Ey gökleri ve yeri yaratan, hem şehadet hem de gayb âlemini bilen Ulu Allah’ım! Kullarının arasında olup biten meselelerde hükmü sadece Sen verirsin. Müjdeler olsun o kimseye ki, Sen’i bilip tanır ve hükmüne rızadîde olur. Yazıklar olsun o kimseye ki, Sen’in marifetinden mahrumdur. Hayır hayır, yazıklar olsun asıl o kimseye ki, Sen’i tanıyıp bildiği halde verdiğin hükümlere razı olmayıp isyan deryasına yelken açar.
* * *
Allah’ım! Sen’den, Sen’in lütf u kereminden hayatımızın bütününü yönlendirecek güçte bir iman.. hep saygı ve haşyetle çarpan bir kalb.. kendisiyle amel edip faydalanabileceğimiz bir ilim.. istikametten kıl kadar dahî ayrılmamıza müsaade etmeyecek doğrulukta bir yakîn.. Din’in vaz’ettiği prensipleri en ince detaylarına kadar tatbik edeceğimiz bir ömür.. her zaman her türlü beladan emin olabileceğimiz tastamam bir afiyet; ikram ve ihsanından gelecek bu afv ü afiyete mukabelede bulunabileceğimiz enginlikte şükür hisleri ve nihayet insanlar karşısında serfürû etmeme ve onlara asla el açmama duygusu istiyoruz.
* * *
Yüce Allah’ım! Biz kapıkullarını Sen’in kaza ve kaderine karşı her hâl ü kârda rıza gösterme ufkuna eriştir ve kulluğun zorluklarına katlanıp ibadet ü taatten ayrılmama, günah yolunun nefse hoş gelmesine mukabil masiyetlere düşmeme, bizim için ar ve kusur sayılabilecek ve bizi Sen’den uzaklaştıracak beşerî bir kısım arzulara kapılmama istikametinde sabrımızı enginleştir. Allah’ım, bizi imanın hakîkatine ulaştır, ulaştır ki Sen’den başkasından korkmayalım, maddî-manevî bir şey beklemeyelim, Sen’den gayrı hiçbir şeyi zatından dolayı sevmeyelim ve yine Sen’den başka hiç kimsenin önünde eğilmeyelim.
Rabbimiz! İçimizde nimetlerine karşı şükran hislerini artırdıkça artır.. bizi afv ü afiyet ridasıyla sarıp sarmala.. yakîn ufkumuzu genişletmek ve tevekkül hissimizi artırmak suretiyle bize yardım et.. simalarımızı sıfât-ı sübhaniyenin nurlarıyla aydınlat.. bizi de kıyamet gününde dostlarının arasında haşr ü neşreyle ve yüzümüzü güldür.. ailemizi, evlâd ü iyâlimizi ve gönlü bizimle olan bütün dostlarımızı rahmetinle kuşat ve ey dualara icabet eden Sultanlar Sultanı Rabbimiz, ne bir lahza ne de daha kısa bir süre bizi nefsimizle başbaşa bırakma!.
Ey ululuğuyla beraber bize bizden daha yakın olan, celâl ve ikram sahibi, geceyi ve gündüzü kuşatan Rabbim! Her biri Sen’inle aramda kalın birer perde olan günahların sinemde meydana getirdiği gam ve tasayı Sana şikayet ediyor, şayet Sen merhametinle muamele etmezsen gelip beni bulacak hesabın zorluğundan ve azabın şiddetinden de yine Sen’in rahmet ve şefkatine iltica ediyorum.
Allah’ım! Ben de Sen’in Yunus peygamberin gibi, “Ya Rabbî! Senden başka yoktur ilah. Sübhansın, bütün noksanlardan münezzehsin, yücesin. Doğrusu kendime zulmettim, yazık ettim. Affını bekliyorum Rabbim!” derim. Kulun Yakub peygamber derdini Sana şerhettiğinde Sen onun hüznünü gidermiş, görme hislerini yitiren gözlerine şifa ihsan etmiş ve o hüzünlü nebîyi bir kere daha evlatlarıyla buluşturmuştun. Nuh nebî kapının tokmağına dokunup nida ettiğinde Sen onun tasalarını da izale etmiştin. Yine Hazreti Eyyub’un çağrısına cevap vermiş, üzerinde dönüp dolaşan belaları def ü ref’ edivermiştin. Yunus aleyhisselam’a da aynı re’fetle muamelede bulunmuş, onun gam ve tasasını da sinesinden söküp alıvermiştin.
Ya Rab! Hakkında sebeplerin bütünüyle sukût ettiği bir zamanda Zekeriya Peygamberi kendi sulbünden bir evlatla sevindiren Sen; Rasûlün İbrahim aleyhisselam’ın halini görüp onu nemrutların tutuşturduğu ateşlerden koruyan Sen; kavmini darmadağın eden azaptan Hazreti Lut aleyhisselamı ve ehlini kurtaran da yine Sendin!
Allah’ım! İşte ben, Sen’in âciz benden yüce dergahına iltica ediyorum. Ne kadar azaba maruz bıraksan beni hepsi istihkakımdır. Fakat sayılamayacak kadar çok ve dağlar kadar devâsâ cürümlerime rağmen, o enbiya kullarına merhamet ettiğin gibi bana da merhamet edersen, o da doğrusu Sen’in şanına pek yaraşır.
Yüce Allah’ım! Sen’in keremin ve affediciliğin sadece Sana ibadet ü taatta bulunan ve Sana yönelen kullarına mahsus değildir. Bilakis, Sen gazabının önüne geçmiş merhametinle ve ezelî takdirinle Sana isyan eden ve dergahından yüz çeviren kullarını bile dilersen bağışlarsın. Evet, ya Rab, Sen fazlına hudud olmayan yegane kerem Sahibisin ve Sen’in keremin geldiğinde sadece ihsankârları değil isyankârları da içine alır, alır çünkü Sen Yüceler Yücesi ve Merhametliler Merhametlisisin; bize, bize kötülük yapanlara ihsanla mukabelede bulunmamızı emrettiğin gibi, Sana karşı kusur üstüne kusurlara bulaşan bu âsî ve mücrim kullarına ihsan ve lütufta bulunacak da yine Sensin!
“Ey bizim Rabbimiz, biz kendimize çok yazık ettik. Şayet Sen günahlarımızı örtüp, bize merhamet buyurmazsan hüsrana uğrayanlardan oluruz.” Ne olur günahlarımızı mağfiret et ve dualarımızı kabul buyur Allahım! Âmin
25 Şubat 2013 Pazartesi
Bütün Allah Dostlarının Virdi ve Sığınağı
Bismillahirrahmanirrahim
Gücü her şeye yeten ulu Allah’ım! Sana, Sen’in yüce dinine, Kitabına, Peygamberine, Sana inananlara ve Senin hoşnutluğunu, hiçbir beklentiye girmeden hak-hakikat yolunda hizmet etmek suretiyle kazanmaya çalışan masum insanlara düşmanlık besleyen art niyetli, hep kötülük planlayıp kötülük peşinde koşan kendini bilmez nâdanlara fırsat verme. Şayet hidayete istihkakları yok ve haince düşüncelerini gerçekleştirme istikametinde inat ve ısrar içinde olmaya devam ederlerse, Sen onların birliklerini dağıt.. cemiyetlerini darmadağın et.. menfi emellerini uygulamak için kullanacakları her türlü malzemeyi asla kullanamayacakları bir hale getir.. plan ve projelerini boz.. binalarını başlarına yık.. hallerini değiştir.. ecellerini yakınlaştır.. hiç kimse hakkında hiçbir kötülük düşünmeye fırsat bulamamaları için onları kendi dertleriyle uğraştır ve nihayet onları, “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Rasûlüllah” ve “Bismillahirrahmanirrahîm” hakkı için güç ve kudretinin şanına yaraşır şekilde cezalandır!.
Ya Rab! Şanının ululuğuna ve saltanatının azametine yaraşır şekilde hamd bütünüyle sadece Sana’dır. Biz de sadece Sana hamdediyoruz. Rasûlün ve habîbin Hazreti Muhammed Mustafa’ya, âline ve ashabına salât ü selam eyle ve o Nebîler Serveri’nin yüzü suyu hürmetine bizim dualarımızı da kabul buyur. Amin!.
Gücü her şeye yeten ulu Allah’ım! Sana, Sen’in yüce dinine, Kitabına, Peygamberine, Sana inananlara ve Senin hoşnutluğunu, hiçbir beklentiye girmeden hak-hakikat yolunda hizmet etmek suretiyle kazanmaya çalışan masum insanlara düşmanlık besleyen art niyetli, hep kötülük planlayıp kötülük peşinde koşan kendini bilmez nâdanlara fırsat verme. Şayet hidayete istihkakları yok ve haince düşüncelerini gerçekleştirme istikametinde inat ve ısrar içinde olmaya devam ederlerse, Sen onların birliklerini dağıt.. cemiyetlerini darmadağın et.. menfi emellerini uygulamak için kullanacakları her türlü malzemeyi asla kullanamayacakları bir hale getir.. plan ve projelerini boz.. binalarını başlarına yık.. hallerini değiştir.. ecellerini yakınlaştır.. hiç kimse hakkında hiçbir kötülük düşünmeye fırsat bulamamaları için onları kendi dertleriyle uğraştır ve nihayet onları, “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Rasûlüllah” ve “Bismillahirrahmanirrahîm” hakkı için güç ve kudretinin şanına yaraşır şekilde cezalandır!.
Ya Rab! Şanının ululuğuna ve saltanatının azametine yaraşır şekilde hamd bütünüyle sadece Sana’dır. Biz de sadece Sana hamdediyoruz. Rasûlün ve habîbin Hazreti Muhammed Mustafa’ya, âline ve ashabına salât ü selam eyle ve o Nebîler Serveri’nin yüzü suyu hürmetine bizim dualarımızı da kabul buyur. Amin!.
24 Şubat 2013 Pazar
Hazreti Ali (radıyallahü anh)'ın Kaside-i Mecdiyyesi
Allahım! Hamd Sanadır, ululuk tahtının Sultanı Sen’sin
Bereketi dilediğine verir, dilediğine de vermezsin.
Allahım! Beni Sen yarattın; sığınağımdır rahmetin
Bollukta da, darlıkta da en büyük ümidimdir şefkatin.
Allahım! Hatalarım pek büyük ve çok olsalar da
Hiç şüphesiz Sen’in affın onlardan daha büyüktür.
Allahım! Dileğimi yerine getireceğin ümidindeyim
Şu perişan halime bak; yaptıklarımdan bin pişmanım.
Allahım! Hâl-i pürmelâlimi, aczimi görür ve bilirsin
Gizli gizli yakarışlarımı da sadece Sen işitirsin.
Allahım! Ümitsizlik vadilerine düşmeme izin verme
Lütfuna ihtiyacım sonsuzdur, kalbimi de kaydırma!
Allahım! Şayet kovarsan beni ya da haybete uğrarsam
O zaman ne yaparım, hangi kapıya gidebilirim!?
Allahım! Azabından, gazabından, ikabından, Sen koru!
Huzurunda kulluk tasmasıyla duran bu boynu bükük kulu!
Allahım! Orada ne diyeceğimi lisanıma Sen yerleştir
Acı mıdır kabirdeki halim, bilemem nedir?
Allahım! Azabınla cezalandırsan da beni bin sene
Rahmetinden ümidim kesilmeyecek bir an bile.
Allahım! Bağışlayıcılığının lezzetini duyur gönlüme
Evlâd ü iyalin, malın-mülkün fayda vermediği günde.
Allahım! Tutmazsan elimden, zayi olur giderim ben
Fakat koruyup kollarsan, kaymaz ayaklarım yerinden.
Allahım! Sadece muhsinleri affedersen eğer Sen
Hevasına yenik düşmüş mücrimleri bulunur mu affeden!?
Allahım! Takva talebinde ifrata girmişsem şayet
İşte huzurundayım, tevbe ediyorum, günahımı affet!
Allahım! Dağlar cesametinde olsa da günahlarım
Affın ondan da büyüktür, bağışlanma umarım.
Allahım! Cahillik edip günahlara dalmış olsam da
“Kulumun korkmasına gerek yok”, nidası kulağımda.
Allahım! Lütfunu hatırlayınca bütün korkularım diniyor
Günahlarım zihnime hücum edince, gözlerim yaş akıtıyor.
Allahım! Sürçmelerimi görmezden gel, günahlarımı sil
Bin pişmanım yaptıklarımdan, kalbimdeki yangındır delil.
Allahım! Bir bîçareyim, rahmetini ve fazlını gözlüyorum
Sen’in ihsan kapından başka bir kapıyı çalacak da değilim.
Allahım! Dergahından uzaklaştırılır ya da iltifat görmezsem
Kimin affını umabilir ve kimden şefaat bekleyebilirim!?
Allahım! Seven gönül gecelerde uyumaz, dua eder, yalvarır
Gafillerin yaptığı tek şeyse, kulağı üzerine yatıp uyumaktır.
Allahım! Kulların hep Sen’in bol rahmetini ümid ederler
Ve Cennet bahçelerinde ebediyyen kalmayı dilerler.
Allahım! Reca hislerim coşunca kurtulacağım zannediyorum
Günahlarımı düşündüğümde de kendimi çok levmediyorum.
Allahım! Kulunu affedersen eğer, affınla kurtuluşu bulur
Yok eğer affetmezsen, sayısız günahlarıyla helak olur.
Allahım! Habibin Hazreti Muhammed Mustafa hürmetine
Ve O Nebiler Serveri’ne ittiba eden salih kulların hürmetine.
Allahım! Hazreti Ahmed ü Mahmud’un dini üzere sabit kıl,
Gönlüme de, inabe, takva, taat ve hudû hisleri sal.
Allahım! Rahmeti Sonsuz Allahım! Kulunu mahrum etme
Etme de, O mahlukatın en hayırlısının şefaatine nail eyle.
Allahım! Kulların ellerini açıp Sana dua ettiği müddetçe
Sen de Kainatın İftihar Tablosu Efendimiz’e salât eyle!.
* Bu dua el-Kulûbü'd-Dâria'nın 19-22. sayfasında geçmektedir.
23 Şubat 2013 Cumartesi
İmam Şâzilî Hazretleri’nin Hizbü’l-Hamdinden Bir Bölüm
Geleceğinde kat’iyen şüphe edilemeyecek bir günde bütün insanları cem’edip bir araya getirecek olan Yüce Allah’ım! Ne olur; sadakat, hâlis niyet, ihlas, güçlü irade, huşû, heybet, haya, murâkabe, nur, yakîn, faydalı ilim, marifet, güçlü hafıza, bizi her türlü masiyetten uzak tutacak ölçüde ismet, İslam’ı yaşamada aşk u şevk ve güç, neş’e, huzur, yüce nezdinde affa mazhar olma, hak ve hakîkati olduğu gibi dile getirip açıklayabilme istidadı ve Kur’an’ı gerektiği şekilde anlayabilme gibi güzel haslet ve lütuflarla da bizim aramızı cem’ eyle!.
Sevdiği kullarına bol bol husûsî iltifatları olan Rabbimiz! Bizleri de, gönüllerini dupduru kıldığın kulların gibi özel muhabbet ve dostluğunla serfiraz eyle.. işiten kulağımız, gören gözümüz, konuşan lisanımız, idrak eden kalbimiz, güzeli çirkinden, iyiyi kötüden ayıran aklımız, tutan elimiz ve kol-kanat geren destekleyenimiz ol! Nezdindeki ledünnî ilimle bizim sinelerimizi de doldur.. bizi de arızasız, kusursuz ameller işlemeye, dünyanın kirine pasına bulaşmadan elde edebileceğimiz ve ahirette bizim için sorgu ve ceza sebebi olmayacak helal rızıklar temin etmeye muvaffak eyle!
Ya Rab! Tevhid yolunun ve şer’-i şerifinin enginliğinde yürürken tabiatımızdaki bir kısım boşluklara, heva ve hevesimize takılıp düşmekten bizi koru ve gireceğimiz yere doğrulukla girmeye, çıkacağımız yerden de yine doğrulukla çıkmaya muvaffak kıl ve Kendi katından, bizi destekleyecek kuvvetli bir delil lutfeyle!
Ey Halîm, Alîm, Semî’, Basîr, Mürîd, Kadîr, Hayy, Kayyûm, Rahman, Rahîm olan ve biz âciz kulların azametini bihakkın idrak etmeye asla güç yetiremeyeceğimiz yüce Mevlâmız! Bütün arşı kaplayan azametin, topyekün yaratıklara hükmettiğin kudretin, umum mevcûdâtı kuşattığın rahmetin, her şeyi bildiğin ilmin, hiçbir şeyin karşı koyamayacağı irade ve meşîetin ve her şeye kendisinden daha yakın olan sem’in ve basarın hürmetine kapında el açıp, boyun büküp tazarru, niyaz ve münacaatta bulunuyoruz.
Ey bana benden daha yakın bulunan Rabbim! Artık hiç bir şey diyecek yüzüm kalmadı; cürümlerim büyüdükçe büyüdü; emellerimin gerçekleşmesi iyice imkansız bir hâl aldı ve şekâvet vadilerinin kenarlarında dolaşıyor gibi bir halim var. Ey Rabbim, Sen, başımda dönüp duran musibetleri, içinde bocalayıp durduğum zavallılığı, şaşkınlığı, basiretsizliği, düşmüşlüğü ve ne kadar tuhaf hallere dûçar kaldığımı görüyor ve biliyorsun. Allah’ım, bütün bunlara rağmen, ben Sana, Sen’in esmâ-i hüsnâna, sıfât-ı ulyâna ve Rasûlün Hazreti Muhammed Mustafa’ya iman ettim ve bu imanımı en büyük sermaye olarak bildim/biliyorum. Hal böyle olunca Sen’den gayrı kim bana merhamet edebilir ve kim bana saadet bahşedebilir!? N’olur Rabbim, merhamet buyur, buyur da bana dosdoğru yolu buldur ve hep o yolda yürümeyi müyesser kıl; günahlara ve dalalete sürükleyen yolları bildir ve onlara düşmekten de beni fersah fersah uzak tut.. hep hak yollara sevket.. nurunla yolumu aydınlat.. aklımı her zaman yerinde kullanıp dosdoğru hükümler vermeme yardımcı ol ve hakîkati aslına uygun şekilde beyan etmeye muvaffak eyle!
Her şeyin biricik ışık kaynağı, hayır kapılarını açan ve gâileleri savan, her şeye gücü yeten Yüce Allahım! Nurunla kalbimi fetheyle ve güzelliklere aç.. nezdindeki ilimden bana da ihsanda bulun.. özel lütuflarınla idrak ufkumu genişlet.. Seninle duyup Seninle görmek bahtiyarlığına eriştir.. kudret tecellilerinle tâkatimi artır.. hayatından hayat üfle ve bütün arzularımı Sen’in meşiet ve dilemene tâbî kıl!. Amin!
Sevdiği kullarına bol bol husûsî iltifatları olan Rabbimiz! Bizleri de, gönüllerini dupduru kıldığın kulların gibi özel muhabbet ve dostluğunla serfiraz eyle.. işiten kulağımız, gören gözümüz, konuşan lisanımız, idrak eden kalbimiz, güzeli çirkinden, iyiyi kötüden ayıran aklımız, tutan elimiz ve kol-kanat geren destekleyenimiz ol! Nezdindeki ledünnî ilimle bizim sinelerimizi de doldur.. bizi de arızasız, kusursuz ameller işlemeye, dünyanın kirine pasına bulaşmadan elde edebileceğimiz ve ahirette bizim için sorgu ve ceza sebebi olmayacak helal rızıklar temin etmeye muvaffak eyle!
Ya Rab! Tevhid yolunun ve şer’-i şerifinin enginliğinde yürürken tabiatımızdaki bir kısım boşluklara, heva ve hevesimize takılıp düşmekten bizi koru ve gireceğimiz yere doğrulukla girmeye, çıkacağımız yerden de yine doğrulukla çıkmaya muvaffak kıl ve Kendi katından, bizi destekleyecek kuvvetli bir delil lutfeyle!
Ey Halîm, Alîm, Semî’, Basîr, Mürîd, Kadîr, Hayy, Kayyûm, Rahman, Rahîm olan ve biz âciz kulların azametini bihakkın idrak etmeye asla güç yetiremeyeceğimiz yüce Mevlâmız! Bütün arşı kaplayan azametin, topyekün yaratıklara hükmettiğin kudretin, umum mevcûdâtı kuşattığın rahmetin, her şeyi bildiğin ilmin, hiçbir şeyin karşı koyamayacağı irade ve meşîetin ve her şeye kendisinden daha yakın olan sem’in ve basarın hürmetine kapında el açıp, boyun büküp tazarru, niyaz ve münacaatta bulunuyoruz.
Ey bana benden daha yakın bulunan Rabbim! Artık hiç bir şey diyecek yüzüm kalmadı; cürümlerim büyüdükçe büyüdü; emellerimin gerçekleşmesi iyice imkansız bir hâl aldı ve şekâvet vadilerinin kenarlarında dolaşıyor gibi bir halim var. Ey Rabbim, Sen, başımda dönüp duran musibetleri, içinde bocalayıp durduğum zavallılığı, şaşkınlığı, basiretsizliği, düşmüşlüğü ve ne kadar tuhaf hallere dûçar kaldığımı görüyor ve biliyorsun. Allah’ım, bütün bunlara rağmen, ben Sana, Sen’in esmâ-i hüsnâna, sıfât-ı ulyâna ve Rasûlün Hazreti Muhammed Mustafa’ya iman ettim ve bu imanımı en büyük sermaye olarak bildim/biliyorum. Hal böyle olunca Sen’den gayrı kim bana merhamet edebilir ve kim bana saadet bahşedebilir!? N’olur Rabbim, merhamet buyur, buyur da bana dosdoğru yolu buldur ve hep o yolda yürümeyi müyesser kıl; günahlara ve dalalete sürükleyen yolları bildir ve onlara düşmekten de beni fersah fersah uzak tut.. hep hak yollara sevket.. nurunla yolumu aydınlat.. aklımı her zaman yerinde kullanıp dosdoğru hükümler vermeme yardımcı ol ve hakîkati aslına uygun şekilde beyan etmeye muvaffak eyle!
Her şeyin biricik ışık kaynağı, hayır kapılarını açan ve gâileleri savan, her şeye gücü yeten Yüce Allahım! Nurunla kalbimi fetheyle ve güzelliklere aç.. nezdindeki ilimden bana da ihsanda bulun.. özel lütuflarınla idrak ufkumu genişlet.. Seninle duyup Seninle görmek bahtiyarlığına eriştir.. kudret tecellilerinle tâkatimi artır.. hayatından hayat üfle ve bütün arzularımı Sen’in meşiet ve dilemene tâbî kıl!. Amin!
Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allah'ım!
Allahım! Yol azığım az fakat Sana olan tevekkülüm çoktur. Cürmümün büyüklüğünü düşününce azabının korkusundan tir tir titriyorum ama reca duygusu ufkumu sarınca içime emn ü eman doluyor. Günah(lar)ım beni cezaya müstehak hale getirse de, affına olan itimadım kulağıma hep mükafaatının büyüklüğünü fısıldıyor. Gaflet, huzuruna varacağım gün için kayda değer bir hazırlık yapmama müsaade etmemiş olsa da, kereminin genişliğini ve sürpriz lütuflarını düşününce gözlerim ümitle parlıyor. Bin bir isyana, tuğyana dalmış olmam içime vahşet salsa da, gufranını ve rızanı bir armağan paketi halinde önüme koyuvereceğini düşünüyorum ve işte o zaman gönlüm üns esintileriyle coşuyor.
Rabbim! Zat'ından gelecek ziya tufanlarına, nur hüzmelerine, rahmet ve re'fet esintilerine itimad ediyor; bol ikramlarından, birbirinden güzel nimetlerinden istifade edebileceğim istikametindeki beklentilerimi gerçekleştirmeni ve beni de bir kurb/yakınlık eri olma pâyesiyle şereflendirmeni diliyorum.
Ya Rab! İşte huzurundayım ve kendimi Sen'in rahmet ve şefkat esintilerine salıyorum.. cömertliğinin ve lütuflarının enginliğine iltica ediyorum.. gazabından kaçıyor, hoşnutluğuna sığınıyorum; Sen'den yine Sana iltica ediyorum. Beni en güzel şekilde ödüllendireceğin hususundaki ümidim de tam, mevhîbelerine olan itimadım da tamdır. Görüp gözetmene ne kadar muhtaç olduğumu Sen daha iyi bilirsin, Rabbim!
Ey fazlı, keremi, hilmi ve affı bizim hayallerimize bile sığmayacak kadar engin olan Yüce Sultanım! Ne olur, tattırmakla yüzümüzü güldürdüğün nimetlerinin tamamına erdir.. gedâna bir kere keremkâne davrandıktan sonra artık keremini kesme.. hilminle muamele edip örttüğün günahlarımın üzerindeki örtüyü de bir daha kaldırma!
İlâhî! Dileklerimin yüce dergahında kabulü için yine Sen'in şefaatine dehâlet ediyor, azabından korunmak için Sen'in merhametine sığınıyorum. İhsanlarına karşı çok arzuluyum; nimetlerine nihayetsiz rağbetim var; lütuf sağanaklarınla sırılsıklam hâle geleceğim, inayet bulutlarınla gölgeleneceğim ânı gözlüyorum; kapını çalarak, dergahına teveccüh ederek, lütf u inayetine sığınarak, yüce katından bahşedeceğin en câzip lütufları avlamaya çalışarak, cemâline koşarak, azametin ve celâlin karşısında el-pençe divan durarak Sen'i, Sen'in rızanı talep ediyorum.
Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allah'ım! Bahtına düştüm, ne olur, bana istihkakım olan azap edilmek ve mahrumiyete maruz bırakılmakla değil, Sen'in şânın olan mağfiret ve rahmetle muâmelede bulun! Amin!
Rabbim! Zat'ından gelecek ziya tufanlarına, nur hüzmelerine, rahmet ve re'fet esintilerine itimad ediyor; bol ikramlarından, birbirinden güzel nimetlerinden istifade edebileceğim istikametindeki beklentilerimi gerçekleştirmeni ve beni de bir kurb/yakınlık eri olma pâyesiyle şereflendirmeni diliyorum.
Ya Rab! İşte huzurundayım ve kendimi Sen'in rahmet ve şefkat esintilerine salıyorum.. cömertliğinin ve lütuflarının enginliğine iltica ediyorum.. gazabından kaçıyor, hoşnutluğuna sığınıyorum; Sen'den yine Sana iltica ediyorum. Beni en güzel şekilde ödüllendireceğin hususundaki ümidim de tam, mevhîbelerine olan itimadım da tamdır. Görüp gözetmene ne kadar muhtaç olduğumu Sen daha iyi bilirsin, Rabbim!
Ey fazlı, keremi, hilmi ve affı bizim hayallerimize bile sığmayacak kadar engin olan Yüce Sultanım! Ne olur, tattırmakla yüzümüzü güldürdüğün nimetlerinin tamamına erdir.. gedâna bir kere keremkâne davrandıktan sonra artık keremini kesme.. hilminle muamele edip örttüğün günahlarımın üzerindeki örtüyü de bir daha kaldırma!
İlâhî! Dileklerimin yüce dergahında kabulü için yine Sen'in şefaatine dehâlet ediyor, azabından korunmak için Sen'in merhametine sığınıyorum. İhsanlarına karşı çok arzuluyum; nimetlerine nihayetsiz rağbetim var; lütuf sağanaklarınla sırılsıklam hâle geleceğim, inayet bulutlarınla gölgeleneceğim ânı gözlüyorum; kapını çalarak, dergahına teveccüh ederek, lütf u inayetine sığınarak, yüce katından bahşedeceğin en câzip lütufları avlamaya çalışarak, cemâline koşarak, azametin ve celâlin karşısında el-pençe divan durarak Sen'i, Sen'in rızanı talep ediyorum.
Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allah'ım! Bahtına düştüm, ne olur, bana istihkakım olan azap edilmek ve mahrumiyete maruz bırakılmakla değil, Sen'in şânın olan mağfiret ve rahmetle muâmelede bulun! Amin!
22 Şubat 2013 Cuma
Ey Rahmet Sultanı! İşte kapındayız,tut elimizden...
Bütün noksan sıfatlardan münezzeh ve topyekün kemâl vasıflarıyla mevsuf yüce Rabbimiz! Senin yol göstericiliğine sığınmayan gafil kimselerin düşe kalka yürüdükleri yollar ne kadar dar, dosdoğru yola hidayet buyurduğun bahtiyar insanların salına salına yürüdükleri yollar ise ne kadar açık ve ne kadar geniştir. Ya Rab! Sen'den bizi Sana ulaştıracak yollara, o yollar içinde de en kestirme olanına hidayet etmeni, uzakları yakın hale getirmeni, zorları da kolaylaştırmanı diliyoruz. Bizi de hep hoşnutluğun istikametinde koşturup duran.. ülfet ve ünsiyete mağlup olmayıp daima Senin kapının tokmağına dokunan.. gecelerin karanlığını ibadet ü tâatla aydınlığa çeviren.. Sen'in mehabetin karşısında yüreği her zaman kıpır kıpır olan.. beslenme kaynaklarını dupduru kıldığın, arzu ettikleri şeyleri is'af buyurduğun.. talep ettikleri payelere ulaştırdığın.. fazlınla ihtiyaçlarını giderdiğin.. sevginle gönüllerini doldurduğun ve yüce katından mâ-i zülâllerle doyurduğun kullarından eyle! O kullar ki, Sen'in inayetinle münâcatın lezzetine ermiş ve gözlerini diktikleri zirvelere doğru yürümeye muvaffak olmuşlardır.
Ey Kendisine teveccüh edenleri yalnız bırakmayıp fazlıyla sevindiren; zikrinden gafil bulunanlara rahmet ve re'fetle muamelede bulunan, Vedûd ve Atûf isimleriyle da kullarını cezbeden Allah'ım! Beni de nezdindeki lütuflardan en çok hissesi olan, yüce katında yüksek payelere ulaşmış, sadrı sinesi Sen'in muhabbet ve marifetinle meşbû bahtiyar kullardan eylemeni diliyorum! Rabbim! Himmetimi hizmetine, rağbetimi de Sana hasrettim. Yegane muradım Sen'sin; başkası değil. Gözlerim sadece Sana mülâkî olduğum gün aydın olacaktır. Aşkım da şevkim de, içimdeki hararet de sadece Sanadır ve yalnız Sen'in içindir. İhtiyacım da, muradım da Sen'in rıza ve rıdvanındır. Talebim komşuluğuna ermektir. Gayem yakınlığına mazhar olmaktır. Kalbim sadece Senin kapında gedâlık yapmak ve yalvarıp yakarmakla ünse erer ve rahat eder. Dertlerimin dermanı da, yanan sineme serinlik verecek ilaç da yine Sen'dedir. Tasalarımı giderip, sıkıntılarımı izale edecek biri varsa, o da yine Sen'sin!
Rabbim! Enîsim ol.. vahşetimi gider.. sürçmelerimi, tökezlemelerimi görmezden gel.. hatalarımı setret.. tevbemi kabul buyur.. dualarımı geri çevirme.. hiçbir elin ulaşamayacağı sıyanet fanusun içine al ve fakr u zarûretimi, havl ve kuvvetinle zenginleştir.. ümidimin sönüp gitmesine müsaade etme.. uzaklığın yakıp kavuran rüzgarlarına da terketme; ey Cennetlerin Sahibi, dünya ve ahiret her şeyim olan Rabbim!.
Ey Kendisine teveccüh edenleri yalnız bırakmayıp fazlıyla sevindiren; zikrinden gafil bulunanlara rahmet ve re'fetle muamelede bulunan, Vedûd ve Atûf isimleriyle da kullarını cezbeden Allah'ım! Beni de nezdindeki lütuflardan en çok hissesi olan, yüce katında yüksek payelere ulaşmış, sadrı sinesi Sen'in muhabbet ve marifetinle meşbû bahtiyar kullardan eylemeni diliyorum! Rabbim! Himmetimi hizmetine, rağbetimi de Sana hasrettim. Yegane muradım Sen'sin; başkası değil. Gözlerim sadece Sana mülâkî olduğum gün aydın olacaktır. Aşkım da şevkim de, içimdeki hararet de sadece Sanadır ve yalnız Sen'in içindir. İhtiyacım da, muradım da Sen'in rıza ve rıdvanındır. Talebim komşuluğuna ermektir. Gayem yakınlığına mazhar olmaktır. Kalbim sadece Senin kapında gedâlık yapmak ve yalvarıp yakarmakla ünse erer ve rahat eder. Dertlerimin dermanı da, yanan sineme serinlik verecek ilaç da yine Sen'dedir. Tasalarımı giderip, sıkıntılarımı izale edecek biri varsa, o da yine Sen'sin!
Rabbim! Enîsim ol.. vahşetimi gider.. sürçmelerimi, tökezlemelerimi görmezden gel.. hatalarımı setret.. tevbemi kabul buyur.. dualarımı geri çevirme.. hiçbir elin ulaşamayacağı sıyanet fanusun içine al ve fakr u zarûretimi, havl ve kuvvetinle zenginleştir.. ümidimin sönüp gitmesine müsaade etme.. uzaklığın yakıp kavuran rüzgarlarına da terketme; ey Cennetlerin Sahibi, dünya ve ahiret her şeyim olan Rabbim!.
Ey bizim Mevlâmız...!
Allahım! Peşi peşine gelen lütuflarına nasıl şükredebileceğim hususunda bütün bütün şaşkına döndüm. (Sana sonsuz defa hamd ü senâlar olsun!) Fazlın coşup coşup gelince Seni senâ etmekte bütün bütün âciz düştüm. Haddimin fevkınde o kadar çok nimetle serfiraz kıldın ki, nasıl hamdedeceğimi bilemez oldum. İnayetinle art arda öyle tecellîlerde bulundun ki, onlara şükürle mukâbele hususunda da hepten tâkatsiz kaldım.
Rabbim! İşte bunlar, Senin bir çağlayan gibi akıp akıp gelen nimetlerine karşı taksîratını, ihmalini, kadr ü kıymet bilmeyişini itiraf eden çaresiz bir mücrimin itiraflarıdır. Sana gelince Rabbim, Sen Raûf ü Rahîm, Berr ü Kerîm'sin. Kendine yönelenleri haybete uğratmaz, avluna sığınanları da kovup uzaklaştırmazsın. Bir dileği olanların kervanları hep Senin kapında dururlar.. yardıma ihtiyacı bulunanlar Sen'in dergahında konaklarlar. Ne olur Allah'ım, bizi arzu ettiğimiz hususlarda haybet ve inkisara uğratma; ümitsizliğe düşürme!
Ey bütün mevcûdâtın yaratanı ve yaşatanı olan Ulu Sultanım! Sen'in nimetlerinin büyüklüğü yanında benim şükrüm pek küçük; ikramlarına karşı ettiğim senâ da çok cılız kaldı. Üzerimdeki iman urbası da, başımdaki izzet tâcı da, boynumda hep kalacak Sana ait gerdanlık da, kolye de hep Sen'in ihsan ve lütuflarının eseridir. Evet ya Rabbi! İhsanların o kadar hadsiz ki, onları saymaktan âcizim; değil tek tek saymak hepsini birden idrake bile güç yetiremiyorum. Senin şükrüne nasıl tâkat getirebilirim ki ben; Sana şükretmenin bile bir şükür borcu oluyor: Ne zaman ‘leke'l-hamd/hamd Sana' desem, onun için de ayrıca bir ‘hamdolsun' demem vacip oluyor.
Allah'ım! Biz yoktuk, kerem kılıp bizi Sen var ettin ve bugüne getirdin. Sen'den üzerimizdeki nimetlerini tamama erdirmeni, nikmetinden, azabından, gazabından da emin kılmanı diliyoruz. Bu muhtaç kapıkullarını iki cihan saadetinin en en âlâsı ve en güzeli ile sevindir. Altından kalkamayacağımız ağır imtihanlara tâbî tutmadığın için ve üzerimizden sağanak sağanak yağdırdığın nimetlerin için Sana sonsuz hamd ediyor ve hamdimizin rızana muvâfık, lütuflarının azametine de lâyık olacağını ümid ediyoruz, ey merhametine hudut olmayan, yüce ve kerîm Rabbimiz!.
Rabbim! İşte bunlar, Senin bir çağlayan gibi akıp akıp gelen nimetlerine karşı taksîratını, ihmalini, kadr ü kıymet bilmeyişini itiraf eden çaresiz bir mücrimin itiraflarıdır. Sana gelince Rabbim, Sen Raûf ü Rahîm, Berr ü Kerîm'sin. Kendine yönelenleri haybete uğratmaz, avluna sığınanları da kovup uzaklaştırmazsın. Bir dileği olanların kervanları hep Senin kapında dururlar.. yardıma ihtiyacı bulunanlar Sen'in dergahında konaklarlar. Ne olur Allah'ım, bizi arzu ettiğimiz hususlarda haybet ve inkisara uğratma; ümitsizliğe düşürme!
Ey bütün mevcûdâtın yaratanı ve yaşatanı olan Ulu Sultanım! Sen'in nimetlerinin büyüklüğü yanında benim şükrüm pek küçük; ikramlarına karşı ettiğim senâ da çok cılız kaldı. Üzerimdeki iman urbası da, başımdaki izzet tâcı da, boynumda hep kalacak Sana ait gerdanlık da, kolye de hep Sen'in ihsan ve lütuflarının eseridir. Evet ya Rabbi! İhsanların o kadar hadsiz ki, onları saymaktan âcizim; değil tek tek saymak hepsini birden idrake bile güç yetiremiyorum. Senin şükrüne nasıl tâkat getirebilirim ki ben; Sana şükretmenin bile bir şükür borcu oluyor: Ne zaman ‘leke'l-hamd/hamd Sana' desem, onun için de ayrıca bir ‘hamdolsun' demem vacip oluyor.
Allah'ım! Biz yoktuk, kerem kılıp bizi Sen var ettin ve bugüne getirdin. Sen'den üzerimizdeki nimetlerini tamama erdirmeni, nikmetinden, azabından, gazabından da emin kılmanı diliyoruz. Bu muhtaç kapıkullarını iki cihan saadetinin en en âlâsı ve en güzeli ile sevindir. Altından kalkamayacağımız ağır imtihanlara tâbî tutmadığın için ve üzerimizden sağanak sağanak yağdırdığın nimetlerin için Sana sonsuz hamd ediyor ve hamdimizin rızana muvâfık, lütuflarının azametine de lâyık olacağını ümid ediyoruz, ey merhametine hudut olmayan, yüce ve kerîm Rabbimiz!.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)