2 Mart 2013 Cumartesi

Ya İlâhî!

Ya İlâhî ve ya Rabbî! Sana iman etmiş bu kuluna azap mı edeceksin!? Sana gönlünü veren bu muhtaç gedâyı uzaklığın yakıcı ateşine mi maruz bırakacaksın!? Düşmüş kalkmış ama gelip af talebinde bulunmuş bu zavallıyı hizlâna mı uğratacaksın!? Günahlarını ancak Sen'in rahmet ve merhamet deryalarının eritebileceği bu âcizi aff u safhından mahrum mu bırakacaksın!? Hâşâ ya Rabbi hâşâ, kapına dayanmış, ihtiyacını, ızdırarını arzetmiş bir muhtacı eli avucu boş geri çevirmek Sen'in keremine yakışmaz. Olamaz, annem şakî olayım diye beni dünyaya getirmiş olamaz; hayatımı günahların ve isyanların elemleri perişan etsin diye beni yetiştirmiş de olamaz! Ah keşke bir bilebilseydim ismimi saîdler defterine kaydettiğini; kurbuna ve civarına mazhar kıldığını! Keşke bilebilseydim de gözlerim sürurla, gönlüm de itmi'nanla dolaydı!

Allah'ım! Azametine karşı secde etmiş yüzleri karartır mısın Sen hiç!? Medh ü senâlarla hep yüce zâtının ululuğunu dillendirip durmuş dilleri ebkem bırakır mısın!? Sen'in sevginin boyasıyla boyanmış kalbleri mühürler misin!? Sen'in zikrinin lezzetiyle dolup dolup taşmış kulakları sağır hale getirir misin!? Rahmet ve şefkatine nâil olabilme recasıyla hep semaya kalkmış ellere kelepçe vurur musun? İbâdet ü tâata râm olmuş bedenleri cezalandırır mısın ya da Sen'in Dinine, Kitabına, Rasûlüne hizmet için koşturup durmuş ayakları incitir misin Sen hiç!?

Allah'ım! Rab olarak sadece Sen'i bilip Sen'i tanıyan kullarının yüzüne, ne olur, rahmet kapılarını kapama! Hayır ya Rabbi hayır, Sen tevhid inancıyla azîz eylediğin yürekleri Sen'den uzak kalmanın zilletine dûçar kılmaz ve Sen'in muhabbetinle meşbû gönülleri Cehennem ateşine maruz bırakmazsın. Allah'ım! Azabının ve gazabının eleminden beni koru! Ya Hannan, ya Mennan, ya Rahîm, ya Rahman, ya Cebbar, ya Kahhar, ya Settar, ya Gaffar, eşrârın (kötü kimseler) kim, ahyârın (iyi kimseler) kim olduğunun gün gibi açığa çıkacağı.. hesap endişesinden ellerin ayakların titreyeceği.. ömrünü ihsanla değerlendirmiş yiğitlerin kurbiyete mazhar kılınacağı.. hayatını isâet (kötülük)le heder etmiş kem talihlerin de uzaklığa maruz bırakılacağı.. herkes dünya hayatındayken her ne işlemişse karşısına tastamam çıkarılacağı ve “hiçbir kimsenin zerre ağırlığınca haksızlığa uğratılmayacağı”, o şedîd günde beni Cehennem azabından ve rezil rüsvay olmaktan muhafaza buyur!.

Yine El-Kulûbü'd-Dâria

Niyazıma da Rahman ve Rahîm Rabbim'in ism-i celîliyle başlıyor ve O'nun inayetine sığınıyorum.

İlâhî, işlediğim hatalar ve günahlar ruhuma zillet urbası giydirdiler. Bir de Sen'den cüdâ düşünce kendimi bütün bütün meskenet libasının içinde buldum ve hadd ü hesaba gelmez, kocaman kocaman kabahatlerim hep kalbimi kararttılar.

Bahtına düştüm, ey biricik Matlûb'um, Maksûd'um, Mahbûb'um; ne olur, tevbemi kabul, kalbimi de ihya buyur! Andolsun ki, günahlarımı affedebilecek, yaralarımı sarıp tedavi edebilecek Sen'den başka hiçbir kimse bilmiyorum.

İşte yüce dergahına geldim; boyun büküyor, huzurunda kemerbeste-i ubûdiyet içinde elpençe divan duruyor, affına iltica ediyorum. Eğer beni kapından uzaklaştırırsan, ben gidip hangi kapıya sığınabilirim?! Şayet huzurundan kovacak olursan ben kimden sığınma talep edebilirim?!

Vah bana vah! Ne kadar utanılacak bir durumdayım. Yazıklar olsun bana, günahlara ne kadar dalmış, Rabbimin istemediği yerlerde ne kadar da çok dolaşmışım!

Ey en büyük günahları bile bağışlayan ve en büyük kusurları, eksikleri bile sarıp sarmalayan Rab! Sen'den, en kahredici günahlarımı bile bağışlayıp yok saymanı, yüzümün karası suçlarımı örtmeni, kıyamet gününde affının ve gufranının serinliğinden ve bağışlayıcılığının güzelliğinden mahrum etmemeni diliyorum.

Ya Rabbî ve ya İlâhî! Günahlarımı rahmet bulutlarınla ört; ayıplarımın üzerine de merhamet ve şefkat bulutlarını gönder!

İlâhî! Sahibinden kaçan bir köle döndüğü zaman sahibinden başka kime iltica edebilir ve yine sahibinin gazabından onu başka kim koruyabilir?!

Rabbim! Günahlara tevbe etmenin karşılığı gönülde(n) duyulan nedametse şayet, Sana yemin ederim, yapıp ettiklerimden bin kere, yüz bin kere pişmanım. İstiğfarda bulunup Sen'den bağışlanma dile(n)mek hataların defterden silinmesine bir yolsa şayet, ben yürekten istiğfarda bulunuyor, bu nâçar kulunu da yarlığayacağını ümid ediyorum. Evet, ümidim budur ve hoşnutluğunla gönlüme sürûr salacağın âna kadar da bu kapıyı asla terketmeyeceğim.

Allah'ım! Kudretin hakkı için tevbemi kabul buyur.. Sen Hâlîm'sin, affetmeyi seversin; beni de affet.. aczıma, zaafıma, çaresizliğime nigehbânsın; halime merhamet et!

Allah'ım! Kullarına afv u mağfiret kapılarını açan Sen'sin. Onu tevbe diye isimlendiren ve “Ey mü'min kullarım! Samimi bir tevbe ile Rabbiniz'e teveccüh edin!” diye emir veren ve davette bulunan da yine Sen'sin. Sen kapıları bu kadar açtıktan sonra, o kapıyı kullanıp dergahına iltica etmeyen gafillerin daha hiçbir mazereti olamaz.

Rabbim! Günahın çok çirkin olduğu ve Senin lûtuflarını idrak etmiş kapı kullarına, yaraşıp yakışmadığı muhakkak; fakat, affın, Sana çok yakıştığı da apaçık bir hakikat.

Rabbim! İsyan vadilerine yuvarlanıp sonra da yaptığı âsîliklerden dolayı tevbe kapısının tokmağına dokunan, sayılamayacak kadar hatasına, kusuruna ve günahlarına rağmen Sen'in rahmet, şefkat ve merhamet esintilerini hırz-ı cân ile bekleyen ve Sen'in, bütün bu recâ ve beklentilere lütf u keremle mukabelede bulunduğun ilk kişi ben değilim.

Ey ızdırar içerisinde hafakanlar yaşayan muzdarr kullarının niyazlarına icabet buyuran.. ey zararları kaldırıp telâfi eden.. ey iyilikleri karşılıksız ve en büyük olan.. ey gizli gizli cereyan eden işlere de nigehbân olan Yüceler Yücesi Allah'ım! Huzuruna sermayesiz geldim; nâçâr, Senin cömertliğine ve keremine sığınıyor, rahmet denizlerinden ben de hissedar olmak istiyorum. Dualarıma icabet buyur ve beni ümitlerimde, dileklerimde haybet ve hüsrana uğratma.. tevbe ile teveccühümü karşılıksız bırakma!

Ey merhametlilerin en merhametlisi Mevlâm! Bu bendene de lütf u ihsanla muamelede bulunup hata ve günahlarını affet, ne olur!

*Bu dua el-Kulûbü'd-Dâria'nın 627-628. sayfalarında yer almaktadır.

1 Mart 2013 Cuma

Uveys el karani Hz nin duası

Allahım! Yüce huzurunda içimi dökmeyi diliyorum; müsadeni istirham ediyor, Senin en son ve en büyük elçin Hazreti Muhammed'e ve aile efradına salât ü selam ederek başlıyorum.

Rabbim, Senin yardımına müracaatta bulunuyor ve Sana tevekkül ediyorum. Ne olur, ne dünya ne de âhiret meselelerinde beni aczım, fakrım ve çaresizliğimle başbaşa bırakma!

Ey buraların ve ötelerin Rahman ve Rahîm Rabbi! İşte kulluğumla kapına geldim ve huzurunda dileniyorum.. zelîlim.. esirinim.. zayıfım.. muhtacım.. iflas etmiş bir çaresizim, ey bütün kâinatı yaratıp arızasız devam ettiren Rabbim!

Bahtsızım ama kapındayım ey yardım talebinde bulunanların taleplerini karşılayan Sultanlar Sultanı!

Gamlıyım, kederliyim fakat kapındayım, ey tasalı gönüllerin hüznünü gideren Hilm Sahibi!

İsyankarım lâkin Senin istediğin iyi ve sadık kimselerden olabilmeyi umarak kapına geldim. Geldim ve günahlarımı huzurunda ikrar ediyorum ey Erhamürrâhimîn!

Hatalarımın farkında olarak kapına dayandım ey günahları mahvedip günahkar kullarını affeden Rabbim!

Kusurlarımı ve affına olan ihtiyacımı huzurunda bir kez daha itiraf ediyorum ey Rabbülâlemîn!

Nefsine zulmetmiş bir zavallı olarak kapının tokmağına dokunuyorum ey zulmedenlerin bile rahmetini umduğu Rabbim!

Çok cürümler işledim; acınacak bir halim var. Ben de yüce divanında yere kapaklanıyor, boynumu büküyorum.

Yüce Mevlâm! Merhametini esirgeme n'olur! Ben günahkarım, Sense bağışlayansın! Günahkar kulları Senden başka kim bağışlayabilir?!

Mevlâm, Mevlâm! Sen yüceler yücesi yegane Rabbsın, bense zavallı bir abdim! Abdine Rabbinden başka kim merhamet edebilir?!

Mevlâm, Mevlâm! Sen her şeyin sahibi olan Mâlik-i Hakîkîsin; bense Senin nihayetsiz mülkünde zavallı bir köleyim! Bir köleye onun Sahibinden başka kim şefkat gösterebilir?!

Mevlâm, Yüce Mevlâm! Azîz olan Sensin, bense zelîlim. Zelîlleri düştükleri zilletten Azîz olandan başka kim çıkarabilir?!

Mevlâm, Mevlâm! Gerçek güç ve kuvvetin hakikî sahibi Sensin. Bense pek zayıf ve güçsüzüm. Zayıf ve güçsüzlere, Güç ve Kuvvet Sahibinden başka kim inayet edebilir?!

Mevlâm, Mevlâm! Kerem Senin şanındır; Kerîm de yalnız Sensin. Bense serseri bir zavallıyım. Düşmüşlere Kerem Sahibinden başka kim lütufta bulunabilir?!

Mevlâm, Ulu Mevlâm! Rızık hazinelerinin sahibi, Rezzâk-ı Hakîkî Sensin. Bense Senin rızkına her zaman muhtacım! Beni Senden başka kim doyurabilir ve kim rızıklandırabilir?!

Mevlâm, Yüce Mevlâm! Sen büyük günah irtikap edenleri bile bağışlayan affı pek bol Gaffâr u Rahîmsin. Benim gibi ömrünü isyan vadilerinde tüketmiş bir günahkarı affına hudut olmayan Senden başka kim affedebilir ki?!

Ya Rabbî ve Yâ İlâhî! Nihayetsiz şefkat ve merhametin sahibi Hannân, sonsuz nimetleriyle topyekün varlığa ihsan üstüne ihsanda bulunan Mennân Sensin. Ben de aczimi, fakrımı şefaatçi kılıp kabrin zulmetinden ve darlığından rahmetinin enginliğine sığınarak el-emân, el-emân diyor, Senden eman dileniyorum.

Münker ve Nekîr'in cevabı çok zor sorularına ve yürekleri hoplatan mehabetlerine karşı el-emân, el-emân!

Kabrin vahşetine, presleyiciliğine ve bütün zorluklarına karşı el-emân, el-emân!

Uzunluğu elli bin sene olan bir günün azabından el-emân, el-emân!

Senin sıyanet buyurdukların dışında yerde ve göklerdeki herkesin korkudan yüreklerinin ağzına geleceği, Sur'un üflendiği o günün dehşetinden el-emân, el-emân!

Arzın müthiş bir zelzeleyle sarsıldığı.. göklerin yazı kağıtlarının dürüldüğü gibi dürüldüğü.. yeryüzünün ve semaların alt-üst edilip başka bir âleme tebdîl edildiği.. bütün insanların kabirlerinden kalkıp Sen'in huzuruna çıkarıldıkları.. herkesin dünya hayatındayken yapıp ettiği şeylerin önüne serileceği ve kafirlerin, ‘Ah, keşke toprak olsaydım!' diyecekleri günün ürperticiliğinden el-emân, el-emân!

Malın-mülkün, evlâd ü iyâlin hiçbir fayda vermeyeceği, sadece selîm bir kalble yüce huzura gelenlerin kurtulabileceği.. arşın derinliklerinden, ‘nerede dünya hayatını isyan derelerinde, cürüm vadilerinde geçirenler? Nerede Allah'a verdikleri söze ihanet edenler ve ömrü bir kayıptan ibaret olanlar?' diye nida edildiği günün eleminden ve ızdırabından el-emân, el-emân!

Rabbim! Yüceler Yücesi Rabbim! Gizlimi de açığımı da bilen Sensin! Lütfen beni mazur gör ve tevbemi kabul buyur! Benim Senin rahmetine, merhametine, şefkatine, inayetine, sıyanetine, hıfz u riayetine ne kadar muhtaç olduğumu biliyorsun. Ne olur dileğimi yerine getir ve beni haybet ve hüsrana uğratma!.

Ya Rabbelâlemîn ve Ya Erhamerrâhimîn ve Yâ Ekramelekramîn!

Hadd ü hesaba gelmez günahlarımdan ve isyanlarımdan da yine Senin afv u mağfiret deryana iltica ediyor ve yine el-emân, el-emân diyorum.

Bilerek ya da bilmeyerek işlediğim zulümlerden ve başkalarına verdiğim eziyetlerden dolayı da el-emân, el-emân!

Konumumu, duruşumu, istikametimi koruyamayıp yaptığım yalpalar için de el-emân, el-emân!

Heva ve heveslerin oyuncağı haline gelmiş nefs-i emmaremin yaptıklarından/yaptırdıklarından el-emân, el-emân!

Rabbim! Merhameti sonsuz Rabbim! Onu yoldan çıkaran kirli arzulardan, mülevves düşüncelerden de ‘of!' ediyorum!

Ayaklarımın kaymasına, kalbimin kararmasına, düşüncelerimin bulanmasına karşı Senin inayet ve sıyanetini dileniyorum.

Ya Rabbî! Günahlarım, cürümlerim, hatalarım olsa da ben Senin kulunum. Ey sevdiklerini Cehennem azabından koruyan Rahman ü Rahîm! Ateşe düşmekten beni de koru!

Allahım! Şayet merhametinle muamelede bulunup beni affedecek olursan, o Senin şanındandır ve Sana da o yaraşır. Yok eğer azap edecek olursan ben de ona fazlasıyla layık ve müstehakım. Öyle olsam da Senin beni affedeceğine olan inancım katî, ümîdim de tamdır; zira Sen düşenlerin günahlarını bağışlama şanına en çok yaraşan yegane Zat'sın. Bu kıtmir kulunu da bağışla ey Merhametlilerin En Merhametlisi ve ey Yardım Edenlerin En Hayırlısı!

Allah yeter ve O'ndan güzel vekîl de yoktur. O'nun dostluğu da bambaşka yardımı da bambaşkadır.

Yüce Rabbim! İnsanların en hayırlısı olan Habîbin Hazreti Muhammed'e, âline ve ashabına salât ü selam ederek bu dileklerimi gerçekleştirmeni Senden niyaz ediyorum! Lütfen beni ulu dergahının kapısından geri boş çevirme!.

28 Şubat 2013 Perşembe

İmam Gazali Hz nin duası

Rabbim! En mükerrem ibâdın olan peygamberân-ı izâmın dualarıyla ellerimi(zi) açıyor, yüce arşını omuzlarına yüklediğin Hamele-i Arş'ın ve diğer melâike-i mukarrebînin lisanlarıyla münezzehiyetini ve ululuğunu ilan ederek Sana yalvarıyorum. Senden niyazım, benim gibi âciz ve savunmasız bir kulunu bildik-bilmedik insî, cinnî ya da daha başka düşmanların insafsızlıklarına terketmemendir.

Allahım! Rahmetine, fazlına, lütf u keremine, güç ve kuvvetine iltica ediyor ve bana dostluğunu lutfetmeni.. inayetinle beni desteklemeni.. koruyup kollamanı.. me'mur kıldığın vazifelerimi yerine getirmeye çalışırken yardımını esirgememeni.. başka kapılarda dolaşma ve elâleme el açma mecburiyetinde bırakmamanı ve her zaman sıyanetin ve hıfzın altında bulundurmanı diliyorum.

Kudreti nâmütenâhî ve merhameti sonsuz Yüce Allahım! Ne olur beni bana bırakma ve ucuptan, kibirden, riyadan, nifaktan ve bilmeyerek gizli şirklere düşmekten muhafaza buyur! İçimi, dışımı görünür görünmez kirlerden, paslardan, kusur ve ayıplardan arındır.. kabir azabından ve oradaki çetin imtihana maruz kalmaktan da emîn eyle.. ömrümü bir adanmışlık mülâhazası içinde Sana kullukla geçirebilmeye muvaffak kıl.. yüce nezdindeki ‘ilm-i ledün'den beni de hissedar eyle ve anlayış ufkumun önündeki perdeleri kaldır.. nâdanlarla oturup kalkmak gibi bir pespayeliğe düşürme; düşürme ve sâlih kullarınla yoldaşlık yapmaya muvaffak eyle; neticede beni de o güzel kullarından birisi haline getir!

Allahım! Beni her türlü bela, musibet ve helâkıma sebep olabilecek bütün tehlikelerden koru.. alt seviyedeki düşük insanlardan eyleme.. muhabbet ve sevgi şarabından doyasıya içir ve beni ümitsizlik gibi bütün hastalıkların illeti olabilecek bir ruh bozukluğuna müptela eyleme!

Bütün iyiliklerin mercii Hazreti Berr ü Rahîm'in salât ü selâmı, mahlûkatın nefesleri, yeryüzüne inen yağmur damlaları ve arzdaki nebâtatın sayısı adedince; zâkirler Hakk'ı zikrettiği, gafiller de O'ndan gafil bulunduğu sürece, Seyyid-i Kâinat, mükemmelliğin zirvesi, bütün hayr u hasenât yollarının fatihi ve peygamberlik silsilesinin mührü Hazreti Muhammed Mustafa'ya, âl ü ashâbına, tertemiz ve muhtereme zevcelerine ve zürriyyeti üzerine olsun! Amin!

27 Şubat 2013 Çarşamba

Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Rabbimiz!

Allahım! Sana, lâyık olduğun sûrette ibadet ü taatta bulunabilmemiz için bize yol göster.. masiyet mahallerine düşmemize de müsaade etme ve bizi öyle yerlerden fersah fersah uzak tut.. rızana, hoşnutluğuna ulaşmamıza engel olan şeyleri yolumuzdan kaldır.. işin nihayetinde de bizi Cennetlerinin en güzel köşeleriyle sevindir! Rabbimiz! Şek ve şüpheler durmadan fitneleri körüklüyor, Sen'in dupduru ve tertemiz lütuflarının saffetini bulandırmaya çalışıyorlar. Sen basiretlerimizin üzerindeki şek ve şüphe bulutlarını kaldır.. kalblerimizi kaplayan perdeleri aç.. vicdanlarımızdaki bâtıl izlerini bile sök at ve içimize bütünüyle hak ve hakikat duygusunu perçinle!.

Yüce Allahımız! Bizleri, necat ve felah limanına yanaşan geminin yolcularından eyle.. gönüllerimize, Sana dua dua yalvarmanın lezzetini duyur.. muhabbet havuzlarından da doyasıya içmeyi lutfet.. Sen'i sevmenin ve Sana kurbiyetin halâvetiyle sinelerimizi doldur.. üzerimizden inayetini esirgeme; esirgeme ki, gayretlerimiz sırf rızan için, himmetimiz de yalnız Sana hizmet yolunda olsun. Niyetlerimizde ihlaslı ve samimi olmayı müyesser eyle! Ya Rab! Biz Sen'inle varız ve Sen'in için varız. Sana ulaşabilmek için de yine Sen'den başka bir vesilemiz yoktur.

Ya Rabbenâ ve ya İlahenâ! Bizleri de, Yüce Kitab'ında zikrettiğin ‘mustafeyne'l-ahyâr'/seçkin ve hayırlı kullarından eyle.. bizi destekle ki, yolumuz hep salâha, sâlihâta, iyiliğe kilitlenmiş kullarının yolu olsun.. hep asil davranışların peşinde koşalım.. her zaman hayır istikametinde yarışalım.. ömrümüz fanîyât ü zâilât peşinde değil derecelerimizin yükselmesine vesile olacak bâkiyât ü sâlihât arkasında geçsin.

Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Rabbimiz! Sen her şeye kâdirsin; bizim dualarımıza icabette bulunmak da Sana asla zor gelmez. Ne olur ya Rab, niyazımızı kabul buyur ve bizi haybet, hüsran ve inkisâr-ı hayâle uğratma!.

Alî ibn-i Şihâb el-Hemedânî Hazretlerinin duası

Allahım! Senden bizim, inanan kardeşlerimizin ve topyekün insanların kalblerini, imana, İslam'a, Kur'an'a, ihsan duygusuna ve Peygamberimiz vasıtasıyla bize gönderdiğin bütün hakîkatlere tastamam açmanı diliyoruz.

Rabbimiz! Nezd-i ulûhiyetinden göndereceğin nurlarla gönüllerimizi aydınlat.. sadırlarımıza, sînelerimize inşirah sal.. Sen Settâru'l-uyûbsun; hata, kusur, günah ve isyan olarak bizden ne sâdır olmuşsa Sen onları da setreyle.. aczimizi, fakrımızı şefâatçi yapıp yüce dergâhına iltica ediyoruz; ne olur, merhamet et ve işlerimizi kolay hale getir.. dostlarına karşı olan muameleni bizden de esirgeme ve bizim sîmalarımızı da ağart.. kalblerimizi topyekün islerden, paslardan, küçük-büyük bütün virüs ve mikroplardan arındır.. kabirlerimizi Cennet bahçeleri gibi pür-nur eyle.. bilerek ya da bilmeyerek içine düştüğümüz hatalarımızı, günahlarımızı mağfiret buyur ve tekrar onlara bulaşmak sûretiyle içimizin kirlenmesine müsaade etme!.

Senden hayr u hasenât istikametindeki bütün dilek ve maksatlarımızı gerçekleştirmeni niyaz ediyoruz. Ey sürpriz lütufların sahibi, Ulu Sultanımız! Bizi endişe edip korktuğumuz hususlardan da emîn eyle!

Yâ Erhamerrâhimîn ve Yâ Ekremelekremîn! Bizim, anne-babalarımızın, onların anne-babalarının, bize önderlik ve kılavuzluk yapan büyüklerimizin, bir harf bile olsa kendilerinden istifade ettiğimiz muallimlerimizin, hocalarımızın, onların hocalarının, sevdiklerimizin, sevenlerimizin, içinde neş'et ettiğimiz beldedeki insanların, milletimiz fertlerinin, kadın-erkek arkadaşlarımızın, dostlarımızın, kardeşlerimizin.. bize karşı hep civanmertçe davrananların.. inanan kardeşlerimizin.. hayır dualarında unutmayıp her zaman bizi de yâd edenlerin.. üzerimizde hakkı bulunan kimselerin.. kıymetli nasihatleriyle bize bekâ desenli sâlihatın yollarını gösterenlerin... ve bütün ümmet-i Muhammed'in günahlarını bağışla!

Ey ihsanları bitmek tükenmek bilmeyen ve kullarını lütuf sağanaklarıyla sırılsıklam hale getiren Yüceler Yücesi Rabbimiz! Ne kadar belâ, musîbet ve hastalık varsa, Sen bizi, onların tamamından muhafaza buyur!

Rabbimiz! Duamızın sonunda Sana olan minnet ve şükran hislerimizi bir kere daha tekrarlıyor, Rasûl-ü zîşânı, âlini, ashabını bir kez daha salavâtlarla anıyor ve dualarımızı kabul buyurmanı istirham ediyoruz. Ne olur, bizleri dualarına icabet edilmeyen mahrumlardan eyleme! Amin!.

26 Şubat 2013 Salı

Hazreti Ali (radıyallahü anh)'ın Hizbü's-Seyf İsimli Duasından Bir Bölüm

Allahım! Sen'den, ömrümün geçen kısmında beni değişik ihsanlarınla sevindirdiğin gibi, kalan kısmında da o ihsanlarını tamamlamak sûretiyle daha da sevindirmeni diliyorum. Allahım! Tekliğin, yüceliğin, büyüklüğün, kemâlin, azametin, nurun, re'fet ve rahmetin, ululuğun, eşsiz güzelliğin, cemâlin, celâlin, saltanatın, kudretin, ihsanların, lütufların, nebîn ve habîbin Hazreti Muhammed ve tertemiz yakınları yüzü suyu hürmetine beni nimetlerinden, fazlından, cemâl ve kerem tecellîlerinden mahrum bırakma! Sen kullarına hep cömertçe muamele eder ve hep engin lütuflarda bulunursun. Onun için de Sen'in şanına başka değil sadece cömertlik yaraşır. Bahşettiğin nimetlere karşı yapılan şükür tembelliğinden, noksanlığından dolayı da ihsan musluklarını asla kısmazsın. Haddizatında ne kadar çok lütufta bulunursan bulun, Sen'in hazinelerinden hiçbir şey eksilecek değildir. Sen Mâlikü'l-Mülk'sün. Mülkün için hiçbir sûrette herhangi bir azalma ya da bitip tükenme sözkonusu olamaz ki, Sen de kullarına verdiğin nimetleri azaltasın.

Allahım! Sen'den mehâbet ve mehâfetin karşısında her zaman huşû ve hudû ile çarpan, hep tazarru ve yakarış halinde olan bir kalb, her uzvuyla sabrı yaşayan bir beden, yakîn-i tamm, zikir ve hamd mütemadî hali olan bir lisan, güzel, helal ve bol rızık, faydalı ilim, amel-i sâlihle dolu, hayırlı, uzun bir ömür diliyorum.

Ya Rab! Hiçbir zaman berat fermanını almış biri gibi kendimi bütün bütün emniyet duygusuna salmama müsaade etme! Gönlüme ve dilime zikrini unutturma.. sıyanet örtünü üzerimden kaldırma.. rahmetinin gelip beni de sarıp sarmalayacağı hususunda ümitsizliğe düşürme.. görüp gözetmenden ve yakınlığından mahrum etme.. ansızın bastıran azabından, gelip çatan gazabından Sana sığınıyorum; beni onlara maruz bırakma.. hayatımın hiçbir zaman diliminde, rahmetin ve şefkatin hususunda ye's gibi bir çıkmaza düşmemem için de hep elimden tut!

Yüce Allahım! Enîsim Sen ol ve beni, yalnızlık hissi de dahil olmak üzere her türlü korkudan emin kıl! Belalardan, afetlerden, helak olmaya itebilecek yollardan, dünyada ve ukbada gam, keder, hüzün ve tasa sebebi olabilecek hususlardan muhafaza buyur! Rabbim, Sen asla sözünden dönmez, vaadettiklerine muhalif bir iş işlemezsin; ne olur, bize olan vaadlerini de gerçekleştir!

Rahmeti, merhameti, re'feti ve şefkati sonsuz Allah'ım! Nezdindeki yerimi yücelt, derecelerimi artır ve beni alt seviyenin insanları gibi olmaktan koru! Mahrum bırakmayıp lütufta bulunduğun; alçalmasına izin vermeyip yüksek mertebelere ulaştırdığın; güzelliklerini artırdığın; azabınla değil de merhametinle muamele ettiğin; hep nusretinle te'yîd buyurduğun; işlerinde fiyaskoya uğratmadığın; koruyup kolladığın ve yalnızlığa terketmediğin; hata, kusur ve günahlarını örttüğün; utanç sebebi olabilecek hallere düşürmediğin; hıfz u inayetinle desteklediğin ve kayıplar yaşamasına müsaade etmediğin bahtiyar ve tali'li kullarından eyle! Yüce Mevlam! Bütün bunları Sen'den ve sadece Sen'den diliyor ve dileniyorum; zira Sen gücü her şeye yeten Kâdir-i Mutlaksın!

Ey gökleri ve arzı kabza-ı tasarrufunda bulunduran, yerin üstüne düşmesin diye göğü tutan, “Ol!” demekle dilediği her şey oluveren, her şeye sadece Kendisi hükmeden, Sübhan ve münezzeh Allah'ım! Hakkımda takdir buyurduğun ve inayetinle başlama imkanı bulduğum hayırlı işleri en güzel, en uygun ve en doğru şekilde tamamla! Sen buna kâdirsin ve recam odur ki, dualarıma icabet edersin.. Âmin.