20 Şubat 2013 Çarşamba

Ulu Allahımız.....

Ulu Allahımız! Lisanlar, celâline yaraşır şekilde Sen'i senâ etme hususunda tâkatsiz kaldılar. Akıllar, cemâlinin künhünü idrake kalkıştı fakat aciz düştüler. Gözler de aynı âkıbetle karşı karşıya kaldı ve Sen'in sübuhât-ı vechini müşahedeye güç yetiremediler. Hiç kimse Sen'i bilmeye, marifetine ermeye tam muktedir olamadı ve bilme peşinde olanlar bu husustaki acziyetlerini en büyük idrak bildiler.

Yücelerden Yüce Rabbimiz! Bizleri sadr u sinelerinde şevk ü heyecanın kök saldığı.. muhabbet hislerinin bir karasevda halinde kalblerinin bütününü sardığı.. tefekkürün kollarında derinleştikçe derinleşmiş.. kurbiyet payesiyle şereflendirilmiş.. mükâşefenin omuzlarında ilahî sırlara uyanmış.. muhabbet havuzundan kana kana içmiş.. öz'lerinde, saflığa, duruluğa ermiş.. gözlerindeki perde kalkmış.. imanın hazzını vicdanlarında tam hissetmiş.. bütün şek ve şüphelerden kurtulmuş.. gönülleri, Sen'i bilip bulmanın inşirahıyla dolup taşmış.. himmetlerini coşturmuş.. eksiksiz huzuru ve tastamam saadeti elde etmiş.. Hakk'ın muâmelesi gibi bir âb-ı hayat kaynağından kevserler içmiş.. iç'leri üns esintileriyle ayrı bir güzelliğe ulaşmış.. her türlü korkudan, endişeden emin kılınmış.. Rabb'e rücû ve teveccühle gönülleri itmi'nana ermiş.. ruhları yakîn zirvelerinde felâhı bulmuş ve dünya-âhiret pazarında, dünyayı verip âhireti almak sûretiyle pek kârlı bir ticarete muvaffak olmuş bahtiyar kullarından eyle!.

Rahmet ve Şefkat Sultanı Mevlâmız! Sen'in, zikrinle meşbû gönüllere saldığın ilhamlar ne kadar lezzetli, Gaybu'l-Guyûb olan Zât'ın istikametindeki nâmütenâhî seyr u sülûk (yolculuk) ne kadar tatlı, muhabbetinin tadı ne kadar hoş, kurbiyetinin gönüllere akıttığı esintiler de ne kadar zevklidir! Ne olur, bize, huzurdan kovulup uzaklaştırılmanın azabını tattırma ve bizi marifet erbabı has kullarının zümresine ilhak eyle!

İhsanına, rahmet ve merhametine sığınarak bunları Sen'den dileniyoruz, dualarımızı kabul buyur, ey azamet ve ululuk tahtının Sultanı ve ey lütf u keremiyle sevdiklerini umduklarına nâil eyleyen Merhametliler Merhametlisi Rabbimiz!.

19 Şubat 2013 Salı

El-Kulùbü'd-Dâriadan....

Allah'ım! Bir vecîbe olarak omuzlarıma yüklemeseydin, ben katiyen Sen'in zikrine teşebbüs edemezdim. Sen'i şânına layık şekilde zikretmeye güç yetiremeyeceğime göre nasıl teşebbüs edebilirdim ki! Ben nerede, Sen'i takdîs edecek biri olmak nerede!? Sen'in üzerimizdeki en büyük nimetlerinden biri hiç şüphesiz Yüce Zât'ını zikrini lisanlarımıza akıtman ve Sen'i tenzîh ü tesbîh edip, huzurunda dua dua yalvarmamıza müsaade etmiş olmandır. –Sana bin kere, yüzbin kere, milyonlar kere şükürler olsun!- Rabbimiz, üzerimizdeki nimetini tamamla ve bize tenhada veya bir toplulukta, gece-gündüz, açık ve gizli, rahatlıkta-zorlukta hep Sen'in yâdınla oturup kalkmayı nasip et.. bizi hep dupduru, katışıksız amellerde kullan.. hata, kusur ve günahlarımızı da ince hesaba tabî tutma ve ne kadar varsa hepsini mağfiret buyur!

Allah'ım! Selim kalbler hep Sen'in sevdana tutulmuşlar, farklı farklı gönüller sadece Sen'in marifetin etrafında biraraya gelmişlerdir. Kalbler sadece Sen'i anmakla itmi'nan bulur, his ve heyecanlar da yalnızca Sana vâsıl olunca sükuna ererler. Her yerde sayısız lisanlarla tesbîh edilen Sen; bütün zamanlarda kendisine yönelinip ibadet ü tâatta bulunulan Sen; varlığına bir başlangıç ve son olmayıp her zaman varolan Mevcûd-u Ezelî Sen; çeşit çeşit dillerle kendisine dua dua yalvarılan Sen; bütün kalblerin tâzimle yâd ettiği de yine Sen'sin. Rabbim! Bu zamana gelene kadar zikrinden başka neyi lezzet zannetmişsem; ünsünden hariç hangi şeyde rahat bulduğumu düşünmüşsem, yakınlığının dışında neleri sürûr vesilesi addetmişsem ve Sana tâattan başka ne tür şeylerle meşgul olmuşsam, onların hepsinden dolayı tevbe ediyor, bağışlanma diliyorum.

Ya Rabbelâlemîn! Sen, Kur'an-ı Mübînin'de, “Ey iman edenler! Rabbinizi çok çok zikredin!”, “O'nu sabah-akşam hep tesbîhlerle anın!”, “Siz kendi idrak ve gücünüz ölçüsünde Beni anın ki, daralıp sıkıştığınızda Ben de sizi anayım!” buyuruyorsun. Sen'in bütün beyanların haktır ve biz hepsine “Âmennâ ve saddeknâ!” diyoruz. Bize zikrinden uzak kalmamamızı emrediyor ve ona karşılık şânına yaraşır bir şekilde bizi anmakla şereflendireceğini vaadediyorsun. Ey Zikredenlerin en Güzeli ve Merhametlilerin en Merhametlisi Rabbimiz! Biz Sen'i emrine muvafık bir tarzda zikretmeye gayret ettik ve etmeye de devam edeceğiz. Sen de, ne olur, va'd-i sübhânîni yerine getir ve sürûra susamış bu kapıkullarının gönüllerine bir nebze olsun ferahlık sal!

18 Şubat 2013 Pazartesi

El-Kulûbü'd-Dâriadan bir yakarış...

Ey Kendisine iltica talebinde bulunanların koruyucusu ve himaye isteyenlerin hâmîsi! Ey helâke sürüklenenleri helâk olmaktan kurtaran.. muhtaç ve acınacak durumlara maruz kalanları koruyup kollayan.. düşkünlere her zaman merhamet nazarıyla bakan.. ızdırar içinde iki büklüm olanların gönüllerinden kopup gelen münacaatlarına cevap veren.. fakirleri iğnâ eden.. kırık kalbleri tamir eden, sarıp sarmalayan.. ümitsizliğe dûçar olanlara ümit kaynağı olan.. nusretiyle, gadr ve zulme uğramış mazlumların imdadına koşan.. korkuyla yaşayanların endişelerini izale buyuran.. tasası olanların kederlerini berteraf eden ve rahmet, re'fet ve şefkatine dehâlet edenleri görüp gözeten, muhafazası altına alan Yüce Rabbim!

Benim gibi bir çaresiz için Sen'in güç, kuvvet ve kereminden başka hangi şey bir sığınak olabilir!? Sen'in kudretinin himayesine girmezsem, beni başka kim koruyabilir!? Sen'in affın olmazsa, işlediğim onca günahın vebâlinden nasıl sıyrılabilir, Sen nazar-ı müsamaha ile bakmazsan, hatalarımın boynuma taktığı kementlerden nasıl kurtulabilirim!? Sen inayetinle imdadıma yetişmeden işlediğim kötülüklerin elemli akıbetinden kurtulmam mümkün olamaz. Yüce Mevlâm! Azabından şefkatine sığınıyorum; Sen, rahmet kapına dokunanlara kayıp yaşatmaz, onları hizlâna uğratmazsın. Yüce dergahına sığınanlara azap etmez, onları terkedilmişlik ızdırabıyla da karşı karşıya bırakmazsın.

Ey Rab! Rahmetinin vesâyetine sığınıyor, lûtfundan sürpriz ihsanlar bekliyoruz. Hem fakir, hem muhtaç, hem gidecek başka kapıları olmayan, “ hem âsî, hem âciz, hem gafil, hem cahil, hem alîl, hem zelîl, hem müsî', hem müsinn, hem şakî” olan, fakat gelip dergahına sığınan bu kaçkınları himayenden ve riayetinden mahrum bırakma! Sen'in sıyanetine dehalet ediyoruz; helâkimize sebebiyet verebilecek tehlikeli zeminlerden, kalb ve ruh hayatımız adına âfet sayılabilecek tavır ve davranışlardan bizi uzak tut.. dehrin musîbetlerine karşı muînimiz ol.. onlarla olan çetin imtihanlarda kaybetmemize müsaade etme.. üzerimize sağanak sağanak sekîne indir.. düşüp kaymadan, yalpa yapmadan, yan çizmeden, dünya ve ukba hayatımız adına aldanma sebebi olabilecek her türlü yanlışlıklardan bizleri koru, ey rahmet, re'fet ve merhamet sultanı olan Rabbimiz!.

17 Şubat 2013 Pazar

Hazreti Ali (radıyallahü anh)'a Ait Başka Bir Dua


Ey Rab! Sen'in icabet etmediğin bütün arzu ve hayaller boştur; Sen'in neticeye ulaştırmadığın gayretler de hep boşa çıkar. Yolcusunu Sana ulaştırmayan yollar dalâletten başka bir şey değildir ve onlara bir kere düşen –şayet Sen'in inayetin olmazsa- bir çıkmaza düşmüş olur. Melce-i Hakiki Sen'sin ve iltica da yalnız Sana'dır.

Ey maksut ittihaz edilenlerin en kerîmi ve kapısında el açılanların en cömerdi olan Allahım! Yüce dergahına iltica ediyorum; omuzlarımı çökertecek, sırtımı bükecek kadar günah yüküyle huzuruna geldim. “El-eman, el-eman” diyor, o yığın yığın günahların hacâletinden beni kurtarmanı diliyorum.

Rahmet ve şefkati doğru yolda yürüyenlerin sığınağı olan Yüce Rabbim! Sen, çaresizlik ve ızdırar içerisinde kapısına varılanların en kerîmisin; kereminden öte kerem yoktur. Doğru yolu bulmuş kullar da başkalarının kapılarını aşındırmaz, sadece Sen'in yüce nezdindeki kıymetler üstü armağanları arzularlar. İşte bu mülahazaları şefaatçi yaparak ben de huzuruna geldim ve huzurunda dileniyorum.

Ey kullarının gözlerini marifete açan.. lisanlarını hamd ile coşturan merhametliler merhametlisi Allahım! Keder ve tasaların gelip kalbimi yıpratmasına müsaade etme.. arzularımın gerçekleşmesi için gayret gösterirken batıl yollara düşmekten beni koru ve işlerimi de, ömrümü de hayırla neticelendir! Amin!.

el-Kulûbü'd-Dâria dan bir dua...

Bizi yoktan varedip varlığından haberdâr kılan Yüce Allahımız! Ahirete uzanan yolda nasibimize şu dağdağalı dünya hayatı düştü; bizi sayılamayacak kadar tuzaklarla çepeçevre kuşatan aldatıcı bir dünya. Öyle gaddar, mekkâr bir dünya ki, bitip tükenme bilmeyecek heva ve heveslerle elimizi kolumuzu bağladı. Rabbimiz! Dünyanın hile ve hud'alarından Sana iltica ediyor, câzibedar güzelliklerine gönül kaptırıp aldananlardan olmaktan da yine Sana sığınıyoruz. Rabbim, Sen daha iyi bilirsin ki, o zâlim dünya, tâliplerini helâke sürükler; sevdalılarını telef eder; binbir afet ve felaketle yüzyüze getirir. O halde tevfîkini bize yâr et, sıyanetini esirgeme; esirgeme de, içimizi dünyanın mülevves yüzüne karşı istiğna hisleriyle doldur.. muvakkat dünya hayatının ruhu ve kalbi öldüren tuzaklarına düşmekten koru.. dünyaya dalıp da Senin emirlerine muhalefet etmekten muhafaza buyur.. işlerimizi de Sana havale ediyoruz, ne olur, onları en hayırlı şekilde tamamla.. rahmetinden hissemizi artırdıkça artır.. coşup coşup taşan mevhibe sağanaklarını –her ne kadar layık olmasak da– bizim gönüllerimize de akıt.. sevgini sinelerimize tastamam yerleştir.. marifetinin nurlarıyla kalbimizi ihya buyur.. affının halâvetini, marifetinin de lezzetini vicdanlarımıza duyur.. Sana mülâki olacağımız günün ışığıyla gözlerimizi aydınlat ve saf, duru ve has kulların olan ebrar ve salihlerin kalblerinden dünya sevgisini çıkardığın gibi bizim kalblerimizden de çıkar, ey rahmetine ve keremine nihayet olmayan Rahman ü Rahîm!

Ey hususi donanımlarla yarattığı bir kısım müstesna insanlarla beşeriyeti karanlıklardan aydınlığa çıkaran rahmeti sonsuz Rabbimiz! Niyazımızın nihayetinde sevgili habibin Hazreti Muhammed Mustafa'ya, tertemiz, pırıl pırıl, masum aile efradına, her biri bir hidayet rehberi olan yol arkadaşlarına, zerrât-ı kâinat adedince salât ve selam ediyor; başta Efendiler Efendisi olmak üzere, onların yüzü suyu hürmetine dileklerimizi kabul buyurmanı diliyor ve dileniyoruz. Bahtına düştük, lütfen ve keremen, bizi ümit beslediğimiz hususlarda haybet ve hüsrana uğratma! Amin!.

16 Şubat 2013 Cumartesi

Hazreti Ali (Radiyallahü Anh)'a Ait, Tasa ve Kederden Emîn Olmak İçin Okunabilecek Bir Dua

Rabbim! Açık-gizli bütün işleri gören ve bilen yalnız ve yalnız Sen'sin! Yerküre Sen'in izzetinden yayılıp dürülmüştür; Güneş ve Kamer de, arzı ve gökleri aydınlattıkları ışıklarını Sen'in nurundan almışlardır.

Ey temiz gönülleri her zaman lütuflarıyla sevindiren, hayatını takva yörüngeli sürdüren gönül erlerinin korkularını izale eden ve kullarının ihtiyaçlarını gönderen Sultanlar Sultanı Allahım! Sen öyle yüce bir sultansın ki, dergahında kapıcı bulunmaz; zaten Sen'in de öyle bir kapıcıya ihtiyacın yoktur. Sen bir vezîre, bir yardımcıya da asla muhtaç değilsin. Sen'den başka bir rabb olmadığını ve Sen'in el açıp yalvarılacak yegane ma'bûd olduğunu bütün kâinat değişik lisanlarla haykırıp durmaktadır.

Ya Rab! Hiç ayrılmadan Sen'in dergahının önünde bekleyenler ve ısrarla el açıp yalvaranlar, başka değil Sen'den sadece lütuf ve ihsan görürler. Allahım! Sen ‘Lâ havle velâ kuvvete illâ billah” kenzinin tek sahibisin; Sen'in her şeye gücün yeter. Habîbin Hazreti Muhammed hürmetine, ehl-i beyti hürmetine bizi de umduklarımıza nâil eyle!.

* Bu dua el-Kulûbü'd-Dâria'nın 19. sayfasında geçmektedir.

Hazreti Ali (radıyallahü anh)'ın Hizbü's-Seyf İsimli Duasından Bir Bölüm

Allahım! Sen'den, ömrümün geçen kısmında beni değişik ihsanlarınla sevindirdiğin gibi, kalan kısmında da o ihsanlarını tamamlamak sûretiyle daha da sevindirmeni diliyorum. Allahım! Tekliğin, yüceliğin, büyüklüğün, kemâlin, azametin, nurun, re'fet ve rahmetin, ululuğun, eşsiz güzelliğin, cemâlin, celâlin, saltanatın, kudretin, ihsanların, lütufların, nebîn ve habîbin Hazreti Muhammed ve tertemiz yakınları yüzü suyu hürmetine beni nimetlerinden, fazlından, cemâl ve kerem tecellîlerinden mahrum bırakma! Sen kullarına hep cömertçe muamele eder ve hep engin lütuflarda bulunursun. Onun için de Sen'in şanına başka değil sadece cömertlik yaraşır. Bahşettiğin nimetlere karşı yapılan şükür tembelliğinden, noksanlığından dolayı da ihsan musluklarını asla kısmazsın. Haddizatında ne kadar çok lütufta bulunursan bulun, Sen'in hazinelerinden hiçbir şey eksilecek değildir. Sen Mâlikü'l-Mülk'sün. Mülkün için hiçbir sûrette herhangi bir azalma ya da bitip tükenme sözkonusu olamaz ki, Sen de kullarına verdiğin nimetleri azaltasın.

Allahım! Sen'den mehâbet ve mehâfetin karşısında her zaman huşû ve hudû ile çarpan, hep tazarru ve yakarış halinde olan bir kalb, her uzvuyla sabrı yaşayan bir beden, yakîn-i tamm, zikir ve hamd mütemadî hali olan bir lisan, güzel, helal ve bol rızık, faydalı ilim, amel-i sâlihle dolu, hayırlı, uzun bir ömür diliyorum.

Ya Rab! Hiçbir zaman berat fermanını almış biri gibi kendimi bütün bütün emniyet duygusuna salmama müsaade etme! Gönlüme ve dilime zikrini unutturma.. sıyanet örtünü üzerimden kaldırma.. rahmetinin gelip beni de sarıp sarmalayacağı hususunda ümitsizliğe düşürme.. görüp gözetmenden ve yakınlığından mahrum etme.. ansızın bastıran azabından, gelip çatan gazabından Sana sığınıyorum; beni onlara maruz bırakma.. hayatımın hiçbir zaman diliminde, rahmetin ve şefkatin hususunda ye's gibi bir çıkmaza düşmemem için de hep elimden tut!

Yüce Allahım! Enîsim Sen ol ve beni, yalnızlık hissi de dahil olmak üzere her türlü korkudan emin kıl! Belalardan, afetlerden, helak olmaya itebilecek yollardan, dünyada ve ukbada gam, keder, hüzün ve tasa sebebi olabilecek hususlardan muhafaza buyur! Rabbim, Sen asla sözünden dönmez, vaadettiklerine muhalif bir iş işlemezsin; ne olur, bize olan vaadlerini de gerçekleştir!

Rahmeti, merhameti, re'feti ve şefkati sonsuz Allah'ım! Nezdindeki yerimi yücelt, derecelerimi artır ve beni alt seviyenin insanları gibi olmaktan koru! Mahrum bırakmayıp lütufta bulunduğun; alçalmasına izin vermeyip yüksek mertebelere ulaştırdığın; güzelliklerini artırdığın; azabınla değil de merhametinle muamele ettiğin; hep nusretinle te'yîd buyurduğun; işlerinde fiyaskoya uğratmadığın; koruyup kolladığın ve yalnızlığa terketmediğin; hata, kusur ve günahlarını örttüğün; utanç sebebi olabilecek hallere düşürmediğin; hıfz u inayetinle desteklediğin ve kayıplar yaşamasına müsaade etmediğin bahtiyar ve tali'li kullarından eyle! Yüce Mevlam! Bütün bunları Sen'den ve sadece Sen'den diliyor ve dileniyorum; zira Sen gücü her şeye yeten Kâdir-i Mutlaksın!

Ey gökleri ve arzı kabza-ı tasarrufunda bulunduran, yerin üstüne düşmesin diye göğü tutan, “Ol!” demekle dilediği her şey oluveren, her şeye sadece Kendisi hükmeden, Sübhan ve münezzeh Allah'ım! Hakkımda takdir buyurduğun ve inayetinle başlama imkanı bulduğum hayırlı işleri en güzel, en uygun ve en doğru şekilde tamamla! Sen buna kâdirsin ve recam odur ki, dualarıma icabet edersin.. Âmin!