rabbim! Gizlimi de açığımı da bilen Sensin! Lütfen beni mazur gör ve tevbemi kabul buyur! Benim Senin rahmetine, merhametine, şefkatine, inayetine, sıyanetine, hıfz u riayetine ne kadar muhtaç olduğumu biliyorsun. Ne olur dileğimi yerine getir ve beni haybet ve hüsrana uğratma!.
Ya Rabbelâlemîn ve Ya Erhamerrâhimîn ve Yâ Ekramelekramîn!
Hadd ü hesaba gelmez günahlarımdan ve isyanlarımdan da yine Senin afv u mağfiret deryana iltica ediyor ve yine el-emân, el-emân diyorum.
Bilerek ya da bilmeyerek işlediğim zulümlerden ve başkalarına verdiğim eziyetlerden dolayı da el-emân, el-emân!
Konumumu, duruşumu, istikametimi koruyamayıp yaptığım yalpalar için de el-emân, el-emân!
Heva ve heveslerin oyuncağı haline gelmiş nefs-i emmaremin yaptıklarından/yaptırdıklarından el-emân, el-emân!
Rabbim! Merhameti sonsuz Rabbim! Onu yoldan çıkaran kirli arzulardan, mülevves düşüncelerden de ‘of!' ediyorum!
Ayaklarımın kaymasına, kalbimin kararmasına, düşüncelerimin bulanmasına karşı Senin inayet ve sıyanetini dileniyorum.
Ya Rabbî! Günahlarım, cürümlerim, hatalarım olsa da ben Senin kulunum. Ey sevdiklerini Cehennem azabından koruyan Rahman ü Rahîm! Ateşe düşmekten beni de koru!
Allahım! Şayet merhametinle muamelede bulunup beni affedecek olursan, o Senin şanındandır ve Sana da o yaraşır. Yok eğer azap edecek olursan ben de ona fazlasıyla layık ve müstehakım. Öyle olsam da Senin beni affedeceğine olan inancım katî, ümîdim de tamdır; zira Sen düşenlerin günahlarını bağışlama şanına en çok yaraşan yegane Zat'sın. Bu kıtmir kulunu da bağışla ey Merhametlilerin En Merhametlisi ve ey Yardım Edenlerin En Hayırlısı!
Allah yeter ve O'ndan güzel vekîl de yoktur. O'nun dostluğu da bambaşka yardımı da bambaşkadır.
Yüce Rabbim! İnsanların en hayırlısı olan Habîbin Hazreti Muhammed'e, âline ve ashabına salât ü selam ederek bu dileklerimi gerçekleştirmeni Senden niyaz ediyorum! Lütfen beni ulu dergahının kapısından geri boş çevirme!.
Rabbim, Senin yardımına müracaatta bulunuyor ve Sana tevekkül ediyorum. Ne olur, ne dünya ne de âhiret meselelerinde beni aczım, fakrım ve çaresizliğimle başbaşa bırakma!
Ey buraların ve ötelerin Rahman ve Rahîm Rabbi! İşte kulluğumla kapına geldim ve huzurunda dileniyorum.. zelîlim.. esirinim.. zayıfım.. muhtacım.. iflas etmiş bir çaresizim, ey bütün kâinatı yaratıp arızasız devam ettiren Rabbim!
Bahtsızım ama kapındayım ey yardım talebinde bulunanların taleplerini karşılayan Sultanlar Sultanı!
Gamlıyım, kederliyim fakat kapındayım, ey tasalı gönüllerin hüznünü gideren Hilm Sahibi!
İsyankarım lâkin Senin istediğin iyi ve sadık kimselerden olabilmeyi umarak kapına geldim. Geldim ve günahlarımı huzurunda ikrar ediyorum ey Erhamürrâhimîn!
Hatalarımın farkında olarak kapına dayandım ey günahları mahvedip günahkar kullarını affeden Rabbim!
Kusurlarımı ve affına olan ihtiyacımı huzurunda bir kez daha itiraf ediyorum ey Rabbülâlemîn!
Nefsine zulmetmiş bir zavallı olarak kapının tokmağına dokunuyorum ey zulmedenlerin bile rahmetini umduğu Rabbim!
Çok cürümler işledim; acınacak bir halim var. Ben de yüce divanında yere kapaklanıyor, boynumu büküyorum.
Yüce Mevlâm! Merhametini esirgeme n'olur! Ben günahkarım, Sense bağışlayansın! Günahkar kulları Senden başka kim bağışlayabilir?!
Mevlâm, Mevlâm! Sen yüceler yücesi yegane Rabbsın, bense zavallı bir abdim! Abdine Rabbinden başka kim merhamet edebilir?!
Mevlâm, Mevlâm! Sen her şeyin sahibi olan Mâlik-i Hakîkîsin; bense Senin nihayetsiz mülkünde zavallı bir köleyim! Bir köleye onun Sahibinden başka kim şefkat gösterebilir?!
Mevlâm, Yüce Mevlâm! Azîz olan Sensin, bense zelîlim. Zelîlleri düştükleri zilletten Azîz olandan başka kim çıkarabilir?!
Mevlâm, Mevlâm! Gerçek güç ve kuvvetin hakikî sahibi Sensin. Bense pek zayıf ve güçsüzüm. Zayıf ve güçsüzlere, Güç ve Kuvvet Sahibinden başka kim inayet edebilir?!
Mevlâm, Mevlâm! Kerem Senin şanındır; Kerîm de yalnız Sensin. Bense serseri bir zavallıyım. Düşmüşlere Kerem Sahibinden başka kim lütufta bulunabilir?!
Mevlâm, Ulu Mevlâm! Rızık hazinelerinin sahibi, Rezzâk-ı Hakîkî Sensin. Bense Senin rızkına her zaman muhtacım! Beni Senden başka kim doyurabilir ve kim rızıklandırabilir?!
Mevlâm, Yüce Mevlâm! Sen büyük günah irtikap edenleri bile bağışlayan affı pek bol Gaffâr u Rahîmsin. Benim gibi ömrünü isyan vadilerinde tüketmiş bir günahkarı affına hudut olmayan Senden başka kim affedebilir ki?!
Ya Rabbî ve Yâ İlâhî! Nihayetsiz şefkat ve merhametin sahibi Hannân, sonsuz nimetleriyle topyekün varlığa ihsan üstüne ihsanda bulunan Mennân Sensin. Ben de aczimi, fakrımı şefaatçi kılıp kabrin zulmetinden ve darlığından rahmetinin enginliğine sığınarak el-emân, el-emân diyor, Senden eman dileniyorum.
Münker ve Nekîr'in cevabı çok zor sorularına ve yürekleri hoplatan mehabetlerine karşı el-emân, el-emân!
Kabrin vahşetine, presleyiciliğine ve bütün zorluklarına karşı el-emân, el-emân!
Uzunluğu elli bin sene olan bir günün azabından el-emân, el-emân!
Senin sıyanet buyurdukların dışında yerde ve göklerdeki herkesin korkudan yüreklerinin ağzına geleceği, Sur'un üflendiği o günün dehşetinden el-emân, el-emân!
Arzın müthiş bir zelzeleyle sarsıldığı.. göklerin yazı kağıtlarının dürüldüğü gibi dürüldüğü.. yeryüzünün ve semaların alt-üst edilip başka bir âleme tebdîl edildiği.. bütün insanların kabirlerinden kalkıp Sen'in huzuruna çıkarıldıkları.. herkesin dünya hayatındayken yapıp ettiği şeylerin önüne serileceği ve kafirlerin, ‘Ah, keşke toprak olsaydım!' diyecekleri günün ürperticiliğinden el-emân, el-emân!
Malın-mülkün, evlâd ü iyâlin hiçbir fayda vermeyeceği, sadece selîm bir kalble yüce huzura gelenlerin kurtulabileceği.. arşın derinliklerinden, ‘nerede dünya hayatını isyan derelerinde, cürüm vadilerinde geçirenler? Nerede Allah'a verdikleri söze ihanet edenler ve ömrü bir kayıptan ibaret olanlar?' diye nida edildiği günün eleminden ve ızdırabından el-emân, el-emân!
Rabbim! Yüceler Yücesi Rabbim! Gizlimi de açığımı da bilen Sensin! Lütfen beni mazur gör ve tevbemi kabul buyur! Benim Senin rahmetine, merhametine, şefkatine, inayetine, sıyanetine, hıfz u riayetine ne kadar muhtaç olduğumu biliyorsun. Ne olur dileğimi yerine getir ve beni haybet ve hüsrana uğratma!.
Ya Rabbelâlemîn ve Ya Erhamerrâhimîn ve Yâ Ekramelekramîn!
Hadd ü hesaba gelmez günahlarımdan ve isyanlarımdan da yine Senin afv u mağfiret deryana iltica ediyor ve yine el-emân, el-emân diyorum.
Bilerek ya da bilmeyerek işlediğim zulümlerden ve başkalarına verdiğim eziyetlerden dolayı da el-emân, el-emân!
Konumumu, duruşumu, istikametimi koruyamayıp yaptığım yalpalar için de el-emân, el-emân!
Heva ve heveslerin oyuncağı haline gelmiş nefs-i emmaremin yaptıklarından/yaptırdıklarından el-emân, el-emân!
Rabbim! Merhameti sonsuz Rabbim! Onu yoldan çıkaran kirli arzulardan, mülevves düşüncelerden de ‘of!' ediyorum!
Ayaklarımın kaymasına, kalbimin kararmasına, düşüncelerimin bulanmasına karşı Senin inayet ve sıyanetini dileniyorum.
Ya Rabbî! Günahlarım, cürümlerim, hatalarım olsa da ben Senin kulunum. Ey sevdiklerini Cehennem azabından koruyan Rahman ü Rahîm! Ateşe düşmekten beni de koru!
Allahım! Şayet merhametinle muamelede bulunup beni affedecek olursan, o Senin şanındandır ve Sana da o yaraşır. Yok eğer azap edecek olursan ben de ona fazlasıyla layık ve müstehakım. Öyle olsam da Senin beni affedeceğine olan inancım katî, ümîdim de tamdır; zira Sen düşenlerin günahlarını bağışlama şanına en çok yaraşan yegane Zat'sın. Bu kıtmir kulunu da bağışla ey Merhametlilerin En Merhametlisi ve ey Yardım Edenlerin En Hayırlısı!
Allah yeter ve O'ndan güzel vekîl de yoktur. O'nun dostluğu da bambaşka yardımı da bambaşkadır.
Yüce Rabbim! İnsanların en hayırlısı olan Habîbin Hazreti Muhammed'e, âline ve ashabına salât ü selam ederek bu dileklerimi gerçekleştirmeni Senden niyaz ediyorum! Lütfen beni ulu dergahının kapısından geri boş çevirme!.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)